DİJİTALLEŞEN MÜZİK SEKTÖRÜ VE TELİF SÖZLEŞMELERİNİN YENİDEN ŞEKİLLENMESİ GEREKLİLİĞİ ÜZERİNE KISA NOTLAR 25 Eylül 2020
Dünya müzik endüstrisi pandemi ile yeniden şekilleniyor!
Amerikan rap müzik sektörüne hızlı bir giriş yapan zaman içerisinde rap müziğe getirdiği deneysel tınılar yerine sansasyonel evliliği, moda sektöründe yarattığı ürünler ve nihayetinde ABD başkanlık seçimine aday olması ile daha çok tanınan Kanye West 2019 yılının en fazla kazanan (2.) sanatçısı. Forbes verilerine göre Taylor Swift (!)’den sonra 150 milyon dolar kazancı ile 2019 yılını ikinci olarak kapatan rapper bugünlerde plak şirketine açtığı savaş ile (gündemde.(https://www.forbes.com/ sites/ zackomalleygreenburg/ 2019/12/06/the-worlds-top-earning-musicians-of- 2019/# 5d1b451164e7)
Amerikan müzik sektöründe plak şirketlerine başkaldıran en ünlü örnek elbette ki Prince’di. Öyle ki yanağında “slave” yazan bir dövme ile sahne aldı. Prince’ın asıl eleştiri noktası milyonlarca dolar telif getirisi getiren albümler çıkarmış olmasına rağmen bu gelirlerden yeterince pay alamıyor ve para kazanmak için sahneye çıkmak zorunda kalıyor olmasıydı.
Aynı kaotik durum gelmiş geçmiş en büyük performans sanatçısı kabul edilen Michael Jackson bakımından da geçerliydi. Popun kralı milyonlarca dolar telif geliri elde etmesi için Beatles Kataloğuna sahip olmak da dâhil tüm şartlara sahipken para kazanmak için sahneye çıkmak zorundaydı. Öyle ki yeniden sahneye çıkmasına günler kala da trajik bir şekilde hayata gözlerini yumdu. Ölümünden itibaren de 2 milyar dolar servet yaparak Elvis Presley’i geride bıraktı ve en çok kazanan yaşamayan ünlü unvanını da 2009 yılından beri kimseye bırakmadı. (https://www.ocregister.com/2020/01/10/here-are-the-top-money-making-dead-celebrities-from-2019/)
Bugünlerde, Kanye West örneğindeki gibi, plak şirketleri ile müzisyenler arasındaki ezeli ve ebedi çekişmenin kendisini yeniden göstermesinin en temel nedenlerinden biri dijital müzik platformlarının üye sayısını 2019 yılı itibariyle 358 milyon aboneye çıkarmış olmasıdır. Bu artış bir önceki seneye nazaran %32’lik büyüme anlamına gelmektedir. Bu rakamın pandemi ile birlikte 700 milyon aboneye ulaşacağı tahmin edilmektedir. Abonelik sayılarına baktığımızda sektör lideri %35’lik oran ile “spotify”’dır. Onu %19’luk payı ile “Apple Music” izlerken “Amazon Music” ise üçünü sırada gelmektedir. Müziğin yeni mecrası olarak kabul edilen bu paltformlar YouTube’un da dikkatini çekmiş olacak ki o da yeni yeni bu işe girmeye başlamıştır.
Kanye West, 16.09.2020 tarihinde Twitter hesabından, hesaba PDF formatında evrak yükleyemediğini belirterek, UNIVERSAL MUSIC GROUP (UMG) ile imzaladığı kontratların tamamını parça parça yayımladı.
Böylece dünya müziğinin en büyük plak şirketlerinden birinin yine dünya müziğinin en önemli isimlerinde biriyle imzalamış olduğu ve aslında tamamen gizli kalması ön görülen milyarlarca dolar değerindeki sözleşmelerin tüm maddelerini de tüm dünya öğrenmiş oldu.
Kanye West ile UMG arasında imzalanan kontratlar bir kez daha gösterdi ki plak şirketleri ile müzisyenler arasındaki en büyük savaş hala telif haklarının kimde ve ne şekilde olacağı sorunudur.
