KISA ÇALIŞMA, İŞVEREN YARARINA SAĞLANAN TEŞVİKLER, FESİH YASAĞI VE İŞ SAĞLIĞI GÜVENLİĞİ KANUNU İLE İLGİLİ SON YASAL DÜZENLEMELER 29 Temmuz 2020
Kısa çalışma, işveren yararına sağlanan teşvikler, fesih yasağı ve iş sağlığı güvenliği kanunu ile ilgili son yasal düzenlemeler nelerdir?
28.07.2020 tarihli 31199 sayılı Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren “Djitial Mecralar Komisyonu Kurulması ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanun”daki düzenlemeler ile İş, Sosyal Güvenlik ve İş Sağlığı Güvenliğine dair bazı konularda düzenleme yapılmıştır. Aşağıda düzenlemelere ilişkin özet bilgilere ulaşabilirsiniz:
KISA ÇALIŞMA ÖDENEĞİ UYGULAMA SÜRESİ UZADI MI?
28.07.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan düzenleme ile kısa çalışma başvuru ya da uygulama süresinin uzatılması ile ilgili net bir düzenleme yapılmamış ise de; 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu Geçici 23. Maddesinde yapılan değişiklik ile;
- Kısa çalışma ile ilgili ilk düzenlemede 30.06.2020 olarak belirlenen başvuru tarihinin,
- Ve/veya kısa çalışma ödeneğinin süresini
sektörel olarak ayrı ayrı veya bir bütün olarak 31.12.2020 tarihine kadar uzatma hususunda Cumhurbaşkanı yetkili kılınmıştır.
İŞVEREN YARARINA SAĞLANAN YENİ TEŞVİK
Hangi İşverenler, Hangi Süre İle Teşviklerden Yararlanabilir? Teşvikin Kapsamı Nedir?
28.07.2020 tarihinde Resmi Gazetede yayınlanan düzenleme ile 4447 sayılı İşsizlik Sigortası Kanuna eklenen Geçici 26. Madde ile işverene prim desteği sağlanacağı belirtilmiş olup buna göre;
- Söz konusu işveren desteğinden; 01.07.2020 tarihinden önce kısa çalışma başvurusunda bulunmuş olan ve kısa çalışmayı sonlandırarak işyerindeki haftalık normal çalışma sürelerine dönen özel sektör işyerleri yararlanabilecek olup bu işyerlerinde kısa çalışmadan yararlanmış olan sigortalılar için prim desteği sağlanacaktır.
- Prim destek süresi, kısa çalışmanın sona erdiği tarihi takip eden aydan itibaren 3 aydır. Bu süre hiçbir şekilde 31.12.2020 tarihini geçemez. Cumhurbaşkanı, işbu 3 aylık süreyi sektörel olarak ayrı ayrı veya bir bütün olarak altı aya kadar uzatmaya yetkilidir.
- Prim desteğinin kapsamı, kısa çalışmadan yararlanan sigortalıların 5510 sayılı Kanunun 82. Maddesi uyarınca belirlenen prime esas kazanç alt sınırı üzerinden hesaplanan sigortalı ve işveren hissesi primlerinin tamamından ibarettir. Söz konusu destek, işverenlerin her ay SGK’ya ödeyecekleri tüm primlerden mahsup edilmek suretiyle sağlanacak ve destek tutarı Fon’dan karşılanacaktır.
- Ayrıca, 4447 sayılı Kanunun Geçici 24. Maddesi kapsamında, 01.07.2020 tarihinden önce başvuruda bulunarak nakdi ücret desteğinden yararlandırılan sigortalının haftalık normal çalışma süresine dönmesi durumunda da, işveren aynı süreler ve aynı şartlarla aynı kapsamdaki destekten yararlanabilecektir.
- Gerek kısa çalışmadan yararlanan gerekse nakdi ücret desteğinden yararlanan sigortalılar için işverene sağlanacak destek süresi; sigortalının kısa çalışma ödeneği aldığı aylık ortalama gün sayısını, nakdi ücret desteğinden yararlananlar için ise nakdi ücret desteği aldıkları aylık ortalama gün sayısını geçemez.
İşveren Prim Desteğine İlişkin Düzenleme Tüm İşyerlerinde ve Tüm Çalışanlar İçin Uygulanabilecek mi?
