Covid-19 Salgın Hastalığı Sebebiyle Ülke Genelinde Karantina / Sokağa Çıkma Yasağı İlan Edilmesinin Sözleşmelerin Feshine Etkisi Ne Olur? 05 Nisan 2020
Covid-19 Salgın Hastalığı Sebebiyle Ülke Genelinde Karantina / Sokağa Çıkma Yasağı İlan Edilmesinin Sözleşmelerin Feshine Etkisi Ne Olur?
Dünyayı etkisi altına alan COVİD-19 salgın hastalığının ülkemizde de yaygın olarak görülmesi ile söz konusu salgının mücbir sebep olarak değerlendirilip değerlendirilmeyeceği, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin ve hukuki ilişkilerin durumunun ne olacağı ile ilgili daha önce hazırladığımız bilgi bültenleri ile görüşlerimizi paylaşmıştık. Ülke genelinde karantina /sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi halinde taraflar arasında akdedilen sözleşmelerin mücbir sebebe dayalı olarak tek taraflı ve tazminatsız feshedilmesinin mümkün olup olmadığı konusu özelinde bir değerlendirme yapmanın içinde bulunduğumuz bu zorlu dönemde ve kısa vadede ileriye yönelik olarak ticari ilişkilerin akibeti bakımından önem arz ettiğini düşünmekteyiz.
Hukukumuzda yer alan sözleşmeye bağlılık ilkesi (Ahde Vefa) ve sözleşme serbestliği ilkeleri uyarınca, sözleşme, yapıldığı dönemdeki gibi aynen ifa edilmelidir. Ancak tarafların iradelerini etkileyip sözleşmeyi yapmalarına neden olan şartlar daha sonra öngörülemez ve adaletsizliğe yol açacak şekilde değişebilir. Bu durumda değişen koşullar karşısında dürüstlük kuralının da bir gereği olarak sözleşmenin yeni şartlara uyarlanması gerekebilecektir.
Daha önce hazırlamış olduğumuz bültenlerde; mevzuatımızda doğrudan bir mücbir sebep tanımının bulunmadığını, öğreti ve içtihatlar doğrultusunda önceden öngörülemeyen veya karşı koyulamayan, tarafların kontrolü dışında meydana gelen, genel bir davranış normunun veya borcun ihlaline mutlak ve kaçınılmaz bir şekilde yol açan deprem, sel, yangın, salgın hastalık gibi doğal afetlerin her olay özelinde değerlendirmek suretiyle mücbir sebep teşkil ettiğini, mücbir sebebin varlığı halinde bunun sonuçlarının tam ifa imkansızlığı, kısmi ifa imkansızlığı ve aşırı ifa güçlüğü olarak mevzuatımızda yer aldığını belirtmiştik.
Peki, COVİD-19 salgın hastalığı sebebiyle ülke genelinde bir karantina uygulaması yahut sokağa çıkma yasağı söz konusu olur ise taraflar arasında imzalanan sözleşmelerin feshi mümkün olacak mıdır?
Ülke genelinde bir karantina uygulaması yahut sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi sebebiyle bir çok ticari işletme üretim faaliyeti durdurmak zorunda kalabileceği gibi bir kısım ticari işletmeler faaliyet konusu doğrultusunda mümkün olabildiği boyutta evden çalışma modelini de benimseyebilecektir.
Türk Borçlar Kanunu (“TBK”) m. 136 uyarınca borcun ifası sonradan ortaya çıkan ve borçludan kaynaklanmayan bir nedenle imkânsız hale gelirse, borçlunun borcu sona erecektir. Ayrıca karşılıklı borç yükleyen sözleşmeler bakımından borcundan kurtulan borçlu, henüz kendisine ifa edilmemiş olan edimi isteme hakkını da kaybedecektir. Olası bir sokağa çıkma yasağı yahut ülke genelinde bir karantina uygulaması sebebiyle üretimini durduran işletmenin taraf olduğu - örneğin satış sözleşmesi, tedarik sözleşmesi, kira sözleşmesi vb- sözleşmeler bakımından her sözleşmeden doğan borçlar somut ticari ilişki kapsamında değerlendirmek üzere sokağa çıkma yasağı yahut bu doğrultudaki bir uygulamanın ortadan kaldırılmasına kadar ifa imkansızlığı sebebiyle sona ermiş olacaktır.
