İşverenlerin Covid-19’a İlişkin Hukuken Alabileceği Tedbirler Hakkında Bilmesi Gerekenler 16 Mart 2020
İŞVERENLERİN COVİD-19’A İLİŞKİN HUKUKEN ALABİLECEĞİ TEDBİRLER HAKKINDA BİLMESİ GEREKENLER
Coronavirüsün bir süredir dünyada birçok ülkede görülmesinin ardından ; son olarak Türkiye’de bir vakada da görüldüğünün sağlık bakanı tarafından açıklanması sonrası söz konusu durumun çalışma hayatına etkileri merak konusu olmuştur.
Coronavirüs adı ile kamuoyunda bilenen ve bilimsel adı COVID-19 olan virüsün (yeni korona virüs) özellikle taşıyıcıların seyahatleri ile yayılmaya başladığı bilinmektedir. Sağlık Bakanlığı’nın resmi sitesinde ve sosyal medya hesaplarında yayınladığı tedbirler kapsamında yurt dışından gelenlerin 14 gün boyunca evlerinde ikamet etmeleri tavsiyesi ile birlikte işverenlerin işyerinde ve/veya personel özelinde alacakları hukuki tedbirlerin neler olabileceği gündeme gelmiştir.
Konu hakkında merak edilenlere ilişkin açıklamalarımız aşağıda paylaşılmaktadır.
1. COVİD -19 için işverenlerin alması gereken önlemler nelerdir?
İşverenin işçiyi koruyup gözetme borcu, iş sağlığı ve güvenliği tedbirlerini alıp uygulama, sağlıklı ve güvenli çalışma ortamı sağlama yükümlülüğü bulunduğundan; bu kapsamda öncelikle işverenlerin hastalığın etkileri ve önlenmesiyle ilgili işyeri hekimlerinden görüş almaları – iş sağlığı ve güvenliği kurullarını toplayarak alınacak önlemleri değerlendirmeleri gerekir.
Hastalık etkileri, korunma yöntemleri vs. konularında çalışanlar bilgilendirilmelidir. İşyerinde uyarı ve hatırlatıcı levhalar asılarak, işyerinde dezenfektanlar bulundurulmalıdır. İşyerinin ilaçlanmasının sağlanması değerlendirilebilir.
Özellikle riskli ülkelere ya da tedbiren genel olarak tüm yurt dışı seyahatlerinin belirli bir süre kısıtlanması ya da durdurulması personele önerilebilir. İşveren tarafından ya da işin yürütümü gereği personel tarafından planlanan iş seyahatlerinin durdurulmasına karar verilebilir. Alınacak kararların mutlaka personele ilanen duyurulması, alınan kararın niteliğine göre personele ayrıca yazılı olarak bildirilmesi gerekebilir.
2. İşverenler çalışanların evden çalışmasını talep edebilir mi?
Uzaktan çalışma; işçinin, işveren tarafından oluşturulan iş organizasyonu kapsamında iş görme edimini evinde ya da teknolojik iletişim araçları ile işyeri dışında yerine getirmesi esasına dayalı ve yazılı olarak kurulan iş ilişkisidir.
Salgın hastalık gibi zorlayıcı nedenlerle; belirli bir süre ile personelin evden çalışması işveren tarafından değerlendirilebilir. Böylece, çalışanların işe gidip –gelirken ya da işyerinde işin yürütümü sırasında maruz kalacağı salgın hastalığa yakalanma olasılığı minimize edilmiş olabilecektir.
Ancak İşveren, uzaktan çalışma ilişkisiyle iş verdiği çalışanın yaptığı işin niteliğini dikkate alarak iş sağlığı ve güvenliği önlemleri hususunda çalışanı bilgilendirmek, gerekli eğitimi vermek, sağlık gözetimini sağlamak ve sağladığı ekipmanla ilgili gerekli iş güvenliği tedbirlerini almakla da yükümlü olacaktır.
Söz konusu yükümlülüklerini de göz önünde bulundurarak işveren, gerekçelerini de belirtmek suretiyle belirli bir süre ile çalışanlarının evden çalışmasına karar verebilir. Ancak, bu durumun personele mümkünse yazılı olarak bildirilmesi , eğer iş sağlığı ve güvenliğine ilişkin alınan tedbirler nedeniyle yazılı bildirim mümkün olamayacaksa personele ilanen ya da mail yoluyla bildirim yapılması tavsiye edilmektedir.
