Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmelik”te Yapılan Değişiklikler 14 Kasım 2018
“Kısa Çalışma” ilk defa 4857 Sayılı İş Kanununda düzenlenmiş olmakla birlikte kanundaki bu düzenleme 2008 yılında yürürlükten kaldırılarak 4447 Sayılı sayılı İşsizlik Sigortası Kanunu’nun ek 2.maddesinde yeni yerini almıştır. Bu düzenlemeye dayanılarak çıkarılan 30.04.2011 tarihli “Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmelik”te ise detaylarına yer verilmiştir. Son olarak 9 Kasım 2018 tarihli ve 30590 sayılı Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren “Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik” ile kısa çalışmaya ilişkin bazı esaslar yeniden düzenlenmiştir.
İŞKUR Yönetim Kurulu’nun Kararı Olmalı
Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlardan ileri gelen zorlayıcı sebeplerin işyerinde yarattığı sonuçlar ne olursa olsun Yönetmeliğin 5.maddesinde düzenleme gereğince İŞKUR Yönetim Kurulu tarafından alınmış bir karar olmadıkça bu sebeplerle yapılan kısa çalışma talepleri reddedilir.
“Zorlayıcı Sebepler”in Tanımı Genişletilmiştir:
“dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlar”ın eklendiği hali ile zorlayıcı sebepler; İşverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, önceden kestirilemeyen, bunun sonucu olarak bertaraf edilmesine imkân bulunmayan, geçici olarak çalışma süresinin azaltılması veya faaliyetin tamamen veya kısmen durdurulması ile sonuçlanan dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlar ya da deprem, yangın, su baskını, heyelan, salgın hastalık, seferberlik gibi durumlardır.
Kısa Çalışma Yapacak İşçilere İlişkin Listenin Verilme Zamanı Yeniden Belirlenmiştir:
İşyerinde kısa çalışma yapacak işçilere ait bilgilerin yer aldığı liste artık başvuru sırasında (manyetik ve yazılı ortamda yapılabilir) Kurum Birimine verilmiş olması gerekmektedir.
Kısa Çalışmanın Yapılacağı Zaman Aralığının Nasıl Belirleneceği Düzenlenmiştir.
İşyerinde hangi tarihler arasında kısa çalışma uygulanacağını “işyeri gelenekleri ve iş niteliğini dikkate alarak” belirleme yetkisi İşveren’e bırakılmıştır.
Kısa Çalışma Nedir, Başvuru Usulünde Nelere Dikkat Edilmeli?
Kısa Çalışma Nedir?
Özetle belirtmek gerekirse kısa çalışma; genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile dışsal etkilerden kaynaklanan zorlayıcı sebeplerle işyerindeki normal haftalık çalışma sürelerinin geçici olarak azaltılması veya faaliyetin geçici olarak tamamen ya da kısmen durdurulması halidir. Diğer şartların da mevcut olması halinde işyerinde en fazla 3 ay süre ile kısa çalışma yapılabilir.
*Bu süre Cumhurbaşkanı kararı ile 6 aya kadar uzatılabilir.
Kısa Çalışma Ödeneği Nedir?
İşverenin uygun görülen talebine istinaden kısa çalışma kapsamına alınan ve gerekli şartları sağlayan işçilere, kısa çalışma döneminde çalışamadıkları süreler için Türkiye İş Kurumu tarafından İşsizlik Sigortası Fonundan en fazla 3 ay süre ile sağlanan gelir desteğidir.
*Bu süre Cumhurbaşkanı kararı ile 6 aya kadar uzatılabilir.
Kısa Çalışma Hangi Şartlarda Gerçekleşebilir?
Kısa çalışma uygulamasına gidilebilmesinin şartlarını iki ana başlıkta toplamak mümkündür.
Sebepler:
• Genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlardan ileri gelen zorlayıcı sebeplerin varlığına dair Türkiye İş Kurumu Yönetim Kurulu tarafından karar alınmış isekısa çalışma uygulamasına gidilebilir.
