Enflasyon Karşısında Nafaka, Nafaka Artırımı ve Döviz Olarak Nafaka Ödenmesi Sorunu 30 Mayıs 2025
Boşanma davaları sonucunda hükümle hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakaları, genellikle belirli bir tutar üzerinden sabitlenmekte ve yıllar boyunca ya aynı tutarda kalmakta ya da mahkemece belirlenen oranlarda sınırlı şekilde artırılmaktadır. Yine aynı şekilde yargılama sürecince belirlenen tedbir nafakasında yargılamanın uzun sürmesi ve yüksek enflasyon nedeniyle zaman içinde nafakanın yetersiz hale gelmesine neden olmakta; bu da nafaka uygulamasının işlevselliğini önemli ölçüde engellemektedir.

Özellikle çocuklar lehine bağlanan iştirak nafakası kapsamında çocukların eğitim, sağlık ve temel ihtiyaçları göz önünde bulundurulduğunda, artan özel okul ücretleri gibi giderler velayet sahibi nafaka alacaklısı eş açısından dezavantajlı bir durum yaratmaktadır. |
Nafakanın belirlenmesinden sonra geçen sürede tarafların mali durumlarında ve ihtiyaçlarında önemli değişiklikler yaşanması halinde ve bunun yanında, ülkemizde hızla artan enflasyon da dikkate alındığında, mevcut nafaka miktarının yeniden değerlendirilmesini gerektirebilir. |
NAFAKA ARTIRIM DAVASI |
Ekonomik koşulların değişmesi ve enflasyonun etkisiyle mevcut nafaka tutarlarının yetersiz kalması , amacına hizmet etmemesi durumunda, bu konunun yeniden yargıya taşınması , tekrar değerlendirilmesi için nafaka artırım davası açılmalıdır. Türk Medeni Kanunu'na göre, nafaka alacaklısı; ekonomik koşulların ağırlaştığı, enflasyonun yükseldiği ya da tarafların gelir durumunda değişiklik olduğu hallerde, mevcut nafakanın artırılması için dava açabilecektir. |
Mahkemeler, her bir nafaka artırım talebini davanın özelinde , dava tarihi itibariyle şartları dikkate alarak ayrı ayrı değerlendirir. Karar verilirken tarafların gelir durumları, geçim koşulları lehine nafaka bağlananın güncel ihtiyaçları ve güncel ekonomik veriler dikkate alınır. Hakkaniyete uygun bir artış yapılması temel prensiplerden biridir. İştirak nafakası yani çocuğun bakım ve eğitim giderlerini kapsayan nafaka türü söz konusu olduğunda ise, mahkeme karar verirken her zaman çocuğun üstün yararını gözetir. Bu kapsamda, nafakanın takdir edildiği tarihe göre çocuğun yaş alması ile ihtiyaçlarının artması ve enflasyon sebebiyle paranın değerinin azalması gibi olayların hayatın olağan akışında gerçekleşmesi her zaman mümkün olup hakkaniyet ilkesi gereğince nafakanın uyarlanarak artırılması gerekmektedir. |
NAFAKANIN EURO OLARAK BELİRLENMESİ SORUNU |
Türk Hukuk sistemimizde kural nafakanın Türk Lirası (TL) cinsinden belirlenmesidir. Türk Medeni Kanunu ve yerleşik yargı içtihatlarına göre, nafaka ödemeleri TL ile yapılmaktadır. Bu uygulama Türk Borçlar Kanunu'nun 99. maddesinde yer alan "Konusu para olan borç, ülke parasıyla ödenir" hükmü kaynaklıdır. Nafaka alacağı bir para borcudur ve para borcu TÜRK LİRASI ile ödenir. Yargıtay içtihatları da bu yöndedir. Taraflar arası bir anlaşma yok ise kural nafakanın Türk Lirası ile ödenmesidir. |
Ancak bu kural mutlak olmayıp istinası vardır. Taraflar arasında yapılan yazılı bir anlaşma ya da boşanma protokolü kapsamında nafakanın yabancı para cinsinden ödeneceği kararlaştırılmışsa ve bu duruma mahkeme hükmünde de yer verilmişse, nafaka döviz cinsinden de belirlenebilir. Bu tür istisnai hallerde, mahkeme tarafların iradesine uygun olarak nafaka tutarını yabancı para birimi üzerinden takdir edebilir. Nafakanın TL üzerinden hüküm altına alınması; kararın icra edilebilirliği anlamında uygulama kolaylığı nedeniyle tercih edilmektedir. |