Ayrıca belirtmeliyiz ki, ifa imkansızlığından söz edilebilmesi için COVID-19 salgın hastalığının sözleşmenin imzalanması sırasında öngörülemez olması gerekmektedir. Eğer sözleşme COVID-19’un öngörüldüğü veya öngörülmesinin beklenebileceği bir zaman diliminde akdedilmişse ve borçlu borcunu ifa edemez duruma düşerse, alacaklı borçlunun sorumluluğuna gidebilir (TBK m. 112). Zira, salgın hastalığı bilerek ve öngörerek yapılan bir sözleşmede, sözleşmenin akdinden sonra ortaya çıkan bir imkânsızlık söz konusu olmaz.
İfa imkansızlığını; sürekli ifa imkansızlığı ve geçici ifa imkansızlığı başlıkları altında değerlendirmek faydalı olacaktır.
Eğer borcun ifasına engel olan durumun ortadan kalkmasının mümkün olmaması yahut edimin bu durumun ortadan kalmasından sonra ifa edilmesinin alacaklının yararına olmaması ya da ifanın gerçekleştirileceği zamanın alacaklının sözleşmeyle bağlı kalmasının beklenilebileceği süreyi aşar nitelikte olması hallerinde sürekli ifa imkansızlığının hukuki sonuçları uygulanacaktır. Örneğin sokağa çıkma yasağı yahut bir karantina uygulamasının sona ermesinden sonra ifa edilebilecek bir borcun artık alacaklı menfaatine olmaması halinde ifa imkansızlığı söz konusu olacaktır. Bu şekilde ifa imkansızlığının vuku bulması halinde taraflar arasında akdedilen sözleşme kendiliğinden sona erecektir.
Eğer borcun ifasına engel olan durumun ortadan kalkması halinde borç yerine getirilebilecek ise bu durumda geçici ifa imkansızlığından bahsetmek gerekmektedir. Taraflar arasındaki bazı ticari ilişkilerde tarafların edimlerinin COVID-19 SALGIN hastalığın etkisinin ortadan kalkmasına kadar ertelenebileceği dolayısıyla imkansızlığın geçici olduğu söz konusu olabilecektir. Bu süre boyunca sözleşme askıda kalacaktır. Örneğin bir satış sözleşmesinde üretici firma sokağa çıkma yasağı sebebiyle üretim faaliyetlerini sona erdirmiş ve sözleşmeye konu ürünü sokağa çıkma yasağı akabinde üretip alıcıya teslim edebilecekse ve aynı zamanda bu geç teslim alıcının menfaatlerine önemli derecede aykırılık teşkil etmiyorsa, bu sözleşme sokağa çıkma yasağı kamu otoritesi tarafından kaldırılıncaya dek askıda kalacak dolayısıyla sözleşmenin feshi gündeme gelmeyecektir. Ancak belirtmiş olduğumuz geçici imkansızlık süresinin çok uzaması ve sözleşmenin devamının çekilmez hale gelmesi halinde sözleşmenin haklı nedenle feshi söz konusu olabilecektir. Yargıtay bu süreyi “akde tahammül süresi” olarak adlandırmaktadır.
Şayet ticari işletme, ülke geneline bir karantina uygulaması yahut sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi halinde evden çalışma modeli benimsemiş ve faaliyetlerini personelleri aracılığı ile evden yürütebiliyorsa, bu durumda sözleşmelerin akıbeti ne olacaktır?
Esasında bu durumda değerlendirme yapar iken ticari işletmenin faaliyetlerini ne ölçüde evden yürütebildiğinin tespit edilmesi gerekmektedir. Eğer faaliyet konusu itibarıyla ticari işletme, bütün iş ve işlemlerini evden çalışma prensibi ile yerine getirebiliyor ise dürüstlük kuralının da bir gereği olarak COVID-19 salgın hastalığı sebebiyle ifa imkansızlığını, kısmi ifa imkansızlığını yahut ifa güçlüğünü ileri süremeyecektir. Bu noktada bu ticari işletme sözleşmeden doğan tüm yükümlülüklerini yerine getirmelidir.
Ülke genelinde bir karantina uygulaması yahut sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi halinde ticari işletmenin sözleşmeden doğan yükümlülüklerinin ifası bakımından bir imkansızlık söz konusu olmaması ancak aşırı derecede güçleşmesi söz konusu olur ise sözleşmenin akıbeti ne olacaktır?