4447 sayılı Kanunun Geçici 26. Maddesinde bazı işyerleri ve bazı sigortalılar istisna tutulmuştur. Buna göre;
- 5335 sayılı Kanunun 30. Maddesinin ikinci fıkrası kapsamına giren kurum ve kuruluşlara (genel bütçeye dahil daireler, katma bütçeli idareler döner sermayeler, fonlar, belediyeler, il özel idareleri, belediye ve il özel idareleri tarafından kurulan birlik ve işletmeler, sosyal güvenlik kurumları, bütçeden yardım alan kuruluşlar ile özel kanunla kurulmuş diğer kamu kurum, kurul, üst kurul ve kuruluşları, kamu iktisadi teşebbüsleri ve bunların bağlı ortaklıkları ile müessese ve işletmeleri ve sermayesinin %50’sinden fazlası kamuya ait olan diğer ortaklıklar) ait işyerlerinde,
- 2886 sayılı Devlet İhale Kanununa, Kamu İhale Kanuna ve uluslararası anlaşma hükümlerine istinaden yapılan alım ve yapım işleri ve KİK’dan istisna olan alım ve yapım işlerine ilişkin işyerlerinde işveren prim desteği uygulanmayacaktır.
- Ayrıca, sosyal güvenlik destek primine tabi çalışanlar ile 5510 sayılı Kanunun ek 9 uncu maddesi kapsamında ev hizmetlerinde çalışan sigortalılar ve yurtdışında çalışan sigortalılar hakkında da işveren prim desteğinin uygulanmayacağı düzenlenmiştir.
Kısa Çalışmadan/Nakdi Ücret Desteğinden Yersiz Yararlandığı Tespit Edilen İşveren Teşvikten Yararlanabilir mi? Yersiz Yararlandığı Sonradan Tespit Edilirse Yaptırımı Olacak mı?
Getirilen düzenleme kapsamında;
- İşyerinde uygulanan kısa çalışmadan yersiz yararlanıldığının tespiti,
- Kısa çalışma başvurusuna yönelik uygunluk tespitinin olumsuz sonuçlanması,
- Nakdi ücret desteğinden yersiz yararlanıldığının tespiti halinde,
İlgili işyerinde Geçici 26. Madde kapsamında sağlanan işveren prim desteğinden yararlanılamayacağı belirtilmiştir.
Ayrıca, belirtilen tespitler yapılmadan önce Geçici 26. Madde kapsamındaki teşvikten yararlanılmış bir işyerinde, sonradan bu tespitler yapıldığında ilgili işyerinde Geçici 26. Maddede düzenlenen prim desteğinden yersiz yararlandığı kabul edilecek ve yararlanılan destek tutarı işverenden 5510 sayılı Kanunun 89 uncu maddesinin ikinci fıkrası uyarınca gecikme cezası ve gecikme zammı ile birlikte tahsil edilecektir.
Geçici 26. Madde kapsamında düzenlenen teşvikten yararlanan işverenler diğer teşviklerden de yararlanabilecek midir?
4447 sayılı İşsizlik Kanuna eklenen Geçici 26. Maddede açık bir şekilde, bu maddede sağlanan teşvikten yararlanmakta olan işverenlerin, bu teşvikten yararlanılan ayda aynı sigortalı için diğer sigorta primi indirimi, teşvik ve desteklerinden yararlanamayacağı düzenlenmiştir.
Geçici 26. Madde kapsamında işverene sağlanan prim desteğinin sigortalı hissesine karşılık gelen destek tutarı sigortalıya mı aittir? Sigortalıya ödenmesi zorunlu mudur? Fondan karşılanacak olan tutar gelir, gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınacak mıdır?
Yukarıda da belirtildiği gibi Geçici 26. Maddede düzenlenen teşvik hem sigortalı hem işveren hisselerinin tamamını kapsamaktadır. Madde metninde, sigortalı hissesine karşılık gelen tutarın işverene mi sigortalıya mı ait olacağı konusunda tereddüt yaratmayacak şekilde “sigortalı hissesine karşılık gelen destek tutarının sigortalıya ödenmesinin işverenden talep edilemeyeceği”nin açıkça belirtildiği görülmektedir.
Ayrıca, teşvik kapsamında fondan karşılanacak olan tutarların gelir ve kurumlar vergisi uygulamalarında gelir, gider veya maliyet unsuru olarak dikkate alınmayacağı maddede düzenlenmiştir.