Yani kural nafakanın Türk Lirası Cinsinden Belirlenmesi olmasıdır. |
Kuralın istisnası tarafların açık mutabakatının bulunmasıdır. |
Her ne kadar nafakanın Türk Lirası (TL) cinsinden belirlenmesi kural olarak kabul edilmiş olsa da, istisnası mevcuttur. Taraflar arasında düzenlenen boşanma protokolünde nafaka miktarının belirli bir döviz cinsinden açıkça kararlaştırılmış olması ve bu hususun mahkeme kararında da yer almasıdır. |
Yargıtay, nafakanın döviz cinsinden belirlenmesi konusunda bazı içtihatlar geliştirmiştir. |
Yargıtay 3. Hukuk Dairesi, E. 2016/7517 K. 2016/9755 T. 22.06.2016: "davacının ve davalının ekonomik ve sosyal durumunun tam ve sağlıklı olarak araştırılarak saptanması, müşterek çocuğun eğitim giderlerinde artış olup olmadığı nafakanın son artırımına ilişkin dava dosyası da getirtilerek değerlendirilmesi; bunun yanında, nafakanın tarafların anlaşması ve mahkeme kararı ile yabancı para üzerinden ödenmesinin kararlaştırıldığı, bu itibarla artırımın da yabancı para üzerinden yapılmasında hukuka aykırılık bulunmadığı da göz önünde bulundurularak; hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken; eksik inceleme ve araştırma sonucu hüküm kurulmuş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir." |
Ancak konuyu iki taraflı düşündüğümüzde nafaka borçlusu içinde döviz kuru değişikliklerinden önemli ölçüde olumsuz etkilenmesi gündeme gelebilir. Yine bu gibi durumlarda nafaka borçlusu gelişen yeni durum karşısında dava açarak Nafakanın uyarlanmasını, adil bir rakam belirlenmesini mahkemeden talep edebilir. |
Kaynaklar: Boşanma Davalarında Nafaka Türleri ve Şartları, Toba Shukor, 2022-Türk Medeni Kanununda Tedbir Nafakası, Nur Zeynep Şen, 2023 |
Diğer Haberler
-
25.9.2025
İşe İade Kararı Sonrası İşverenin Yapması Gereken Sgk İşlemleri
Kesinleşen işe iade kararını tebliğ alarak 10 iş günü içinde işe başlama iradesini işverene ileten işçiyi, İşveren işe başlatabileceği gibi işe başlatmayarak mahkeme kararında tespit edilen 4 aylık boşta geçen süre ücretinin yanı sıra işe başlatmama tazminatını da ödeyebilir. Görüldüğü üzere işverenin bu durumda iki seçimlik hakkı bulunmakla birlikte SGK nezdinde yapılacak işlemler her iki durumda da birbirinden farklıdır.
-
19.9.2025
Yargıtay İBK ile Rekabet Yasağına Aykırılık Davalarında Asliye Ticaret Mahkemelerinin Görevli Olduğuna Karar Verilmiştir
1. Giriş Rekabet etmeme borcu, işçinin işverene karşı olan sadakat borcunun bir türüdür. İşçi, iş sözleşmesinin devamı süresince işverenle rekabet etmemeyi sadakat borcu kapsamında üstlenmektedir. Bununla birlikte, Türk hukukunda iş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmesini yasaklayan herhangi bir kanuni düzenleme bulunmamaktadır. Fakat taraflar, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra işçinin işverene karşı rekabet etmemesini serbest iradeleri ile kararlaştırabilmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun 444-447. maddeleri arasında da işçi ile işveren arasında kurulabilecek rekabet yasağı sözleşmesine ilişkin düzenlemeler ve sınırlamalar yer almaktadır.