Sözleşmenin yapıldığı sırada taraflarca öngörülmeyen ve öngörülmesi de beklenmeyen olağanüstü bir durum, borçludan kaynaklanmayan bir sebeple ortaya çıkarsa ve bu durum, sözleşmenin yapıldığı sırada mevcut olguları, kendisinden ifanın istenmesini dürüstlük kurallarına aykırı düşecek derecede borçlu aleyhine değiştirirse sözleşmenin kurulması sırasında taraflarca tasarlanan denge borçlu aleyhine bozulmuş olur. Buna göre, değişen koşullar yüzünden menfaatler dengesi o derece bozulmuştur ki, artık ahde vefa ilkesini işleterek borcun aynen ifa edilmesini beklemek dürüstlük kuralıyla bağdaşmayacak hale gelmiş olur. Bu durumda, borçlu da borcunu henüz ifa etmemiş veya ifanın aşırı ölçüde güçleşmesinden doğan haklarını saklı tutarak ifa etmiş olursa borçlu, hâkimden sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını isteme, bu mümkün olmadığı takdirde sözleşmeyi sona erdirme hakkına sahip olur (TBK m. 138).
Ülke genelinde bir karantina uygulaması yahut sokağa çıkma yasağı ilan edilmesi halinde; bazı ticari işletmeler faaliyet alanları doğrultusunda evden çalışma modeli ve sair çalışma sistemlerine geçiş yapmış olmasına rağmen sözleşmeden doğan borcun ifasının tamamıyla imkansız olmaması ile birlikte aşırı ölçüde güçleşmesi söz konusu olabilecektir. Bu durumda borçludan dürüstlük kuralı ve iyi niyet prensipleri çerçevesinde ifa talebinde bulunulamayacaktır.
Bu noktada borçlu aşırı ifa güçlüğü sebebiyle sözleşmenin yeni koşullara göre uyarlanmasını isteyebilecektir. Eğer yeni koşullara göre uyarlama konusunda taraflar mutabakat sağlar ise bu mutabakat doğrultusunda taraflar edimlerini ifa edecektir. Eğer taraflar uyarlama konusunda mutabakat sağlayamaz ise bu durumda borçlu mahkemeye başvurarak sözleşmenin yeni koşullara uyarlanmasını talep etmelidir. Mahkeme, somut olayı resen inceleyecek ve uyarlama mümkün ise sözleşmenin yeni koşullarını belirleyecektir. Ancak sözleşmenin yeni koşullara göre uyarlanması mümkün değil ise bu noktada borçlu sözleşmenin niteliğine göre sözleşmeden dönme veya fesih hakkını kullanabilecektir. Taraflar arasında sürekli olmayan bir borç ilişkisi mevcut ise dönme, sürekli borç ilişkisi doğuran bir sözleşme mevcut ise fesih gündeme gelecektir.
Burada dikkat edilmesi gereken bir diğer konu ise sözleşmeden dönmenin/sözleşmenin feshinin tarafların iradesi ile gerçekleşmesi durumunda eğer konu uyuşmazlığa gider ve yargılamaya konu edilir ise mahkeme doğrudan uyarlamanın mümkün olup olmadığını inceleyecektir. Eğer uyarlama mümkün ise dönme /fesih geçersiz olacaktır.
Taraflar arasında imzalan sözleşmelerde mücbir sebeplere ilişkin düzenleme olması durumunun sözleşmenin feshine etkisi nedir?
Sözleşme serbestisi ilkesi uyarınca taraflar, hangi olayların mücbir sebep teşkil edip etmediğini sözleşme ile belirleyebilirler. Taraflar, sözleşmede mücbir sebep maddesini düzenlememiş olsa yahut salgın hastalıkların mücbir sebep teşkil edeceği yönünde bir belirlemeye yer vermemiş olsa dahi COVID-19 salgın hastalığının sözleşmenin ifasını imkansız hale getirdiğinin ispatı ile mücbir sebebin gerçekleştiği kabul edilecektir.