Teşvik uygulamasının usul ve esasları nelerdir? Düzenlemenin Yürürlük Tarihi Nedir?
Geçici 26. Madde kapsamında düzenlenen yeni teşvikin temel unsurları yukarıda izah edildiği gibidir. İlave olarak, teşvik uygulamasının usul ve esaslarının Bakanlık tarafından belirleneceği ifade edilmiştir. Yakın zamanda Bakanlık tarafından uygulama usul ve esaslarına ilişkin resmi bir yayın yapılması beklenilmektedir.
Son olarak; ilgili maddenin yürürlük tarihi “yayım tarihini takip eden ayın başı” olarak belirtilmiş olup 28.07.2020 yayım tarihini takip eden Ağustos ayının başında Geçici 26. Madde yürürlüğe girmiş olacaktır.
FESİH YASAKLARI UZATILDI MI? YENİ DÜZENLEME NE ANLAMA GELİYOR?
Bilindiği gibi 4857 sayılı İş Kanununa eklenen geçici 10 uncu madde ile fesih yasakları düzenlenmiş, ilk olarak üç aylık süre ile getirilen bu yasak 30.06.2020 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanan 2707 Sayılı Cumhurbaşkanı Kararı ile 17.07.2020 tarihinden itibaren bir ay süre ile uzatılmıştır. Hali hazırda 17.08.2020 tarihine kadar fesih yasakları devam etmekte olup 28.07.2020 tarihli değişiklik kapsamında sürenin tekrar uzatıldığına ilişkin net bir net bir düzenleme bulunmamaktadır.
Bununla birlikte, 28.07.2020 tarihli RG’de yayınlanan değişik hali ile; düzenlemenin önceki halinde Cumhurbaşkanına tanınan altı aya kadar uzatma yetkisinin genişletildiği görülmektedir. Bu kapsamda, güncel değişiklik gereği fesih yasağının Cumhurbaşkanı tarafından “her defasında üçer aylık sürelerle 30.06.2021 tarihine” kadar uzatılabileceği düzenlenmiş bulunulmaktadır.
Son olarak; bugüne kadar uygulamada tartışmalı olan bazı konularda, kısmen de olsa tereddütlerin giderilmesi amacıyla, bazı sona erme ve fesih türlerinin istisna kapsamına alındığı görülmektedir. Buna göre yapılan son değişiklik nazarında;
- Belirli süreli iş veya hizmet sözleşmelerinde sürenin sona ermesi,
- İşyerinin herhangi bir sebeple kapanması ve faaliyetinin sona ermesi,
- Mevzuata göre yapılan her türlü hizmet alımları ile yapım işlerinin sona ermesi halleri
açık bir biçimde fesih yasağı dışında tutulmuştur.
Diğer Haberler
-
12.12.2025
Borca Batıklık ve Sermaye Kaybı Hesaplamasında Muafiyet Süresi Uzatıldı
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("TTK") 376'ncı maddesi, şirketlerde sermaye kaybı ve borca batıklı olma durumunu düzenlemekte olup bu durumlarda uyulacak usul ve esasları ise "6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 376'ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ" ("TTK m. 376 Tebliği") ile detaylandırılmıştır.
-
8.12.2025
OFAC Nedir? Yatırımcılar İçin Stratejik Önemi Ve Uygulama Alanları
Dünya değiştikçe ve gün geçtikçe, daha da sık karşılaşmaya başladığımız terimlerden biri "OFAC". Küreselleşen dünyada uluslararası alanda yatırım yapmak isteyen kurumlar bir şekilde OFAC'a rastlıyor ya da OFAC ile temas ediyor. Zira, OFAC tarafından uygulanan bu yaptırımlar yalnızca ABD vatandaşları / menşeli şirketleri değil, ABD ile doğrudan veya dolaylı olarak ekonomik - finansal temasta olan kişileri de ilgilendiriyor. Peki nedir bu OFAC?