Dolayısıyla eğer İŞKUR Yönetim Kurulu’nun kararı yoksa İşverenlerin kendiliğinden bu sebeplerle yapacakları kısa çalışma talebi reddedilecektir (Yön. Md.5/3).
• Deprem, yangın, su baskını, salgın hastalık, dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlar gibi işverenin kendi sevk ve idaresinden kaynaklanmayan, öngörülemeyen ve bertaraf edilmesi mümkün olmayan zorlayıcı sebeplerin varlığı halinde de kısa çalışma uygulamasına gidilebilir. Bu ihtimalde İŞKUR Yönetim Kurulu Kararı aranmaz.
İşyerinde Yarattığı Sonuçlar:
Sadece yukarıda yer verdiğimiz sebeplerin varlığı yeterli değildir. Bu sebeplerle birlikte ayrıca;
• İşyerindeki haftalık çalışma süresinin geçici olarak en az 1/3 oranında azaltılmış ya da
• İşyerindeki faaliyetin en az 4 hafta süreyle kısmen veya tamamen durdurulmuş olması
gerekmektedir.
“Genel Ekonomik Kriz, Sektörel Kriz, Bölgesel Kriz” Nedir?
Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmeliğin 3.maddesine göre genel ekonomik kriz; ulusal veya uluslararası ekonomide ortaya çıkan olayların, ülke ekonomisini ve dolayısıyla işyerini ciddi anlamda etkileyip sarstığı durumları ifade eder. Özetle bu durumun sadece belirli bir bölgede etkilerini göstermesi hali “Bölgesel Kriz”; sadece belirli sektörler üzerinde etkilerini göstermesi ise “Sektörel Kriz”dir.
Konkordatoya Başvurmak ya da Konkordato İlan Etmiş Olmak Kısa Çalışma Uygulamasından Faydalanabilmek İçin Yeterli Midir?
Yukarıda belirtildiği üzere; İŞKUR Yönetim Kurulu tarafından “genel ekonomik, sektörel veya bölgesel kriz ile dışsal etkilerden kaynaklanan dönemsel durumlardan ileri gelen zorlayıcı sebeplerin varlığı” yönünde alınmış bir karar olmadığı sürece bu ve benzeri sebeplerle yapılan başvurular Kurum tarafından reddedilecektir. Dolayısıyla İŞKUR Yönetim Kurulu tarafından karar verilmediği sürece; konkordato için gerekli şartları taşıyor olmak, bu yönde başvuruda bulunmuş olmak ya da konkordato veya iflas ilan etmiş olmak kısa çalışma için yeterli değildir.
Kısa Çalışma İçin Çalışma Süresi Nasıl Azaltılmış Olmalıdır?
Kısa çalışma; işyerinin bir bölümünde veya tamamında haftalık çalışma sürelerinin “geçici olarak” ve “en az 1/3 oranında” azaltılması halinde gerçekleşebilir. Örneğin; haftalık çalışma süresi 45 saat olan bir işyerinde kısa çalışma uygulamasına gidilebilmesi için; haftalık çalışma süresinin “geçici olarak” en fazla 30 saat olacak şekilde azaltılmış olması gerekmektedir.
*Çalışma sürelerinin kalıcı olarak değiştirilmesi “esaslı değişiklik” olup kısa çalışma yapılmasına izin vermez.
Faaliyetin Kısmen veya Tamamen Durdurulması Suretiyle Kısa Çalışma Nasıl Uygulanır?
İşyerindeki faaliyetin en az 4 hafta süre ile kısmen veya tamamen durdurulması halinde de kısa çalışma gerçekleşebilir. Dört haftalık süre kesintisiz olabileceği gibi aralıklı da olabilir. Ancak faaliyetin durdurulduğu süre toplam 4 haftadan az olursa kısa çalışma ödeneğinden yararlanılamaz.
Kısa Çalışma Başvurusu Nasıl Yapılır?
