Covid-19 Salgın Hastalığı Nedeniyle İcra ve İflas Takipleri 30.04.2020 Tarihine Kadar Durdurulmuştur 23 Mart 2020
Covid-19 Salgın Hastalığı Nedeniyle İcra ve İflas Takipleri 30.04.2020 Tarihine Kadar Durdurulmuştur
22.03.2020 tarihli ve 31076 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 2279 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile COVID-19 salgın hastalığının ülkemizde yayılmasını önlemek amacıyla 30.04.2020 tarihine kadar icra ve iflas takipleri durdurulmuştur.
Söz konusu kararın temel özellikleri ile uygulama esaslarını aşağı maddeler halinde özetlenmektedir.
1. İcra Ve İflas Takiplerinin Durması Ne Anlama Gelir?
Bu düzenleme ile ülke çapında başlatılmış ve devam etmekte olan tüm icra ve iflas takipleri hangi aşamada iseler o aşamada duracaktır. Diğer bir ifade ile açılmış icra dosyaları var olmaya devam edecek, yapılmış hacizlerin hepsi kalacak ancak yeni haciz işlemi yapılamayacak, yeni hacizler konamayacak, satışlar gerçekleştirilemeyecektir. Tüm iş ve işlemler var oldukları hali ile donacaktır.
2. Hacizler Kalkacak Mı?
Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi sonucu hiçbir haczin kalkması söz konusu olamayacaktır. Tüm hacizler varlığını sürdürecek başkaca hiçbir işlem yapılmayacaktır. Satış, bankadaki paranın icra dairesine gönderilmesi vb.
3. Yeni İcra Takibi Yapılabilir Mi?
Karar’da açık şekilde yeni icra ve iflas takiplerinin alınmayacağı düzenlenmiştir. Bu nedenle söz konusu tarihler arasına icra ve iflas müdürlüklerinde yeni icra ve iflas takibi alınması yasal olarak mümkün değildir. Kimse, kimse aleyhinde yeni bir icra takibi başlatamayacaktır.
4. İcra Ve İflas Takipleri Tam Olarak Hangi Tarihler Arasında Duracak?
2279 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı açık şekilde icra ve iflas takip ve işlemleri 22.03.2020-30.04.2020 tarihleri arasında duracaktır.
5. İstisnası var mı ?
Nafaka alacaklarına ilişkin alacak takipleri, 2279 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı’nda istisna tutulmuştur. Dolayısıyla nafaka alacaklarına ilişkin icra takiplerine ilişkin prosedür, iş ve işlemler aynen uygulanmaya devam edecek. Karar nafaka alacaklarına uygulanmayacaktır. Dolayısıyla nafaka alacaklarına ilişkin icra takibi başlatılması ve ilerletilmesi mümkündür, örneğin nafaka alacağına ilişkin bir takip başlatılabilir, başlatılmış bir takip için haciz işlemi uygulanabilecektir.
6. Coğrafi Bazda İstisna Tutulan Şehir Ya Da Bölge Var Mıdır?
İcra ve iflas takiplerinin durdurulmasına ilişkin 2279 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı “yurt genelinde yürütülen” tüm icra ve iflas takipleri bakımından getirilmiş bir düzenlemedir. Bu nedenle herhangi bir şehir, bölge, yargı çevresi sınırlandırması olmaksızın yurt genelinde uygulanacaktır.
7. 22.03.2020-30.04.2020 Tarihleri Arasına Ve Yurt Genelinde Duran İcra Ve İflas Takip İşlemleri Nelerdir?
Karar’da belirtilen tarihler arasında konusu nafaka alacağı olmayan “tüm” icra ve iflas takipleri hangi aşamada ise o aşamada durmuştur. Bu nedenle, 22.03.2020-30.04.2020 tarihleri arasına konusu nafaka alacağı olmayan yeni bir icra takip işlemi başlatmak, yeni bir iflas takip işlemi başlatmak, 22.03.2020 tarihinden önce bir tarihte başlamış icra ve iflas takiplerinde takibi ilerletici herhangi bir işlem yapmak örneğin her türlü haciz, satış, sorgu, tescil gibi taraf ile takip işlemi yapılması mümkün olmayacaktır. Ayrıca Karar metninde açık şekilde yeni icra ve iflas takiplerinin alınmayacağı açık şekilde düzenlenmiştir.