-
4.12.2025
Ortaklara Borçlar Ve Adat Faturası
1. Adat Nedir? Uygulamada sıklıkla işletmelerin ortaklara borç vermesi işlemi ile karşılaşılmaktadır. İşletmenin ortaklardan alacaklı hale geldiği böyle bir durumda söz konusu alacak miktarına adat faizi hesaplanması ve fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Dolasıyla adat, işletme ile ortak/ilgililer arasında gerçekleşen borç-alacak ilişkilerinde işletme kaynaklarının kullanım süresine bağlı olarak faiz tahakkuku hesaplamak ve vergi kaybının telafi edilmesi amacıyla uygulanan bir yöntemdir. Bu hesaplamalar, transfer fiyatlandırması kurallarına uyum, vergi matrahının doğru belirlenmesi ve KDV gibi yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi açısından önem taşır.
-
28.11.2025
Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirim Süreci Ve Yaptırımları
1. Hamiline Yazılı Pay Senetlerin Basımı ve Bildirimi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("Kanun") 484. maddesi uyarınca anonim şirketlerde iki tür pay senedi bulunmaktadır: nama yazılı ve hamiline yazılı pay senetleri. Nama yazılı pay senetlerinde devir işlemi teslim ile gerçekleşirken, hamiline yazılı pay senetlerinin devri için Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirilmesi ve Kayıt Altına Alınması Hakkında Tebliğ ("Tebliğ") uyarınca bazı şartlar getirilmiştir. Tebliğ kapsamında hamiline yazılı payların Merkezi Kayıt Kuruluşu ("MKK") kaydının tamamlanması, yönetim kurulu kararının alınması ve bu kararın ilgili sicil müdürlüğünde tescil ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ettirilmesi gerekmektedir.
-
20.11.2025
Birleşme ve Devralma İşlemlerinde Niyet Mektubu Süreci
Birleşme ve devralma ("M&A") işlemleri, hem hukuki hem ticari açıdan çok aşamalı süreçlerdir. Bu süreçte, sözleşme aşamasına geçilmeden önce sözleşme tarafları, işlem iradelerini belirlemek, ticari beklentilerini paylaşmak ve hukuki çerçeveyi oluşturmak için bir hazırlık sürecine girerler. Bu hazırlık süreci, tarafların işlem yapısına ilişkin temel ilkeleri tartıştığı, müzakere stratejilerini belirlediği ve işlem risklerini değerlendirdiği ilk aşamayı oluşturur.
-
14.11.2025
Gerekçeli Karar Hakkının İhlaline Dair Yeni Aym Kararı Resmi Gazete'de Yayınlandı
1. GİRİŞ Gerekçe, yargı kararlarında meselenin, sonuçta gösterilen şekilde çözülmesinin nedenini ve niçinini gösteren kısımdır ve hüküm vermenin bir uzantısıdır.1 Gerekçenin içeriğinin tatmin edici ve tutarlı olması, hukukî dinlenilme hakkının ve adil yargılanma hakkının sağlanması açısından mühimdir. Gerekçeli karar, mahkemenin tarafsızlığını ortaya koymakla; gerçekten, dosya içeriğine, akla ve hukuka uygun düşen bir gerekçe sayesinde taraflar davayı hangi maddî ve hukukî sebeplerden ötürü kaybettiklerini veya kazandıklarını öğrenme ve tatmin olma şansına sahip olacaklardır.
-
7.11.2025
Kapsam Dışı Personel Hakkında Anayasa Mahkemesi Kararı
22.09.2025 Tarihli Resmi Gazete 'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararında;
-
24.10.2025
Asıl ve Alt İşverenin Arabuluculuğa Birlikte Katılma Zorunluluğu Anayasa Mahkemesi Kararı ile Kaldırıldı
Çalışma hayatında iş ilişkilerinin sona ermesi sonrasında işçinin işe iade talebiyle başvurabileceği arabuluculuk sürecine ilişkin önemli bir Anayasa Mahkemesi kararı yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesi, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinin (15) numaralı fıkrasında yer alan, "Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hâllerde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması gerekir" hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğuna karar vermiştir. Söz konusu karar, 17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
-
23.10.2025
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanına Döviz Ve Para Hareketlerini Sınırlama Yetkisi Veren Kanun Hükmünü İptal Etti!
15 Ekim 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi ("Mahkeme")17 Haziran 2025 tarihli, E. 2024/193, K. 2025/136 sayılı kararıyla1 ("Karar") 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un ("Kanun") 1. maddesini ("Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım satımı ve kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin alım satımı, kıymetli madenlerin rafinajı ile tüm bu eşya ve kıymetlerin, ticari senetlerin ve tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk Parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Cumhurbaşkanı salahiyetlidir.") iptal etmiştir.
