İşçinin Uzun Süre Boyunca Raporlu Olması İşverene İş Sözleşmesini Feshetme Hakkı Verir Mi? 29 Ağustos 2025
İşçi-işveren ilişkilerinde, uzun süreli sağlık raporlarının iş sözleşmesinin akıbetini doğrudan etkilemesi hem çalışanlar hem de işverenler açısından kritik bir öneme sahiptir. Özellikle belirli bir süre boyunca devam eden kesintisiz rapor süreleri, İş Kanunu'nun 25/I-b bendinde, işverenin haklı ve derhal fesih imkanını ve işçiye sağlanacak hakları belirleyen özel bir düzenleme olarak mevzuatta yer almaktadır. Bu kapsamda, işverenin işçinin uzun süreli raporu sonrasında haklı nedenle fesih hakkını nasıl kullanabileceği ve bu sürecin yasal dayanakları ayrıntılı olarak incelenmelidir.

İşverenin Haklı Nedene Dayanan Derhal Fesih Hakkının Şartları |
4857 sayılı İş Kanunu'nun 25/I (a)bendinde işçinin kendi kastından veya derli toplu olmayan yaşayışından yahut içkiye düşkünlüğünden doğacak bir hastalığa yakalanması, (b) bendinde işçinin tutulduğu hastalığın tedavi edilemeyecek nitelikte olduğu ve işyerinde çalışmasında sakınca bulunduğu durumlara ilişkin fesih hakkı ve şartları düzenlenmektedir. Maddenin 1/b bendinin ikinci ikinci paragrafında ise işçinin, (a) bendinde sayılan haller dışında, sağlık sebepleriyle işyerinde belirli bir süreden fazla devamsızlık yapması haline ilişkin fesih hakkı ve şartları düzenlenmektedir. Maddeye göre ".. işçinin hastalık, kaza, doğum ve gebelik gibi hallerde işveren için iş sözleşmesini bildirimsiz fesih hakkı; belirtilen hallerin işçinin işyerindeki çalışma süresine göre 17 nci maddedeki bildirim sürelerini altı hafta aşmasından sonra doğar." |
Görüleceği gibi işverenin fesih hakkı için ilk şart; işçinin sağlık raporu ile işe gelemediği günlerin ihbar süresini 6 hafta aşmasıdır. Örneğin bir yıl kıdemi olan işçinin hastalık nedeniyle almış olduğu kesintisiz sağlık raporu uyarınca işe devamsızlığı, bu kıdeme göre bildirim süresi dört hafta olduğundan altı hafta eklenmek suretiyle, on haftayı aşarsa işveren haklı nedenle derhal fesih hakkını kullanabilir. Hemen belirtelim ki, maddede düzenlenen bu sürenin hesaplanmasında dikkate alınacak ihbar süresi kesintisiz rapor süresinin başladığı tarihteki ihbar süresi olması gerektiği düşünülmektedir. Örneğin rapor başladığında işyerinde 5 aylık kıdemi olan bir çalışanın ihbar süresi 2 hafta olarak kabul edilmelidir; ihbar süresi ve altı haftanın eklenmesiyle arada geçen sürede kıdemi artıp ihbar süresi 4 haftaya çıksa bile, başlangıçtaki ihbar süresinin dikkate alınması gerektiği yorumlanmaktadır. |
İşverene tanınmış olan bu fesih hakkının ikinci şartı ise işçinin aldığı raporun/raporların belirtilen süre boyunca kesintisiz olmasıdır. Yargıtay 9. HD. 2018/1729E, 2018/19804K. Sayılı kararında bu konu şu şekilde değerlendirilmiştir; "Somut uyuşmazlık bakımından istirahat raporları arasında boşluklar olup, raporlarından hiçbirisi ihbar süresini 6 hafta aşan süreli olmadığından İş Kanunu'nun 25/1 maddesindeki feshin şartları oluşmamıştır." Sonuç olarak; işçinin parça parça aldığı raporlar toplamının bu süreyi aşması işverene haklı fesih hakkı vermeyeceği gibi raporlar arasında 1 gün dahi boşluk olsa işveren İş Kanunu'nun 25/1-b bendine göre iş sözleşmesini haklı nedenlerle ve derhal fesih yoluna gidemeyecektir. |
Uygulamada Tereddüt Edilen Konular |
Uygulamada, bu konuyla ilgili iki temel tereddüt öne çıkmaktadır: İlki, işçinin aldığı raporun işyerinde maruz kaldığı bir iş kazasından kaynaklanması halinde işverenin haklı fesih hakkını ortadan kalkıp kalmadığıdır. Kanunun lafzi yorumunda, raporun iş kazası nedeniyle alınmasının işverenin fesih hakkını ortadan kaldırmadığı görülmektedir. Nitekim İş Kanunu'nun 25/1-b hükmünde iş kazalarına dair bir istisna belirtilmemiştir. |