Bir kez daha altını çizmek gerekir ki 22.03.2020-30.04.2020 tarihleri arasında yeni icra takip işlemi ve iflas takibi yapılamayacak ve ancak konusu nafaka alacağı olan alacakla bakımından yeni icra takip işlemi yapılabilecektir. Yine Karar metninde açık şekilde ihtiyati haciz kararlarının icra ve infaz edilemeyeceği de düzenlenmektedir. Diğer bir anlatımla, ihtiyati haciz kararı alınmasının öne kapatılmamışken mahkemeden alınan ihtiyati haciz kararlarının icrası ve infazı durdurulmuş, Alınan ihtiyati haciz kararlarının uygulanması engellenmiştir.
8. İhtiyat Haciz Kararları Bakımından İstisnai Bir Düzenleme Var Mıdır?
2279 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı, tek istisnai düzenlemesini nafaka alacakları bakımından getirmiş olup ihtiyati haciz kararlarının icrası ve infazı için istisnai bir düzenleme taşımamaktadır. Bu nedenle “kural olarak” mahkemelerden ihtiyati haciz kararı verilmesi talebinde bulunulmasının önü kapatılmamış ancak ihtiyati haciz kararlarının icrası ve infazı 22.03.2020-30.04.2020 tarihleri arasında durdurulmuştur. Dolayısıyla ihtiyati haciz işlemine ilişkin tamamlayıcı merasime ilişkin süre de durmuş demektir. 30.04.2020 tarihinde tamamlayıcı merasime ilişkin süre kaldığı yerden işlemeye devam edecektir. Daha açık bir anlatımla, hâlihazırda alınmış ve icrasına geçilmemiş bir ihtiyat haciz kararına ilişkin tüm süreler durmuş olup 30.04.2020 tarihinden sonra “kaldığı yerden” işlemeye başlayacaktır.
9. Kararı’nın Yasal Dayanağı Nedir?
2004 tarihli İcra ve İflas Kanunu (İİK) md. 330 “Salgın hastalık, umumi bir musibet veya harp halinde Cumhurbaşkanı kararıyla memleketin bir kısmında veya bazı iktisadi zümreler lehine muayyen bir müddet için icra takipleri durdurulabilir.” düzenlemesini taşımaktadır. Bu düzenlemenin tanığı yasal dayanaktan yararlanılarak da 2279 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı alınmış ve icra ile iflas takiplerinin durdurulmasın karar verilmiştir.
10. Kararın Amacı Nedir?
Bilindiği üzere yeni tip corona virüsü olarak tanımlanan COVID-19 Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi olarak ilan edilmiştir. Salgın hastalığın ülkemizde yayılmasının önüne geçilmesi amacıyla alınan önemler çerçevesinde de 2279 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile icra ve iflas takibi işlemlerinin durdurulmasın karar verilmiştir.
11. 30.04.2020 Tarihinden Sonra Ne Olacak?
İcra ve iflas takip işlemleri 2279 sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 30.04.2020 tarihine kadar durdurulmuştur. Bu tarihten sonra, yeni bir karar alınmaz ise, icra ve iflas takipleri hangi aşamada ise kaldığı yerden devam edecektir. Taraf ve takip işlemi yapılması olanağı yeniden elde edilecektir. 22.03.2020-30.04.2020 tarihleri arasında durmuş olan tüm süreler “kaldıkları” yerden işlemeye başlayacaktır. Dolayısıyla 04.05.2020 tarihinden itibaren icra ve iflas daireleri önlerine gelen işlemleri kaldıkları yerden yapmaya devam edeceklerdir.
Diğer Haberler
-
15.12.2025
İhbar Süresinde Gerçekleşen Ücret Artışından Çalışanın Yararlanması Mümkün Müdür?
4857 Sayılı İş Kanunu'nun 17. Maddesindeki düzenleme uyarınca; belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekmektedir. Buna göre iş sözleşmeleri;
-
12.12.2025
Borca Batıklık ve Sermaye Kaybı Hesaplamasında Muafiyet Süresi Uzatıldı
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("TTK") 376'ncı maddesi, şirketlerde sermaye kaybı ve borca batıklı olma durumunu düzenlemekte olup bu durumlarda uyulacak usul ve esasları ise "6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 376'ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ" ("TTK m. 376 Tebliği") ile detaylandırılmıştır.