-
16.9.2025
Transfer Ücreti: Hukuki Niteliği ve Uygulamadaki Yeri
1. Giriş Transfer ücreti, İş Kanunu'nda doğrudan tanımlanmış bir kavram olmayıp, uygulamadaki çerçevesi ve hukuki niteliği büyük ölçüde Yargıtay kararları ile şekillenmiştir. Özellikle rekabetin yoğun ve uzman iş gücünün sınırlı olduğu sektörlerde gündeme gelen bu uygulama, işverenlerin çalışan politikaları bakımından dikkatle ele alınması gereken bir ödeme türüdür.
-
5.9.2025
İş Gücü Piyasalarında Rekabet: Kaçınılması Gereken İnsan Kaynakları Uygulamaları
Piyasaların sağlıklı işleyişini temin etmek, rekabeti engelleyen uygulamaları tespit etmek ve ihlallere yönelik yaptırımlar uygulamakla görevli olan Rekabet Kurumu ("Kurum"), 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ("Kanun") uyarınca girdi ve çıktı piyasaları arasında ayrım gözetmeksizin çalışmalar yürütmektedir. İş gücü piyasaları, son dönemde teşebbüslerin girdi piyasalarında rekabet ettikleri başlıca alanlardan biri olarak öne çıkmış ve çeşitli ek dinamiklerin de etkisiyle, Kurum'un artan ölçüde odaklandığı bir piyasa haline gelmiştir. 21 Kasım 2024 tarihinde Kurum tarafından kabul edilen İş Gücü Piyasalarındaki Rekabet İhlallerine Yönelik Kılavuz ("Kılavuz"), iş gücü piyasalarında rekabet ihlallerinin önlenmesine ilişkin önemli bir rehber niteliği taşımaktadır. Bu bültende, Kılavuz ve Kurum bünyesinde görev yapan Rekabet Kurulu'nun ("Kurul") kararları ışığında (i) rekabet hukukunun işgücü piyasalarına uygulanmasıyla ilgili temel bilgi ve prensipler ve (ii) iş gücü piyasalarında rekabet ederken dikkat edilmesi gereken temel yasaklı uygulamalar ele alınacaktır.
-
29.8.2025
İşçinin Uzun Süre Boyunca Raporlu Olması İşverene İş Sözleşmesini Feshetme Hakkı Verir Mi?
İşçi-işveren ilişkilerinde, uzun süreli sağlık raporlarının iş sözleşmesinin akıbetini doğrudan etkilemesi hem çalışanlar hem de işverenler açısından kritik bir öneme sahiptir. Özellikle belirli bir süre boyunca devam eden kesintisiz rapor süreleri, İş Kanunu'nun 25/I-b bendinde, işverenin haklı ve derhal fesih imkanını ve işçiye sağlanacak hakları belirleyen özel bir düzenleme olarak mevzuatta yer almaktadır. Bu kapsamda, işverenin işçinin uzun süreli raporu sonrasında haklı nedenle fesih hakkını nasıl kullanabileceği ve bu sürecin yasal dayanakları ayrıntılı olarak incelenmelidir.
-
18.8.2025
SMS Doğrulama Kodları ve KVKK'nın 2025/1072 Sayılı İlke Kararı
Kişisel Verileri Koruma Kurulu'nun 10 Haziran 2025 tarihli ve 2025/1072 sayılı İlke Kararı, ticari hayatta yaygın bir uygulama haline gelen SMS doğrulama kodları üzerinden kişisel veri işleme faaliyetlerine ilişkin önemli düzenlemeler getirmektedir. Bu karar, özellikle perakende satış ve hizmet sektörlerinde müşteri ilişkileri yönetiminde köklü değişiklikleri zorunlu kılmaktadır.
-
11.8.2025
Yenilenebilir Enerji Üretimi Şirketlerinde Birleşme Devralma İşlemleri
Son yıllarda Türkiye'de elektrik enerjisi piyasasında dikkat çeken gelişmeler, üretim kapasitesinin artırılmasına yönelik yatırımlarla sınırlı kalmamakta, yenilenebilir enerji alanındaki şirketlere yapılan stratejik yatırımlar ve birleşme devralma işlemleriyle de gündeme geliyor.