Tereddüt edilen diğer konu ise, işverenin ihbar süresini 6 haftadan fazla aşan devamsızlık nedeniyle fesih işleminden önce işçiden yazılı savunma almasının gerekip gerekmediği sorusudur. Uygulamanın aksine bu konu Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun 2018 tarihli kararında1 açıkça sonuca bağlanmış ve bu fesih hakkından yararlanacak olan işverenin işçiden savunma alma zorunluluğu olmadığına hükmedilmiştir. |
Feshe Bağlı Ödemeler |
İhbar süresini 6 hafta aşan rapor sebebiyle iş akdi işverence feshedilen işçiye kıdem tazminatı ödenip ödenmeyeceği konusu uygulamada sıkça yanılgıya düşülen bir konudur. Çoğu zaman, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25. Maddesi altında düzenlenen tüm fesih nedenlerinin işverene kıdem ve ihbar tazminatı ödemeden sözleşmeyi sonlandırma hakkı verdiği düşünülse de, aslında durum böyle değildir. 25. maddenin birinci bendinde sayılan sağlık gerekçelerine dayalı fesihlerde, işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmaktadır. Nitekim, halen yürürlükte olan 1475 sayılı İş Kanunu'nun 14. Maddesine göre sadece 25/II. bentte düzenlenen ahlak ve iyi niyet kurallarına aykırı davranışlarda kıdem tazminatı ödenmemektedir. Bu sebeple, rapor süresinin ihbar süresini 6 hafta aşması durumunda işverenin haklı fesih hakkını düzenleyen İş Kanunu'nun 25/I bendi kapsamında, eğer çalışanın kıdemi bir yıldan fazlaysa, işveren tarafından kıdem tazminatının ödenmesi gerekmektedir. Kıdem tazminatı hesaplanırken, işçinin raporlu olduğu sürenin ihbar süresi+ 6 haftaya tekabül eden kısmı çalışma süresinden sayılır; bu süreyi aşan rapor günleri ise hizmet süresine dahil edilmez. Yargıtay'ın yerleşik kararları da bu yönde olup emsal kararlara2 göre "Diğer yandan kıdem tazminatının hesaplanmasında esas alınacak süre ise, yukarıda da açıklandığı üzere fiili çalışma süresi ile birlikte davacının raporlu olduğu sürenin ihbar öneli + 6 haftaya tekabül eden kısmı hizmet süresine dahil edilerek tespit edilmelidir." Kıdem tazminatına ilişkin bu açıklamalardan sonra belirtmek gerekir ki; işbu fesih sebebi derhal fesih sebebi olduğundan işveren işçiye ihbar öneli tanımak veya ihbar tazminatı ödemekle yükümlü değildir. |
1 TUR: Yargıtay HGK E: 2017/9, K: 2018/10: "Bu açıklamalar ışığında işçinin bekleme süresini aşan işe devamsızlığı, işçinin davranışı ya da verimi ile ilgili bir neden olmadığı gibi, 4857 sayılı İş Kanunu'nun 25'inci maddesinin son fıkrası uyarınca haklı nedenle derhal fesihlerde, fesihten önce işçiden savunma alınmasını düzenleyen aynı Kanun'un 19'uncu maddesinin ikinci fıkrası uygulanmayacağından, işverenin fesihten önce savunma alma zorunluluğu bulunmamaktadır." ENG: Court of Cassation General Assembly of Civil Chambers, Case No. 2017/9, Decision No. 2018/10, states: "In light of these explanations, the employee's absence exceeding the waiting period is not related to the employee's behavior or performance. Furthermore, pursuant to the final paragraph of Article 25 of Labour Law No. 4857, in cases of immediate termination for just cause, the second paragraph of Article 19 of the same Law, which regulates obtaining a defense from the employee prior to termination, shall not apply. Therefore, the employer is not obliged to obtain a defense from the employee before termination."
2 TUR: Yargıtay 22. HD E. 2017/23865, K. 2019/20398, T. 6.11.2019. ENG: Court of Cassation, 22nd Civil Chamber, Case No. E. 2017/23865, Decision No. K. 2019/20398, Date: November 6, 2019Diğer Haberler
-
17.10.2025
OSB Uygulama Yönetmeliğinde Önemli Değişiklik: Katılımcılara Ek Süre İmkânı
17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'ne Geçici Madde 13 eklenmiştir. Bu yeni düzenleme, yapı ruhsatı veya işyeri açma ve çalışma ruhsatı almamış OSB katılımcılarına belirli şartlar altında ek süre tanınmasına olanak sağlamaktadır.