3. İşveren söz konusu salgına karşı alacağı tedbirler kapsamında; yurtdışına gidip-gelen personeline sağlık bakanlığı tarafından açıklanan 14 gün kuralı gereği bu sürede ücretli izin verebilir mi?
Öncelikle, Sağlık Bakanlığı’nca illere gönderilen ve Sağlık Tedbirlerinin Uygulanmasına ilişkin resmi yazıda ; riskli olarak tanımlanan ve tedbir alınan ülkelerden gelen ve Umre ziyareti sonrasında ülkemize dönen vatandaşlara izolasyon tedbiri uygulandığı veya önerildiği bilinmektedir. Bu kapsamda de izolasyon tedbiri uygulanan ve veya önerilen vatandaşların, Aile Hekimlerine ve Sağlık kuruluşlarına başvurmaları ve talepte bulunmaları halinde; başvuruda bulunan ilgilinin pasaport bilgileri teyidi sonrasında yurda giriş yaptıkları tarih dikkate alınarak 14 güne tamamlamak üzere sağlık raporu düzenlenebilmektedir.
Dolayısıyla, personelin 14 gün kuralı içerisinde sağlık kuruluşuna ve aile hekimliğine yönlendirilerek sağlık raporu alması halinde, belirtilen süreyi raporlu/ücretli izinli olarak geçirmesi sağlanabilir.
Personelin böyle bir sağlık raporu almaması halinde; İşverenler bu 14 günlük süreyi, idari izin vermek suretiyle ücretli izinli olarak çalışanlarına kullandırması mümkündür. Ancak işçinin idari izinli olduğunun mutlaka kayıt altına alınması gerekir. Çünkü işverenin işçiyi koruyup gözetme borcu devam edecektir.
Yine, işçinin hak edip de kullanmadığı yıllık izni, bu kapsamda kullandırılabilir. Ancak işçinin yıllık izinin kullandığını ispat yükü işverende olduğundan ve yazılı ispat şartı arandığından bu durumda çalışanın kullandığı yıllık izine ilişkin sürelerin kayıt altına alınması gerekecektir.
4. İşveren 14 gün kuralı kapsamında çalışana ücretsiz izin verebilir mi?
İşçinin kabulü, yazılı onayı olmadan ücretsiz izin kullandırılması hukuken uygun bir yol değildir. Yüksek Mahkeme kararlarında; işçinin kabulü olmadan, işçiye ücretsiz izin kullandırılması haksız işveren feshi olarak kabul edilmektedir. Bu durumda da ücretsiz izin kullandırılması önerilmemektedir.
5. İşverenler çalışanların yurt dışı seyahatlerini engelleyebilir mi?
Sağlık Bakanlığı tarafından yurtdışına çıkan vatandaşların 14 gün evde dinlenmesi, izolasyon tedbiri uygulaması önerisi de dikkate alındığında; gerek işverenin iş sağlığı ve güvenliği yükümlülüklerini yerine getirmesi ve gerekse de işin yürütümünde olumsuzlukların meydana gelmemesi için böyle bir yasak koyabileceği akla gelse olsa dahi bu tip bir tedbirin seyahat özgürlüğüne aykırı olacağı düşünülmektedir. İşverenin anayasal bir hak olan; kişinin seyahat özgürlüğüne engel olamayacağı böyle bir yasak ve sınırlama getiremeyeceği düşünülmektedir. Ancak yurt dışına gitmenin riskleri hakkında iş sağlığı ve güvenliği çerçevesinde bilgi verilmesi ve yurtdışına çıkış yapan bir çalışanın işverenini bilgilendirmesinin istenmesi tarafımızca önerilmektedir.
6. İşçinin görevi gereği yurt dışı seyahatine gitmeme ya da işveren tarafından önlem alınmaması hallerinde iş görme borcunu ifa etmeme hakkı var mıdır?