Yönetmeliğin 4.maddesine göre; İşverenin; kısa çalışma uygulaması için yasanın aradığı şartların işyerinde mevcut olduğuna dair delillerini ve kısa çalışma yapacak işçilerin listesini “Kısa Çalışma Talep” dilekçesiyle birlikte İŞKUR’un ilgili birimine sunması gerekir.
*İşyerinde toplu iş sözleşmesi varsa toplu iş sözleşmesinin tarafı olan işçi sendikasına da bu durum işveren tarafından yazılı olarak bildirilir.
Kısa Çalışma İçin İşçinin Rızası Aranır Mı?
Hayır. Kısa çalışma kararı İşveren tarafından alınır. Bunun için yasada belirlenen taşıyor olmak ve İşKur’dan kısa çalışma talebinde bulunmak yeterlidir.
Kısa Çalışma Kapsamına Alınan İşyerinde Çalışan Her İşçi “Kısa Çalışma Ödeneği”nden Faydalanabilir Mi?
Hayır. İşçinin kısa çalışma ödeneği alabilmesi için Yönetmeliğin 6.maddesine göre;
• İşverenin kısa çalışma talebinin uygun bulunması,
• İşçinin kısa çalışmanın başladığı tarihten önceki son 120 gün içinde kesintisiz çalışmış olması ve son üç yıl içinde adına en az 600 gün süreyle işsizlik sigortası primi ödenmiş olması,
• İşverenin kısa çalışma başvurusu ile Kurum’a bildirdiği isim listesinde adının yer alıyor olması
gerekmektedir.
Kısa Çalışma Dönemi İşçinin Kıdemine Esas Alınır Mı?
Kısa çalışma döneminde geçen süreler işçinin kıdemi ve kıdeme bağlı haklarının tespitinde çalışılmış sürelerdendir.
Kısa Çalışma Ödeneği Haczedilebilir Mi?
İş Kanunu md.35’e göre İşçilerin aylık “ücretlerinin” dörtte birinden fazlası haczedilemez. Ancak kısa çalışma ödeneği ise “ücret” değildir. Bu nedenle kısa çalışma ödeneği nafaka borçları dışında haczedilemez, bir başkasına devir ve temlik edilemez (Yön. Md. 7/10).
Kısa Çalışma ve Kısa Çalışma Ödeneği Hakkında Yönetmeliğe aşağıdaki link üzerinden ulaşabilirsiniz.
Diğer Haberler
-
15.12.2025
İhbar Süresinde Gerçekleşen Ücret Artışından Çalışanın Yararlanması Mümkün Müdür?
4857 Sayılı İş Kanunu'nun 17. Maddesindeki düzenleme uyarınca; belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekmektedir. Buna göre iş sözleşmeleri;
-
12.12.2025
Borca Batıklık ve Sermaye Kaybı Hesaplamasında Muafiyet Süresi Uzatıldı
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("TTK") 376'ncı maddesi, şirketlerde sermaye kaybı ve borca batıklı olma durumunu düzenlemekte olup bu durumlarda uyulacak usul ve esasları ise "6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 376'ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ" ("TTK m. 376 Tebliği") ile detaylandırılmıştır.
-
8.12.2025
OFAC Nedir? Yatırımcılar İçin Stratejik Önemi Ve Uygulama Alanları
Dünya değiştikçe ve gün geçtikçe, daha da sık karşılaşmaya başladığımız terimlerden biri "OFAC". Küreselleşen dünyada uluslararası alanda yatırım yapmak isteyen kurumlar bir şekilde OFAC'a rastlıyor ya da OFAC ile temas ediyor. Zira, OFAC tarafından uygulanan bu yaptırımlar yalnızca ABD vatandaşları / menşeli şirketleri değil, ABD ile doğrudan veya dolaylı olarak ekonomik - finansal temasta olan kişileri de ilgilendiriyor. Peki nedir bu OFAC?