-
15.10.2025
Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulma Yükümlülüğünde Güncel Durum
1. GİRİŞ 20 Eylül 2025 tarihli ve 33023 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ("Değişiklik Tebliği") ile, 14 Şubat 2025 tarihli ve 32813 sayılı “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ”e (“Tebliğ") önemli değişiklikler getirilmiştir.
-
25.9.2025
İşe İade Kararı Sonrası İşverenin Yapması Gereken Sgk İşlemleri
Kesinleşen işe iade kararını tebliğ alarak 10 iş günü içinde işe başlama iradesini işverene ileten işçiyi, İşveren işe başlatabileceği gibi işe başlatmayarak mahkeme kararında tespit edilen 4 aylık boşta geçen süre ücretinin yanı sıra işe başlatmama tazminatını da ödeyebilir. Görüldüğü üzere işverenin bu durumda iki seçimlik hakkı bulunmakla birlikte SGK nezdinde yapılacak işlemler her iki durumda da birbirinden farklıdır.
-
19.9.2025
Yargıtay İBK ile Rekabet Yasağına Aykırılık Davalarında Asliye Ticaret Mahkemelerinin Görevli Olduğuna Karar Verilmiştir
1. Giriş Rekabet etmeme borcu, işçinin işverene karşı olan sadakat borcunun bir türüdür. İşçi, iş sözleşmesinin devamı süresince işverenle rekabet etmemeyi sadakat borcu kapsamında üstlenmektedir. Bununla birlikte, Türk hukukunda iş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmesini yasaklayan herhangi bir kanuni düzenleme bulunmamaktadır. Fakat taraflar, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra işçinin işverene karşı rekabet etmemesini serbest iradeleri ile kararlaştırabilmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun 444-447. maddeleri arasında da işçi ile işveren arasında kurulabilecek rekabet yasağı sözleşmesine ilişkin düzenlemeler ve sınırlamalar yer almaktadır.
-
16.9.2025
Transfer Ücreti: Hukuki Niteliği ve Uygulamadaki Yeri
1. Giriş Transfer ücreti, İş Kanunu'nda doğrudan tanımlanmış bir kavram olmayıp, uygulamadaki çerçevesi ve hukuki niteliği büyük ölçüde Yargıtay kararları ile şekillenmiştir. Özellikle rekabetin yoğun ve uzman iş gücünün sınırlı olduğu sektörlerde gündeme gelen bu uygulama, işverenlerin çalışan politikaları bakımından dikkatle ele alınması gereken bir ödeme türüdür.
-
5.9.2025
İş Gücü Piyasalarında Rekabet: Kaçınılması Gereken İnsan Kaynakları Uygulamaları
Piyasaların sağlıklı işleyişini temin etmek, rekabeti engelleyen uygulamaları tespit etmek ve ihlallere yönelik yaptırımlar uygulamakla görevli olan Rekabet Kurumu ("Kurum"), 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ("Kanun") uyarınca girdi ve çıktı piyasaları arasında ayrım gözetmeksizin çalışmalar yürütmektedir. İş gücü piyasaları, son dönemde teşebbüslerin girdi piyasalarında rekabet ettikleri başlıca alanlardan biri olarak öne çıkmış ve çeşitli ek dinamiklerin de etkisiyle, Kurum'un artan ölçüde odaklandığı bir piyasa haline gelmiştir. 21 Kasım 2024 tarihinde Kurum tarafından kabul edilen İş Gücü Piyasalarındaki Rekabet İhlallerine Yönelik Kılavuz ("Kılavuz"), iş gücü piyasalarında rekabet ihlallerinin önlenmesine ilişkin önemli bir rehber niteliği taşımaktadır. Bu bültende, Kılavuz ve Kurum bünyesinde görev yapan Rekabet Kurulu'nun ("Kurul") kararları ışığında (i) rekabet hukukunun işgücü piyasalarına uygulanmasıyla ilgili temel bilgi ve prensipler ve (ii) iş gücü piyasalarında rekabet ederken dikkat edilmesi gereken temel yasaklı uygulamalar ele alınacaktır.
-
18.8.2025
SMS Doğrulama Kodları ve KVKK'nın 2025/1072 Sayılı İlke Kararı
Kişisel Verileri Koruma Kurulu'nun 10 Haziran 2025 tarihli ve 2025/1072 sayılı İlke Kararı, ticari hayatta yaygın bir uygulama haline gelen SMS doğrulama kodları üzerinden kişisel veri işleme faaliyetlerine ilişkin önemli düzenlemeler getirmektedir. Bu karar, özellikle perakende satış ve hizmet sektörlerinde müşteri ilişkileri yönetiminde köklü değişiklikleri zorunlu kılmaktadır.