Türkiye’de yapılan sözleşmelerin Amerikan akranlarının kopyaları olduğunu düşünürsek, dünya müzik piyasasında tıpkı Türkiye’de olduğu gibi asıl kazanan tarafın telif haklarını elinde bulunduran taraf olduğu Kanye West sözleşmelerinin yayımlanması ile bir kez daha anlaşılmış oldu. Zira bu sözleşmelere göre sanatçı gelirini telif haklarından değil konser ve diğer merchandising gelirlerinden elde etmek zorunda kalmaktayken telif gelirlerinin aslan payı ise elbette ki West’in plak şirketi olan UMG’da…
Dijital müzik platformlarının hakimiyetini günden güne arttırması telif gelirlerinin öneminin katlanmasına neden olmaktadır. Dolayısıyla müzisyenler ile plak şirketleri arasında imzalanan sözleşme hükümlerinde eserlerin telif haklarının kimde olacağı; kaç sene olacağı; hangi mecrada nasıl ve ne şekilde kullanılacağı ve tüm bunlara ek olarak belki de en önemlisi kim tarafından hangi şartlarda üçüncü kişilere devir ve temlik edileceği hususlarının belirlenmesi hayati önem taşımaktadır.
Plak şirketleri ile yapılan sözleşmelerde bu hükümlere dikkat edilmemesi; telif hakkının sanatçı bakımından sonsuz kadar kaybı anlamına gelebiliyor. Bu son açıklamamıza verilebilecek en güzel örnek elbette ki 2013 yılında Erkin Koray’ın meşhur “Fesuphanallah” ve “Şaşkın” albümlerinin telif haklarının sanatçıda değil plak şirketinde olduğuna dair verilen mahkeme kararıdır.
Yargıtay incelemesinden geçerek kesinleşen ve emsal olmak niteliği kazanan bu kararda, sanatçı tarafından imzalanmış muvafakatname geçerli kabul edilerek plak şirketinin her iki albümü de üçüncü kişilere devir ve temlik etmesi hukuka uygun bulunmuştur. Böylece asıl yaratım sahibi olan Erkin Koray “Fesuphanallah” ve “Şaşkın” gibi yıllara meydan okuyan iki büyük albümün telif gelirlerinden bir kaşık pasta almakla yetinmek ve asıl büyük dilimi şirketlere bırakmak zorunda kalmıştır. (Yargıtay Kararı - 11. HD., E. 2012/5303 K. 2013/8060 T. 24.4.2013) Dolayısıyla telif sözleşmelerinin tasarlanırken belirlenen hüküm ve şartlar en az eserin bizzat kendisi kadar hayati önem taşımaktadır.
Özellikle pandemi nedeni ile kapalı konser alanlarının eskisi gibi rağbet görmeyeceği nazara alındığında, eser sahibi sanatçılar tıpkı Kanye West gibi neden daha çok telif geliri alamıyorum sorusunu soracak ve dümenini dijital müzik platformlarının görsel ve işitsel kaynaklarına kaydıracaktır. Bu durum da elbette Twitter’da tüm detaylarıyla ifşa edilen uluslararası dev plak şirketi sözleşmelerinin yeniden yazılması anlamına gelecektir.
Pandemi ile hiç bir şeyin eskisi gibi olmayacağı yenidünya düzeninde müzik sektörünün oyun kurucusu olan müzik yapım sözleşmeleri ve bu sözleşmelerin telif hakları hükümleri de kendine düşüne payı kaçınılmaz şekilde alacaktır. Gelecek müzik piyasasından en büyük paya sahip olacak olanın telif hakkı gücünü elinde bulunduran ve bu gücü dijital müzik mecrasında kullanan olacağı söylenebilir.
Diğer Haberler
-
12.12.2025
Borca Batıklık ve Sermaye Kaybı Hesaplamasında Muafiyet Süresi Uzatıldı
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("TTK") 376'ncı maddesi, şirketlerde sermaye kaybı ve borca batıklı olma durumunu düzenlemekte olup bu durumlarda uyulacak usul ve esasları ise "6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 376'ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ" ("TTK m. 376 Tebliği") ile detaylandırılmıştır.
-
8.12.2025
OFAC Nedir? Yatırımcılar İçin Stratejik Önemi Ve Uygulama Alanları
Dünya değiştikçe ve gün geçtikçe, daha da sık karşılaşmaya başladığımız terimlerden biri "OFAC". Küreselleşen dünyada uluslararası alanda yatırım yapmak isteyen kurumlar bir şekilde OFAC'a rastlıyor ya da OFAC ile temas ediyor. Zira, OFAC tarafından uygulanan bu yaptırımlar yalnızca ABD vatandaşları / menşeli şirketleri değil, ABD ile doğrudan veya dolaylı olarak ekonomik - finansal temasta olan kişileri de ilgilendiriyor. Peki nedir bu OFAC?