-
4.12.2025
Ortaklara Borçlar Ve Adat Faturası
1. Adat Nedir? Uygulamada sıklıkla işletmelerin ortaklara borç vermesi işlemi ile karşılaşılmaktadır. İşletmenin ortaklardan alacaklı hale geldiği böyle bir durumda söz konusu alacak miktarına adat faizi hesaplanması ve fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Dolasıyla adat, işletme ile ortak/ilgililer arasında gerçekleşen borç-alacak ilişkilerinde işletme kaynaklarının kullanım süresine bağlı olarak faiz tahakkuku hesaplamak ve vergi kaybının telafi edilmesi amacıyla uygulanan bir yöntemdir. Bu hesaplamalar, transfer fiyatlandırması kurallarına uyum, vergi matrahının doğru belirlenmesi ve KDV gibi yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi açısından önem taşır.
-
28.11.2025
Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirim Süreci Ve Yaptırımları
1. Hamiline Yazılı Pay Senetlerin Basımı ve Bildirimi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("Kanun") 484. maddesi uyarınca anonim şirketlerde iki tür pay senedi bulunmaktadır: nama yazılı ve hamiline yazılı pay senetleri. Nama yazılı pay senetlerinde devir işlemi teslim ile gerçekleşirken, hamiline yazılı pay senetlerinin devri için Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirilmesi ve Kayıt Altına Alınması Hakkında Tebliğ ("Tebliğ") uyarınca bazı şartlar getirilmiştir. Tebliğ kapsamında hamiline yazılı payların Merkezi Kayıt Kuruluşu ("MKK") kaydının tamamlanması, yönetim kurulu kararının alınması ve bu kararın ilgili sicil müdürlüğünde tescil ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ettirilmesi gerekmektedir.
-
20.11.2025
Birleşme ve Devralma İşlemlerinde Niyet Mektubu Süreci
Birleşme ve devralma ("M&A") işlemleri, hem hukuki hem ticari açıdan çok aşamalı süreçlerdir. Bu süreçte, sözleşme aşamasına geçilmeden önce sözleşme tarafları, işlem iradelerini belirlemek, ticari beklentilerini paylaşmak ve hukuki çerçeveyi oluşturmak için bir hazırlık sürecine girerler. Bu hazırlık süreci, tarafların işlem yapısına ilişkin temel ilkeleri tartıştığı, müzakere stratejilerini belirlediği ve işlem risklerini değerlendirdiği ilk aşamayı oluşturur.
-
14.11.2025
Gerekçeli Karar Hakkının İhlaline Dair Yeni Aym Kararı Resmi Gazete'de Yayınlandı
1. GİRİŞ Gerekçe, yargı kararlarında meselenin, sonuçta gösterilen şekilde çözülmesinin nedenini ve niçinini gösteren kısımdır ve hüküm vermenin bir uzantısıdır.1 Gerekçenin içeriğinin tatmin edici ve tutarlı olması, hukukî dinlenilme hakkının ve adil yargılanma hakkının sağlanması açısından mühimdir. Gerekçeli karar, mahkemenin tarafsızlığını ortaya koymakla; gerçekten, dosya içeriğine, akla ve hukuka uygun düşen bir gerekçe sayesinde taraflar davayı hangi maddî ve hukukî sebeplerden ötürü kaybettiklerini veya kazandıklarını öğrenme ve tatmin olma şansına sahip olacaklardır.
-
7.11.2025
Kapsam Dışı Personel Hakkında Anayasa Mahkemesi Kararı
22.09.2025 Tarihli Resmi Gazete 'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararında;
-
24.10.2025
Asıl ve Alt İşverenin Arabuluculuğa Birlikte Katılma Zorunluluğu Anayasa Mahkemesi Kararı ile Kaldırıldı
Çalışma hayatında iş ilişkilerinin sona ermesi sonrasında işçinin işe iade talebiyle başvurabileceği arabuluculuk sürecine ilişkin önemli bir Anayasa Mahkemesi kararı yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesi, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinin (15) numaralı fıkrasında yer alan, "Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hâllerde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması gerekir" hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğuna karar vermiştir. Söz konusu karar, 17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
-
23.10.2025
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanına Döviz Ve Para Hareketlerini Sınırlama Yetkisi Veren Kanun Hükmünü İptal Etti!