-
11.8.2025
Yenilenebilir Enerji Üretimi Şirketlerinde Birleşme Devralma İşlemleri
Son yıllarda Türkiye'de elektrik enerjisi piyasasında dikkat çeken gelişmeler, üretim kapasitesinin artırılmasına yönelik yatırımlarla sınırlı kalmamakta, yenilenebilir enerji alanındaki şirketlere yapılan stratejik yatırımlar ve birleşme devralma işlemleriyle de gündeme geliyor.
-
31.7.2025
Kısmi Süreli İş Sözleşmesi'nde Yıllık İzin ile Kıdem ve İhbar Tazminatı
Kısmi Süreli İş Sözleşmesi 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 13. Maddesi'nde "İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmi süreli iş sözleşmesidir." şeklinde tanımlanmıştır.
-
30.7.2025
Emlak Vergisi Değerlerinin Tespitine İlişkin Kararlara Karşı Dava Yolu
a. Genel Olarak 2002 yılında 4751 sayılı Vergi Usul Kanunu, Emlâk Vergisi Kanunu ve Harçlar Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile Emlak Vergisi Kanunu'nda yapılan değişiklikler akabinde emlak vergisi matrahının tespitinde beyan esası kaldırılmış ve idari makamlarca yapılacak takdir ve tespit usulüne geçilmiştir
-
28.7.2025
Doğrudan Satışlar Hakkında Yönetmelik Yayınlandı
Ticaret Bakanlığı ("Bakanlık") tarafından 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun' un 47/A ve 84' üncü maddelerine dayanılarak düzenlenen Doğrudan Satışlar Hakkında Yönetmelik ("Yönetmelik"), 08.08.2025 tarihli ve 32980 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe girmiştir.
-
16.7.2025
Hükümlülük Ve Tutukluluk Nedeniyle İşverenin Fesih Hakkı Ve Hukuki Sonuçları
İşçi ve işveren arasındaki dengenin korunması esasına dayalı dinamik bir alan olan iş hukuku uygulamasında; işçinin iş görme edimini yerine getirememesi hali, özellikle de bu durumun hükümlülük veya tutukluluk gibi bireysel özgürlüğü kısıtlayıcı hallerden kaynaklanması, iş sözleşmesinin feshine ilişkin önemli hukuki sonuçlar doğurmaktadır.
-
14.7.2025
İş Kanunu'nda 14.07.2025 Tarihli Köklü Değişiklik: Turizm Sektöründe Esnek Hafta Tatili Dönemi Başladı!
14 Temmuz 2025'te Resmî Gazete'de yayımlanan 7553 sayılı "Bazı Kanunlarda ve 375 Sayılı Kanun Hükmünde Kararnamede Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun" ile , İş Kanunu ve diğer bazı kanunlarda önemli yenilikler getirilmiştir. Bu kapsamda; 14.07.2025 tarihi itibariyle İş Kanunu'nun hafta tatilini düzenleyen 46. Maddesine eklenen hükümle birlikte turizm sektörüne özel esnek hafta tatili uygulamasına geçildiği görülmektedir.
-
9.7.2025
İklim Kanunu Yürürlüğe Girdi
İklim değişikliği ile mücadelede sera gazı emisyonlarının azaltılması ve iklim değişikliğine uyum faaliyetleri ile planlama ve uygulama araçlarını, gelirleri, izin ve denetimi ve bunlara ilişkin yasal ve kurumsal çerçevenin usul ve esasları hakkında düzenlemeler içeren 7552 sayılı İklim Kanunu ("Kanun") 9 Temmuz 2025 tarih ve 32951 sayılı Resmî Gazete'de yayınlanarak yürürlüğe girdi. İşbu Kanun; genel ilke ve hedefleri kazuistik bir bakış açısıyla ortaya koymakta, ayrıntılı ve teknik düzenlemeleri ikincil mevzuata bırakmayı tercih etmektedir.
-
7.7.2025
Tapu Sicilinde Arabuluculuk Uygulamaları
05.04.2023 tarih ve 32154 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan İcra ve İflas Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ile 7/6/2012 tarihli ve 6325 sayılı Hukuk Uyuşmazlıklarında Arabuluculuk Kanunu'nda ("Kanun") değişiklikler yapılarak dava şartı- zorunlu- ve ihtiyari arabuluculuk ile çözümlenebilecek uyuşmazlıkların kapsamı genişletilmiştir.