-
31.7.2025
Kısmi Süreli İş Sözleşmesi'nde Yıllık İzin ile Kıdem ve İhbar Tazminatı
Kısmi Süreli İş Sözleşmesi 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 13. Maddesi'nde "İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmi süreli iş sözleşmesidir." şeklinde tanımlanmıştır.
-
30.7.2025
Emlak Vergisi Değerlerinin Tespitine İlişkin Kararlara Karşı Dava Yolu
a. Genel Olarak 2002 yılında 4751 sayılı Vergi Usul Kanunu, Emlâk Vergisi Kanunu ve Harçlar Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile Emlak Vergisi Kanunu'nda yapılan değişiklikler akabinde emlak vergisi matrahının tespitinde beyan esası kaldırılmış ve idari makamlarca yapılacak takdir ve tespit usulüne geçilmiştir
-
28.7.2025
Doğrudan Satışlar Hakkında Yönetmelik Yayınlandı
Ticaret Bakanlığı ("Bakanlık") tarafından 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun' un 47/A ve 84' üncü maddelerine dayanılarak düzenlenen Doğrudan Satışlar Hakkında Yönetmelik ("Yönetmelik"), 08.08.2025 tarihli ve 32980 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
-
16.7.2025
Hükümlülük Ve Tutukluluk Nedeniyle İşverenin Fesih Hakkı Ve Hukuki Sonuçları
İşçi ve işveren arasındaki dengenin korunması esasına dayalı dinamik bir alan olan iş hukuku uygulamasında; işçinin iş görme edimini yerine getirememesi hali, özellikle de bu durumun hükümlülük veya tutukluluk gibi bireysel özgürlüğü kısıtlayıcı hallerden kaynaklanması, iş sözleşmesinin feshine ilişkin önemli hukuki sonuçlar doğurmaktadır.
-
14.7.2025
İş Kanunu'nda 14.07.2025 Tarihli Köklü Değişiklik: Turizm Sektöründe Esnek Hafta Tatili Dönemi Başladı!
14 Temmuz 2025'te Resmî Gazete'de yayımlanan 7553 sayılı "Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile , İş Kanunu ve diğer bazı kanunlarda önemli yenilikler getirilmiştir. Bu kapsamda; 14.07.2025 tarihi itibariyle İş Kanunu'nun hafta tatilini düzenleyen 46. Maddesine eklenen hükümle birlikte turizm sektörüne özel esnek hafta tatili uygulamasına geçildiği görülmektedir.
-
9.7.2025
İklim Kanunu Yürürlüğe Girdi
İklim değişikliği ile mücadelede sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum faaliyetleri ile planlama ve uygulama araçlarını, gelirleri, izin ve denetimi ve bunlara ilişkin yasal ve kurumsal çerçevenin usul ve esasları hakkında düzenlemeler içeren 7552 sayılı İklim Kanunu ("Kanun") 9 Temmuz 2025 tarih ve 32951 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. İşbu Kanun; genel ilke ve hedefleri kazuistik bir bakış açısıyla ortaya koymakta, ayrıntılı ve teknik düzenlemeleri ikincil mevzuata bırakmayı tercih etmektedir.
-
7.7.2025
Tapu Sicilinde Arabuluculuk Uygulamaları
05.04.2023 tarih ve 32154 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nda ("Kanun") değişiklikler yapılarak dava şartı- zorunlu- ve ihtiyari arabuluculuk ile çözümlenebilecek uyuşmazlıkların kapsamı genişletilmiştir.
-
27.6.2025
Konkordato Mühletinin Rehinli Alacaklılar Bakımından Sonuçları
İcra ve İflas Kanunu'nun 285. maddesi uyarınca, borçlarını vadesinde ödeyemeyen veya ödeyememe riski taşıyan borçlu, konkordato talep edebilir. Talep üzerine borçluya verilen mühlet süresince İcra İflas Kanunu 294/1 hükmü gereğince hiçbir icra takibi başlatılamaz; başlamış olanlar ise durur.