Taraflar akdetmiş olduğu sözleşmelerde yer alan mücbir sebep hükümlerinde farklı bir kurguyu benimsemiş olabilirler. Yukarıda izah etmiş olduğumuz TBK m. 136- 138’e ilişkin hükümler emredici nitelikte değildir. Bu sebeple taraflar, mücbir sebebin söz konusu olduğu durumlarda sonuçların nasıl olacağı, tarafların yükümlüklerinin neler olacağı yönünde düzenleme yapmakta özgürdür. Mücbir sebebin söz konusu olması halinde öncelikle sözleşmedeki mücbir sebep hükmünün değerlendirilmesi ve uygulanması gerekecektir. Örneğin taraflar, mücbir sebebin ortaya çıkması halinde sözleşmenin bir ay süre ile askıda olacağını belirlemiş olabilir yahut taraflardan herhangi birinin yazılı fesih beyanıyla sözleşmeyi sona erdirebileceği belirlenmiş olabilir. Dürüstlük kuralına aykırılık teşkil etmediği sürece sözleşmede yer alan hükümler öncelikli olarak uygulanacaktır.
Diğer Haberler
-
8.4.2024
Sermaye Piyasası Kurulu Başvurularında "E-Başvuru" Dönemi
Sermaye Piyasası Kurulu ("Kurul"), 5 Şubat 2024 tarihindeki duyurusu ile, sermaye piyasası kurum, kuruluş ve ortaklıklarının başvurularını daha hızlı ve etkili bir şekilde e-Başvuru Sistemi ile yapabileceklerini kamuya duyurmuştu.
-
5.4.2024
Bazı Sektörlerde Payların İlk Halka Arzı Öncesi Uyulacak Ön Şartlardaki Tutarlar İndirildi
Sermaye Piyasası Kurulu ("Kurul" veya "SPK") tarafından, Kurul'a ilk halka arz için başvuran ortaklıkların özellikle sektörel bazda farklılıkları ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nca hazırlanan 12. Kalkınma Planı ("Plan") dikkate alınarak finansal tablolara ilişkin mali eşiklerde indirime gitti.
-
15.3.2024
8. Yargı Paketi İle Getirilen Yeni Düzenlemeler
Kamuoyunda "8. Yargı Paketi" olarak bilinen değişiklik ve yeni düzenlemeleri barındıran 7499 Sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ("Kanun"), 12 Mart 2024 tarihli ve 32487 sayılı Resmi Gazete'de yayınlanmıştır. Bu yazımızda, Kanun ile birlikte 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ("CMK"), 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu ("TCK"), 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu (TMK), 2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu ("İİK") ve 6384 sayılı Tazminat Komisyonunun Görevleri ile Çalışma Usul ve Esasları Hakkında Kanun kapsamında yapılan değişiklikleri ele alacağız.
-
12.3.2024
KVKK'da Değişiklikler Resmi Gazete'de Yayımlandı
6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu'nda ("KVKK") önemli değişiklikler içeren 7499 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ("7499 sayılı Kanun") 12.03.2024 tarihli Resmi Gazetede yayımlandı.
-
5.3.2024
Dövizle Ödeme Yasağında Esneme Kararı
Türk Parası Kıymetini Koruma Hakkında 32 Sayılı Karara İlişkin Tebliğ'de ("Tebliğ") Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ, 28 Şubat 2024 Tarihli ve 32474 Sayılı Resmî Gazete'de yayımlandı. Böylelikle, söz konusu değişiklik ile Tebliğ'in, pay devirleri dahil olmak üzere pek çok menkul satış işlemini kapsamına alan 8 inci maddesinin dokuzuncu fıkrası değiştirilerek, menkul satışlardaki döviz cinsinden ödeme yasağının kapsamı esnetildi.
-
9.2.2024
İş Sağlığı Ve Güvenliği Kanuna Dayalı Yönetmeliklerde Değişiklikler Yapıldı
4 Şubat 2024 tarihli 32450 sayılı Resmi Gazetede 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanununa dayalı olarak çıkarılan bazı yönetmeliklerde değişiklik yapılmıştır:
-
1.2.2024
Türk Rekabet Kurulu 2023 Yılı Birleşme Ve Devralma Görünüm Raporu Yayımlandı
Türk Rekabet Kurumu, Rekabet Kurulu tarafından 2023 yılında gerçekleştirilen birleşme, devralma ve özelleştirme işlemlerine ilişkin raporunu ("Rapor") 5 Ocak 2024 tarihinde yayımladı.