-
8.12.2025
OFAC Nedir? Yatırımcılar İçin Stratejik Önemi Ve Uygulama Alanları
Dünya değiştikçe ve gün geçtikçe, daha da sık karşılaşmaya başladığımız terimlerden biri "OFAC". Küreselleşen dünyada uluslararası alanda yatırım yapmak isteyen kurumlar bir şekilde OFAC'a rastlıyor ya da OFAC ile temas ediyor. Zira, OFAC tarafından uygulanan bu yaptırımlar yalnızca ABD vatandaşları / menşeli şirketleri değil, ABD ile doğrudan veya dolaylı olarak ekonomik - finansal temasta olan kişileri de ilgilendiriyor. Peki nedir bu OFAC?
-
4.12.2025
Ortaklara Borçlar Ve Adat Faturası
1. Adat Nedir? Uygulamada sıklıkla işletmelerin ortaklara borç vermesi işlemi ile karşılaşılmaktadır. İşletmenin ortaklardan alacaklı hale geldiği böyle bir durumda söz konusu alacak miktarına adat faizi hesaplanması ve fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Dolasıyla adat, işletme ile ortak/ilgililer arasında gerçekleşen borç-alacak ilişkilerinde işletme kaynaklarının kullanım süresine bağlı olarak faiz tahakkuku hesaplamak ve vergi kaybının telafi edilmesi amacıyla uygulanan bir yöntemdir. Bu hesaplamalar, transfer fiyatlandırması kurallarına uyum, vergi matrahının doğru belirlenmesi ve KDV gibi yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi açısından önem taşır.
-
28.11.2025
Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirim Süreci Ve Yaptırımları
1. Hamiline Yazılı Pay Senetlerin Basımı ve Bildirimi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("Kanun") 484. maddesi uyarınca anonim şirketlerde iki tür pay senedi bulunmaktadır: nama yazılı ve hamiline yazılı pay senetleri. Nama yazılı pay senetlerinde devir işlemi teslim ile gerçekleşirken, hamiline yazılı pay senetlerinin devri için Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirilmesi ve Kayıt Altına Alınması Hakkında Tebliğ ("Tebliğ") uyarınca bazı şartlar getirilmiştir. Tebliğ kapsamında hamiline yazılı payların Merkezi Kayıt Kuruluşu ("MKK") kaydının tamamlanması, yönetim kurulu kararının alınması ve bu kararın ilgili sicil müdürlüğünde tescil ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ettirilmesi gerekmektedir.
-
20.11.2025
Birleşme ve Devralma İşlemlerinde Niyet Mektubu Süreci
Birleşme ve devralma ("M&A") işlemleri, hem hukuki hem ticari açıdan çok aşamalı süreçlerdir. Bu süreçte, sözleşme aşamasına geçilmeden önce sözleşme tarafları, işlem iradelerini belirlemek, ticari beklentilerini paylaşmak ve hukuki çerçeveyi oluşturmak için bir hazırlık sürecine girerler. Bu hazırlık süreci, tarafların işlem yapısına ilişkin temel ilkeleri tartıştığı, müzakere stratejilerini belirlediği ve işlem risklerini değerlendirdiği ilk aşamayı oluşturur.
-
14.11.2025
Gerekçeli Karar Hakkının İhlaline Dair Yeni Aym Kararı Resmi Gazete'de Yayınlandı
1. GİRİŞ Gerekçe, yargı kararlarında meselenin, sonuçta gösterilen şekilde çözülmesinin nedenini ve niçinini gösteren kısımdır ve hüküm vermenin bir uzantısıdır.1 Gerekçenin içeriğinin tatmin edici ve tutarlı olması, hukukî dinlenilme hakkının ve adil yargılanma hakkının sağlanması açısından mühimdir. Gerekçeli karar, mahkemenin tarafsızlığını ortaya koymakla; gerçekten, dosya içeriğine, akla ve hukuka uygun düşen bir gerekçe sayesinde taraflar davayı hangi maddî ve hukukî sebeplerden ötürü kaybettiklerini veya kazandıklarını öğrenme ve tatmin olma şansına sahip olacaklardır.