-
4.12.2025
Ortaklara Borçlar Ve Adat Faturası
1. Adat Nedir? Uygulamada sıklıkla işletmelerin ortaklara borç vermesi işlemi ile karşılaşılmaktadır. İşletmenin ortaklardan alacaklı hale geldiği böyle bir durumda söz konusu alacak miktarına adat faizi hesaplanması ve fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Dolasıyla adat, işletme ile ortak/ilgililer arasında gerçekleşen borç-alacak ilişkilerinde işletme kaynaklarının kullanım süresine bağlı olarak faiz tahakkuku hesaplamak ve vergi kaybının telafi edilmesi amacıyla uygulanan bir yöntemdir. Bu hesaplamalar, transfer fiyatlandırması kurallarına uyum, vergi matrahının doğru belirlenmesi ve KDV gibi yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi açısından önem taşır.
-
28.11.2025
Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirim Süreci Ve Yaptırımları
1. Hamiline Yazılı Pay Senetlerin Basımı ve Bildirimi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("Kanun") 484. maddesi uyarınca anonim şirketlerde iki tür pay senedi bulunmaktadır: nama yazılı ve hamiline yazılı pay senetleri. Nama yazılı pay senetlerinde devir işlemi teslim ile gerçekleşirken, hamiline yazılı pay senetlerinin devri için Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirilmesi ve Kayıt Altına Alınması Hakkında Tebliğ ("Tebliğ") uyarınca bazı şartlar getirilmiştir. Tebliğ kapsamında hamiline yazılı payların Merkezi Kayıt Kuruluşu ("MKK") kaydının tamamlanması, yönetim kurulu kararının alınması ve bu kararın ilgili sicil müdürlüğünde tescil ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ettirilmesi gerekmektedir.
-
20.11.2025
Birleşme ve Devralma İşlemlerinde Niyet Mektubu Süreci
Birleşme ve devralma ("M&A") işlemleri, hem hukuki hem ticari açıdan çok aşamalı süreçlerdir. Bu süreçte, sözleşme aşamasına geçilmeden önce sözleşme tarafları, işlem iradelerini belirlemek, ticari beklentilerini paylaşmak ve hukuki çerçeveyi oluşturmak için bir hazırlık sürecine girerler. Bu hazırlık süreci, tarafların işlem yapısına ilişkin temel ilkeleri tartıştığı, müzakere stratejilerini belirlediği ve işlem risklerini değerlendirdiği ilk aşamayı oluşturur.
-
14.11.2025
Gerekçeli Karar Hakkının İhlaline Dair Yeni Aym Kararı Resmi Gazete'de Yayınlandı
1. GİRİŞ Gerekçe, yargı kararlarında meselenin, sonuçta gösterilen şekilde çözülmesinin nedenini ve niçinini gösteren kısımdır ve hüküm vermenin bir uzantısıdır.1 Gerekçenin içeriğinin tatmin edici ve tutarlı olması, hukukî dinlenilme hakkının ve adil yargılanma hakkının sağlanması açısından mühimdir. Gerekçeli karar, mahkemenin tarafsızlığını ortaya koymakla; gerçekten, dosya içeriğine, akla ve hukuka uygun düşen bir gerekçe sayesinde taraflar davayı hangi maddî ve hukukî sebeplerden ötürü kaybettiklerini veya kazandıklarını öğrenme ve tatmin olma şansına sahip olacaklardır.
-
7.11.2025
Kapsam Dışı Personel Hakkında Anayasa Mahkemesi Kararı
22.09.2025 Tarihli Resmi Gazete 'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararında;
-
24.10.2025
Asıl ve Alt İşverenin Arabuluculuğa Birlikte Katılma Zorunluluğu Anayasa Mahkemesi Kararı ile Kaldırıldı
Çalışma hayatında iş ilişkilerinin sona ermesi sonrasında işçinin işe iade talebiyle başvurabileceği arabuluculuk sürecine ilişkin önemli bir Anayasa Mahkemesi kararı yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesi, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinin (15) numaralı fıkrasında yer alan, "Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hâllerde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması gerekir" hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğuna karar vermiştir. Söz konusu karar, 17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
-
23.10.2025
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanına Döviz Ve Para Hareketlerini Sınırlama Yetkisi Veren Kanun Hükmünü İptal Etti!