-
31.1.2024
Reklam Kurulu'ndan İndirimli Satış Reklamlarına İlişkin Önemli İlke Kararı
Reklam Kurulu 9 Ocak 2024 tarihinde gerçekleştirilen yılın ilk toplantısında, perakende ticaret sektöründe haksız rekabete yol açan, yanıltıcı reklam ve uygulamalarla tüketici mağduriyetlerinin önlenmesi amacıyla "Fiyat Bilgisi İçeren Reklamlar ile İndirimli Satış Reklamları ve Ticari Uygulamaları Hakkında Kılavuz"da değişiklik gerçekleştirerek indirimli satış reklamlarına ilişkin önemli bir ilke kararı aldı.
-
19.1.2024
Halka Arz Şartlarında Mali Eşikler Güncellendi
Son dönemin popüler finans kaynağı halka arz işleminde aranan mali sınırlar hem Sermaye Piyasası Kurulu ("SPK") hem de Borsa İstanbul ("BIST") tarafından güncellendi.
-
17.1.2024
Markanın İptaline Karar Verme Yetkisi Türk Patent ve Marka Kurumu'na Geçti!
10 Ocak 2017 tarihli 29944 sayılı Resmi Gazete'de yayımlanan Sınai Mülkiyet Kanunu'nun ("SMK") 192/1 (a) bendinde, Kanun'un ''İptal Halleri ve İptal Talebi'' başlıklı 26. Maddesinin yürürlüğe girmesi yedi yıl sonraya ertelenmiş, SMK Geçici 4. Madde ile 10 Ocak 2024 tarihine kadar markanın iptaline karar verme yetkisinin doğrudan Fikri ve Sınai Haklar Hukuk Mahkemelerince kullanılacağı öngörülmüştü.
-
16.1.2024
Egemenoğlu Hukuk Bürosu / Internship Application
We are pleased to announce the opening of internship applications at Egemenoğlu Hukuk Bürosu. Legal Internship Application Deadline: March 15 Summer Internship Application Deadline: March 29 Prospective candidates are requested to submit their CVs either through our website www.egemenoglu.av.tr or by sending them to info@egemenoglu.av.tr.
-
12.1.2024
Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları (TSRS) Ve TSRS'lerin Uygulama Kapsamı Resmî Gazetede Yayımlandı
29.12.2023 tarihli ve 32414 sayılı Resmi Gazete'de Kamu Gözetimi, Muhasebe ve Denetim Standartları Kurumu (KGK); Türkiye Sürdürülebilirlik Raporlama Standartları'nı duyurarak sürdürülebilirlik raporlarında izlenmesi gereken ilkeleri belirledi.
-
11.1.2024
2024 Yılı İtibariyle Yürürlüğe Giren Ve/ Veya Süre Uzatımına Konu Olan Önemli Düzenlemeler
5746 sayılı ve 6550 sayılı kanunlar gereğince Ar-Ge, yenilik ve tasarım faaliyetlerinde kullanılmak üzere edinilen yeni makina ve teçhizat ile yatırım teşvik belgesi ile elde edilen yeni makina ve teçhizatlara uygulanacak amortisman (yıpranmaya ilişkin gider gösterme) oran ve süreleri, Maliye Bakanlığınca tespit ve ilan edilen faydalı ömür sürelerinin yarısı dikkate alınarak daha yüksek amortisman ile hesaplanma süresi 7491 sayılı Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun'un 16. Maddesiyle 31/12/2024 tarihine kadar uzatılmıştır.
-
19.12.2023
Perakende Ticaretinde Uygulanacak İlke ve Kurallar Yeniden düzenlendi
Ticaret Bakanlığı tarafından hazırlanan ve 14.12.2023 tarihinde resmî gazetede yayımlanan "Perakende Ticarette Uygulanacak İlke ve Kurallar Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile perakende ticaretinin ilke ve kurallarında önemli değişikliklere gidilmiştir.
-
18.11.2023
Alışveriş Sırasında Müşterilere Sms İle Doğrulama Kodu Gönderilmesine Kurumdan Uyarı
Kişisel Verileri Koruma Kurumu ("Kurum") tarafından Mağazalarda Alışveriş Sırasında İlgili Kişilere SMS ile Doğrulama Kodu Gönderilmesi Suretiyle Kişisel Verilerin İşlenmesine İlişkin Kamuoyu Duyurusu ("Duyuru") yayımlandı.