-
7.11.2025
Kapsam Dışı Personel Hakkında Anayasa Mahkemesi Kararı
22.09.2025 Tarihli Resmi Gazete 'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararında;
-
24.10.2025
Asıl ve Alt İşverenin Arabuluculuğa Birlikte Katılma Zorunluluğu Anayasa Mahkemesi Kararı ile Kaldırıldı
Çalışma hayatında iş ilişkilerinin sona ermesi sonrasında işçinin işe iade talebiyle başvurabileceği arabuluculuk sürecine ilişkin önemli bir Anayasa Mahkemesi kararı yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesi, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinin (15) numaralı fıkrasında yer alan, "Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hâllerde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması gerekir" hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğuna karar vermiştir. Söz konusu karar, 17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
-
23.10.2025
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanına Döviz Ve Para Hareketlerini Sınırlama Yetkisi Veren Kanun Hükmünü İptal Etti!
15 Ekim 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi ("Mahkeme")17 Haziran 2025 tarihli, E. 2024/193, K. 2025/136 sayılı kararıyla1 ("Karar") 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un ("Kanun") 1. maddesini ("Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım satımı ve kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin alım satımı, kıymetli madenlerin rafinajı ile tüm bu eşya ve kıymetlerin, ticari senetlerin ve tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk Parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Cumhurbaşkanı salahiyetlidir.") iptal etmiştir.
-
21.10.2025
Borçlu Dışındaki Kişiye Ait Malların Haczi ve Hukuki Hakların Korunmas
İcra takibi sürecinde borçlunun malvarlığına dahil olmayan üçüncü kişilere ait malların haczi, uygulamada sıkça karşılaşılan ve ciddi mağduriyetlere yol açan bir durumdur. Özellikle eşler arasında mal rejimi kaynaklı belirsizlikler ile birlikte mülkiyet ilişkileri, icra işlemlerinde mülkiyetin kime ait olduğunun doğru şekilde tespitini zorlaştırmaktadır. Bu kapsamda, borçlunun eşinin veya bir başka üçüncü kişinin malı üzerine haciz tatbik edilmesi halinde başvurulabilecek hukuki koruma yollarının en önemlisi istihkak iddiasıdır.
-
20.10.2025
Rekabet Hukuku Çerçevesinde Birleşme ve Devralmalar ve Bildirim Yükümlülüğü
Birleşme ve devralmalar (M&A), şirketlerin büyüme ve yeniden yapılanma stratejilerinin merkezinde yer almaktadır. Şirketlerin gerek ulusal, gerekse uluslararası ölçekte genişleme, pazar paylarını artırma yahut yeni pazarlara giriş yapma amacına hizmet eden bu işlemler, yalnızca ekonomik ve ticari sonuçlar doğurmakla kalmayıp, aynı zamanda ilgili pazardaki rekabet dinamiklerini doğrudan etkileyebilme potansiyeli taşımaktadır. Bu sebeple, birleşme ve devralma işlemleri, pazardaki rekabet yapısını etkileyebilir. Bu özelliğinden dolayı, M&A işlemleri stratejik fırsatlar yaratırken, rekabet düzeninin sürdürülebilirliği açısından da düzenleyici otoritelerin titizlikle değerlendirdiği alanlardan biridir.
-
17.10.2025
OSB Uygulama Yönetmeliğinde Önemli Değişiklik: Katılımcılara Ek Süre İmkânı
17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'ne Geçici Madde 13 eklenmiştir. Bu yeni düzenleme, yapı ruhsatı veya işyeri açma ve çalışma ruhsatı almamış OSB katılımcılarına belirli şartlar altında ek süre tanınmasına olanak sağlamaktadır.
-
15.10.2025
Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulma Yükümlülüğünde Güncel Durum
1. GİRİŞ 20 Eylül 2025 tarihli ve 33023 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ("Değişiklik Tebliği") ile, 14 Şubat 2025 tarihli ve 32813 sayılı “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ”e (“Tebliğ") önemli değişiklikler getirilmiştir.
-
25.9.2025
İşe İade Kararı Sonrası İşverenin Yapması Gereken Sgk İşlemleri
Kesinleşen işe iade kararını tebliğ alarak 10 iş günü içinde işe başlama iradesini işverene ileten işçiyi, İşveren işe başlatabileceği gibi işe başlatmayarak mahkeme kararında tespit edilen 4 aylık boşta geçen süre ücretinin yanı sıra işe başlatmama tazminatını da ödeyebilir. Görüldüğü üzere işverenin bu durumda iki seçimlik hakkı bulunmakla birlikte SGK nezdinde yapılacak işlemler her iki durumda da birbirinden farklıdır.