15 Ekim 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi ("Mahkeme")17 Haziran 2025 tarihli, E. 2024/193, K. 2025/136 sayılı kararıyla1 ("Karar") 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un ("Kanun") 1. maddesini ("Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım satımı ve kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin alım satımı, kıymetli madenlerin rafinajı ile tüm bu eşya ve kıymetlerin, ticari senetlerin ve tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk Parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Cumhurbaşkanı salahiyetlidir.") iptal etmiştir.
-
21.10.2025
Borçlu Dışındaki Kişiye Ait Malların Haczi ve Hukuki Hakların Korunmas
İcra takibi sürecinde borçlunun malvarlığına dahil olmayan üçüncü kişilere ait malların haczi, uygulamada sıkça karşılaşılan ve ciddi mağduriyetlere yol açan bir durumdur. Özellikle eşler arasında mal rejimi kaynaklı belirsizlikler ile birlikte mülkiyet ilişkileri, icra işlemlerinde mülkiyetin kime ait olduğunun doğru şekilde tespitini zorlaştırmaktadır. Bu kapsamda, borçlunun eşinin veya bir başka üçüncü kişinin malı üzerine haciz tatbik edilmesi halinde başvurulabilecek hukuki koruma yollarının en önemlisi istihkak iddiasıdır.
-
20.10.2025
Rekabet Hukuku Çerçevesinde Birleşme ve Devralmalar ve Bildirim Yükümlülüğü
Birleşme ve devralmalar (M&A), şirketlerin büyüme ve yeniden yapılanma stratejilerinin merkezinde yer almaktadır. Şirketlerin gerek ulusal, gerekse uluslararası ölçekte genişleme, pazar paylarını artırma yahut yeni pazarlara giriş yapma amacına hizmet eden bu işlemler, yalnızca ekonomik ve ticari sonuçlar doğurmakla kalmayıp, aynı zamanda ilgili pazardaki rekabet dinamiklerini doğrudan etkileyebilme potansiyeli taşımaktadır. Bu sebeple, birleşme ve devralma işlemleri, pazardaki rekabet yapısını etkileyebilir. Bu özelliğinden dolayı, M&A işlemleri stratejik fırsatlar yaratırken, rekabet düzeninin sürdürülebilirliği açısından da düzenleyici otoritelerin titizlikle değerlendirdiği alanlardan biridir.
-
17.10.2025
OSB Uygulama Yönetmeliğinde Önemli Değişiklik: Katılımcılara Ek Süre İmkânı
17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'ne Geçici Madde 13 eklenmiştir. Bu yeni düzenleme, yapı ruhsatı veya işyeri açma ve çalışma ruhsatı almamış OSB katılımcılarına belirli şartlar altında ek süre tanınmasına olanak sağlamaktadır.
-
15.10.2025
Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulma Yükümlülüğünde Güncel Durum
1. GİRİŞ 20 Eylül 2025 tarihli ve 33023 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ("Değişiklik Tebliği") ile, 14 Şubat 2025 tarihli ve 32813 sayılı “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ”e (“Tebliğ") önemli değişiklikler getirilmiştir.
-
25.9.2025
İşe İade Kararı Sonrası İşverenin Yapması Gereken Sgk İşlemleri
Kesinleşen işe iade kararını tebliğ alarak 10 iş günü içinde işe başlama iradesini işverene ileten işçiyi, İşveren işe başlatabileceği gibi işe başlatmayarak mahkeme kararında tespit edilen 4 aylık boşta geçen süre ücretinin yanı sıra işe başlatmama tazminatını da ödeyebilir. Görüldüğü üzere işverenin bu durumda iki seçimlik hakkı bulunmakla birlikte SGK nezdinde yapılacak işlemler her iki durumda da birbirinden farklıdır.