İşçinin 6331 sayılı İş Sağlığı ve Güvenliği Kanun’a göre ciddi ve yakın bir tehlike halinde gerekli önlemleri alınmasını talep hakkı vardır. Yasa’nın 13. Maddesinde Ciddi ve yakın tehlike ile karşı karşıya kalan çalışanlar İş Sağlığı ve Güvenliği kurulu olan işyerlerinde , kurulun bulunmadığı işyerlerinde ise işverene başvurarak durumun tespit edilmesini ve gerekli tedbirlerin alınmasına karar verilmesini talep edebilir. Bu durumda İş sağlığı ve güvenliği kurulu olan işyerinde acilen toplanma kararı verir ve karar alırsa bu tedbirlerin alınmaması halinde işçi iş görme borcunu yerine getirmekten kaçınabilir. Yakın ve ciddi tedbirlerin alınmaması, işçiye iş görme borucunu ifa etmeme hakkı verdiği gibi gerekli önlemlerin alınmaması işçiye iş sözleşmesini haklı nedenle fesih hakkı da verir. İşçinin çalışmadığı bu dönemde ücretinin de ödenmesi gerekmektedir. İşçinin çalışmaktan kaçınması işverene haklı nedenle fesih hakkı da vermez.
Yine; işçinin, işyerinde bu hastalığa yakalanan kişilerin varlığı halinde iş görmekten kaçınabilecekleri ve özellikle riskli ülkelere gitmekten imtina edebileceği de düşünülmektedir. Ancak yakın ve ciddi bir tehlike olmayan bir durumda işçinin bu hakkını kullanamayacağını da belirtmek gerekir. Örneğin işyerinde bir vaka olmaması veya yakın ve ciddi bir tehlikelinin olmadığı bir ülkeye iş seyahatine gitmekten imtina etmesi ise bu kapsamda değerlendirilmemelidir.
7. İşçinin işyerinde veya iş seyahatine gönderildiği yerde bu hastalığa yakalanması iş kazası sayılabilir mi?
İşçiye işyerinde bu hastalığa yakalanmasının tespit edilmesi veya işveren tarafından gönderildiği bir seyahatte bu hastalığa yakalanması iş kazası olarak değerlendirilebilir, işverenin bu kapsamda maddi ve manevi tazminat sorumluluğu doğabilir.
8. İşveren salgın nedeniyle işi durdurma kararı alırsa ücret ödeme borcu devam eder mi?
İşyerinde, işverenin faaliyeti durdurma kararı vermesi ücret ödeme borcunu ortadan kaldırmaz. İşverenin işçiye karşı ücret ödeme borcu devam eder.
9. İşçilerin, salgın hastalık nedeniyle işyerinde sağlık muayenesine tabi tutulması mümkün müdür?
İşyeri hekiminin , salgın hastalık riskinin ortaya çıktığı zorunlu durumlarda; periyodik muayeneler dışında çalışanların sağlık kontrollerini yapmasında hukuka aykırı bir hal yoktur. Bu kapsamda, işyeri hekimi personele ait herhangi bir sağlık verisini – işçinin açık rızası yoksa- işlememelidir.
Çalışanın işyerinde çalışmaya devam etmemesi gerektiğini ya da evden çalışmasının; işyeri hekimi tarafından işverene önerilebilmesi için de - çalışanın da açık rızasını almak suretiyle - işverene iletilmesinde sakınca olmayacağı düşünülmektedir.
Diğer Haberler
-
15.12.2025
İhbar Süresinde Gerçekleşen Ücret Artışından Çalışanın Yararlanması Mümkün Müdür?
4857 Sayılı İş Kanunu'nun 17. Maddesindeki düzenleme uyarınca; belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekmektedir. Buna göre iş sözleşmeleri;
-
12.12.2025
Borca Batıklık ve Sermaye Kaybı Hesaplamasında Muafiyet Süresi Uzatıldı
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("TTK") 376'ncı maddesi, şirketlerde sermaye kaybı ve borca batıklı olma durumunu düzenlemekte olup bu durumlarda uyulacak usul ve esasları ise "6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 376'ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ" ("TTK m. 376 Tebliği") ile detaylandırılmıştır.