15 Ekim 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi ("Mahkeme")17 Haziran 2025 tarihli, E. 2024/193, K. 2025/136 sayılı kararıyla1 ("Karar") 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un ("Kanun") 1. maddesini ("Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım satımı ve kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin alım satımı, kıymetli madenlerin rafinajı ile tüm bu eşya ve kıymetlerin, ticari senetlerin ve tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk Parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Cumhurbaşkanı salahiyetlidir.") iptal etmiştir.
-
21.10.2025
Borçlu Dışındaki Kişiye Ait Malların Haczi ve Hukuki Hakların Korunmas
İcra takibi sürecinde borçlunun malvarlığına dahil olmayan üçüncü kişilere ait malların haczi, uygulamada sıkça karşılaşılan ve ciddi mağduriyetlere yol açan bir durumdur. Özellikle eşler arasında mal rejimi kaynaklı belirsizlikler ile birlikte mülkiyet ilişkileri, icra işlemlerinde mülkiyetin kime ait olduğunun doğru şekilde tespitini zorlaştırmaktadır. Bu kapsamda, borçlunun eşinin veya bir başka üçüncü kişinin malı üzerine haciz tatbik edilmesi halinde başvurulabilecek hukuki koruma yollarının en önemlisi istihkak iddiasıdır.
-
20.10.2025
Rekabet Hukuku Çerçevesinde Birleşme ve Devralmalar ve Bildirim Yükümlülüğü
Birleşme ve devralmalar (M&A), şirketlerin büyüme ve yeniden yapılanma stratejilerinin merkezinde yer almaktadır. Şirketlerin gerek ulusal, gerekse uluslararası ölçekte genişleme, pazar paylarını artırma yahut yeni pazarlara giriş yapma amacına hizmet eden bu işlemler, yalnızca ekonomik ve ticari sonuçlar doğurmakla kalmayıp, aynı zamanda ilgili pazardaki rekabet dinamiklerini doğrudan etkileyebilme potansiyeli taşımaktadır. Bu sebeple, birleşme ve devralma işlemleri, pazardaki rekabet yapısını etkileyebilir. Bu özelliğinden dolayı, M&A işlemleri stratejik fırsatlar yaratırken, rekabet düzeninin sürdürülebilirliği açısından da düzenleyici otoritelerin titizlikle değerlendirdiği alanlardan biridir.
-
17.10.2025
OSB Uygulama Yönetmeliğinde Önemli Değişiklik: Katılımcılara Ek Süre İmkânı
17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'ne Geçici Madde 13 eklenmiştir. Bu yeni düzenleme, yapı ruhsatı veya işyeri açma ve çalışma ruhsatı almamış OSB katılımcılarına belirli şartlar altında ek süre tanınmasına olanak sağlamaktadır.
-
15.10.2025
Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulma Yükümlülüğünde Güncel Durum
1. GİRİŞ 20 Eylül 2025 tarihli ve 33023 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ("Değişiklik Tebliği") ile, 14 Şubat 2025 tarihli ve 32813 sayılı “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ”e (“Tebliğ") önemli değişiklikler getirilmiştir.
-
25.9.2025
İşe İade Kararı Sonrası İşverenin Yapması Gereken Sgk İşlemleri
Kesinleşen işe iade kararını tebliğ alarak 10 iş günü içinde işe başlama iradesini işverene ileten işçiyi, İşveren işe başlatabileceği gibi işe başlatmayarak mahkeme kararında tespit edilen 4 aylık boşta geçen süre ücretinin yanı sıra işe başlatmama tazminatını da ödeyebilir. Görüldüğü üzere işverenin bu durumda iki seçimlik hakkı bulunmakla birlikte SGK nezdinde yapılacak işlemler her iki durumda da birbirinden farklıdır.
-
19.9.2025
Yargıtay İBK ile Rekabet Yasağına Aykırılık Davalarında Asliye Ticaret Mahkemelerinin Görevli Olduğuna Karar Verilmiştir
1. Giriş Rekabet etmeme borcu, işçinin işverene karşı olan sadakat borcunun bir türüdür. İşçi, iş sözleşmesinin devamı süresince işverenle rekabet etmemeyi sadakat borcu kapsamında üstlenmektedir. Bununla birlikte, Türk hukukunda iş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmesini yasaklayan herhangi bir kanuni düzenleme bulunmamaktadır. Fakat taraflar, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra işçinin işverene karşı rekabet etmemesini serbest iradeleri ile kararlaştırabilmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun 444-447. maddeleri arasında da işçi ile işveren arasında kurulabilecek rekabet yasağı sözleşmesine ilişkin düzenlemeler ve sınırlamalar yer almaktadır.