-
21.10.2025
Borçlu Dışındaki Kişiye Ait Malların Haczi ve Hukuki Hakların Korunmas
İcra takibi sürecinde borçlunun malvarlığına dahil olmayan üçüncü kişilere ait malların haczi, uygulamada sıkça karşılaşılan ve ciddi mağduriyetlere yol açan bir durumdur. Özellikle eşler arasında mal rejimi kaynaklı belirsizlikler ile birlikte mülkiyet ilişkileri, icra işlemlerinde mülkiyetin kime ait olduğunun doğru şekilde tespitini zorlaştırmaktadır. Bu kapsamda, borçlunun eşinin veya bir başka üçüncü kişinin malı üzerine haciz tatbik edilmesi halinde başvurulabilecek hukuki koruma yollarının en önemlisi istihkak iddiasıdır.
-
20.10.2025
Rekabet Hukuku Çerçevesinde Birleşme ve Devralmalar ve Bildirim Yükümlülüğü
Birleşme ve devralmalar (M&A), şirketlerin büyüme ve yeniden yapılanma stratejilerinin merkezinde yer almaktadır. Şirketlerin gerek ulusal, gerekse uluslararası ölçekte genişleme, pazar paylarını artırma yahut yeni pazarlara giriş yapma amacına hizmet eden bu işlemler, yalnızca ekonomik ve ticari sonuçlar doğurmakla kalmayıp, aynı zamanda ilgili pazardaki rekabet dinamiklerini doğrudan etkileyebilme potansiyeli taşımaktadır. Bu sebeple, birleşme ve devralma işlemleri, pazardaki rekabet yapısını etkileyebilir. Bu özelliğinden dolayı, M&A işlemleri stratejik fırsatlar yaratırken, rekabet düzeninin sürdürülebilirliği açısından da düzenleyici otoritelerin titizlikle değerlendirdiği alanlardan biridir.
-
17.10.2025
OSB Uygulama Yönetmeliğinde Önemli Değişiklik: Katılımcılara Ek Süre İmkânı
17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'ne Geçici Madde 13 eklenmiştir. Bu yeni düzenleme, yapı ruhsatı veya işyeri açma ve çalışma ruhsatı almamış OSB katılımcılarına belirli şartlar altında ek süre tanınmasına olanak sağlamaktadır.
-
15.10.2025
Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulma Yükümlülüğünde Güncel Durum
1. GİRİŞ 20 Eylül 2025 tarihli ve 33023 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ("Değişiklik Tebliği") ile, 14 Şubat 2025 tarihli ve 32813 sayılı “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ”e (“Tebliğ") önemli değişiklikler getirilmiştir.
-
25.9.2025
İşe İade Kararı Sonrası İşverenin Yapması Gereken Sgk İşlemleri
Kesinleşen işe iade kararını tebliğ alarak 10 iş günü içinde işe başlama iradesini işverene ileten işçiyi, İşveren işe başlatabileceği gibi işe başlatmayarak mahkeme kararında tespit edilen 4 aylık boşta geçen süre ücretinin yanı sıra işe başlatmama tazminatını da ödeyebilir. Görüldüğü üzere işverenin bu durumda iki seçimlik hakkı bulunmakla birlikte SGK nezdinde yapılacak işlemler her iki durumda da birbirinden farklıdır.
-
19.9.2025
Yargıtay İBK ile Rekabet Yasağına Aykırılık Davalarında Asliye Ticaret Mahkemelerinin Görevli Olduğuna Karar Verilmiştir
1. Giriş Rekabet etmeme borcu, işçinin işverene karşı olan sadakat borcunun bir türüdür. İşçi, iş sözleşmesinin devamı süresince işverenle rekabet etmemeyi sadakat borcu kapsamında üstlenmektedir. Bununla birlikte, Türk hukukunda iş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmesini yasaklayan herhangi bir kanuni düzenleme bulunmamaktadır. Fakat taraflar, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra işçinin işverene karşı rekabet etmemesini serbest iradeleri ile kararlaştırabilmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun 444-447. maddeleri arasında da işçi ile işveren arasında kurulabilecek rekabet yasağı sözleşmesine ilişkin düzenlemeler ve sınırlamalar yer almaktadır.