-
8.12.2025
OFAC Nedir? Yatırımcılar İçin Stratejik Önemi Ve Uygulama Alanları
Dünya değiştikçe ve gün geçtikçe, daha da sık karşılaşmaya başladığımız terimlerden biri "OFAC". Küreselleşen dünyada uluslararası alanda yatırım yapmak isteyen kurumlar bir şekilde OFAC'a rastlıyor ya da OFAC ile temas ediyor. Zira, OFAC tarafından uygulanan bu yaptırımlar yalnızca ABD vatandaşları / menşeli şirketleri değil, ABD ile doğrudan veya dolaylı olarak ekonomik - finansal temasta olan kişileri de ilgilendiriyor. Peki nedir bu OFAC?
-
4.12.2025
Ortaklara Borçlar Ve Adat Faturası
1. Adat Nedir? Uygulamada sıklıkla işletmelerin ortaklara borç vermesi işlemi ile karşılaşılmaktadır. İşletmenin ortaklardan alacaklı hale geldiği böyle bir durumda söz konusu alacak miktarına adat faizi hesaplanması ve fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Dolasıyla adat, işletme ile ortak/ilgililer arasında gerçekleşen borç-alacak ilişkilerinde işletme kaynaklarının kullanım süresine bağlı olarak faiz tahakkuku hesaplamak ve vergi kaybının telafi edilmesi amacıyla uygulanan bir yöntemdir. Bu hesaplamalar, transfer fiyatlandırması kurallarına uyum, vergi matrahının doğru belirlenmesi ve KDV gibi yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi açısından önem taşır.
-
28.11.2025
Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirim Süreci Ve Yaptırımları
1. Hamiline Yazılı Pay Senetlerin Basımı ve Bildirimi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("Kanun") 484. maddesi uyarınca anonim şirketlerde iki tür pay senedi bulunmaktadır: nama yazılı ve hamiline yazılı pay senetleri. Nama yazılı pay senetlerinde devir işlemi teslim ile gerçekleşirken, hamiline yazılı pay senetlerinin devri için Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirilmesi ve Kayıt Altına Alınması Hakkında Tebliğ ("Tebliğ") uyarınca bazı şartlar getirilmiştir. Tebliğ kapsamında hamiline yazılı payların Merkezi Kayıt Kuruluşu ("MKK") kaydının tamamlanması, yönetim kurulu kararının alınması ve bu kararın ilgili sicil müdürlüğünde tescil ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ettirilmesi gerekmektedir.
-
20.11.2025
Birleşme ve Devralma İşlemlerinde Niyet Mektubu Süreci
Birleşme ve devralma ("M&A") işlemleri, hem hukuki hem ticari açıdan çok aşamalı süreçlerdir. Bu süreçte, sözleşme aşamasına geçilmeden önce sözleşme tarafları, işlem iradelerini belirlemek, ticari beklentilerini paylaşmak ve hukuki çerçeveyi oluşturmak için bir hazırlık sürecine girerler. Bu hazırlık süreci, tarafların işlem yapısına ilişkin temel ilkeleri tartıştığı, müzakere stratejilerini belirlediği ve işlem risklerini değerlendirdiği ilk aşamayı oluşturur.
-
14.11.2025
Gerekçeli Karar Hakkının İhlaline Dair Yeni Aym Kararı Resmi Gazete'de Yayınlandı
1. GİRİŞ Gerekçe, yargı kararlarında meselenin, sonuçta gösterilen şekilde çözülmesinin nedenini ve niçinini gösteren kısımdır ve hüküm vermenin bir uzantısıdır.1 Gerekçenin içeriğinin tatmin edici ve tutarlı olması, hukukî dinlenilme hakkının ve adil yargılanma hakkının sağlanması açısından mühimdir. Gerekçeli karar, mahkemenin tarafsızlığını ortaya koymakla; gerçekten, dosya içeriğine, akla ve hukuka uygun düşen bir gerekçe sayesinde taraflar davayı hangi maddî ve hukukî sebeplerden ötürü kaybettiklerini veya kazandıklarını öğrenme ve tatmin olma şansına sahip olacaklardır.
-
7.11.2025
Kapsam Dışı Personel Hakkında Anayasa Mahkemesi Kararı
22.09.2025 Tarihli Resmi Gazete 'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararında;
-
24.10.2025
Asıl ve Alt İşverenin Arabuluculuğa Birlikte Katılma Zorunluluğu Anayasa Mahkemesi Kararı ile Kaldırıldı
Çalışma hayatında iş ilişkilerinin sona ermesi sonrasında işçinin işe iade talebiyle başvurabileceği arabuluculuk sürecine ilişkin önemli bir Anayasa Mahkemesi kararı yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesi, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinin (15) numaralı fıkrasında yer alan, "Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hâllerde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması gerekir" hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğuna karar vermiştir. Söz konusu karar, 17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
-
23.10.2025
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanına Döviz Ve Para Hareketlerini Sınırlama Yetkisi Veren Kanun Hükmünü İptal Etti!
15 Ekim 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi ("Mahkeme")17 Haziran 2025 tarihli, E. 2024/193, K. 2025/136 sayılı kararıyla1 ("Karar") 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un ("Kanun") 1. maddesini ("Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım satımı ve kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin alım satımı, kıymetli madenlerin rafinajı ile tüm bu eşya ve kıymetlerin, ticari senetlerin ve tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk Parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Cumhurbaşkanı salahiyetlidir.") iptal etmiştir.
-
21.10.2025
Borçlu Dışındaki Kişiye Ait Malların Haczi ve Hukuki Hakların Korunmas
İcra takibi sürecinde borçlunun malvarlığına dahil olmayan üçüncü kişilere ait malların haczi, uygulamada sıkça karşılaşılan ve ciddi mağduriyetlere yol açan bir durumdur. Özellikle eşler arasında mal rejimi kaynaklı belirsizlikler ile birlikte mülkiyet ilişkileri, icra işlemlerinde mülkiyetin kime ait olduğunun doğru şekilde tespitini zorlaştırmaktadır. Bu kapsamda, borçlunun eşinin veya bir başka üçüncü kişinin malı üzerine haciz tatbik edilmesi halinde başvurulabilecek hukuki koruma yollarının en önemlisi istihkak iddiasıdır.
-
20.10.2025
Rekabet Hukuku Çerçevesinde Birleşme ve Devralmalar ve Bildirim Yükümlülüğü
Birleşme ve devralmalar (M&A), şirketlerin büyüme ve yeniden yapılanma stratejilerinin merkezinde yer almaktadır. Şirketlerin gerek ulusal, gerekse uluslararası ölçekte genişleme, pazar paylarını artırma yahut yeni pazarlara giriş yapma amacına hizmet eden bu işlemler, yalnızca ekonomik ve ticari sonuçlar doğurmakla kalmayıp, aynı zamanda ilgili pazardaki rekabet dinamiklerini doğrudan etkileyebilme potansiyeli taşımaktadır. Bu sebeple, birleşme ve devralma işlemleri, pazardaki rekabet yapısını etkileyebilir. Bu özelliğinden dolayı, M&A işlemleri stratejik fırsatlar yaratırken, rekabet düzeninin sürdürülebilirliği açısından da düzenleyici otoritelerin titizlikle değerlendirdiği alanlardan biridir.
-
17.10.2025
OSB Uygulama Yönetmeliğinde Önemli Değişiklik: Katılımcılara Ek Süre İmkânı
17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'ne Geçici Madde 13 eklenmiştir. Bu yeni düzenleme, yapı ruhsatı veya işyeri açma ve çalışma ruhsatı almamış OSB katılımcılarına belirli şartlar altında ek süre tanınmasına olanak sağlamaktadır.
-
15.10.2025
Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulma Yükümlülüğünde Güncel Durum
1. GİRİŞ 20 Eylül 2025 tarihli ve 33023 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ("Değişiklik Tebliği") ile, 14 Şubat 2025 tarihli ve 32813 sayılı “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ”e (“Tebliğ") önemli değişiklikler getirilmiştir.
-
25.9.2025
İşe İade Kararı Sonrası İşverenin Yapması Gereken Sgk İşlemleri
Kesinleşen işe iade kararını tebliğ alarak 10 iş günü içinde işe başlama iradesini işverene ileten işçiyi, İşveren işe başlatabileceği gibi işe başlatmayarak mahkeme kararında tespit edilen 4 aylık boşta geçen süre ücretinin yanı sıra işe başlatmama tazminatını da ödeyebilir. Görüldüğü üzere işverenin bu durumda iki seçimlik hakkı bulunmakla birlikte SGK nezdinde yapılacak işlemler her iki durumda da birbirinden farklıdır.