SİTE/APARTMAN YÖNETİMLERİNİN COVID-19 PANDEMİSİ NEDENİYLE ALDIĞI ÖNLEMLERİN KVKK AÇISINDAN DEĞERLENDİRİLMESİ 09 Temmuz 2020
Site/Apartman Yönetiminin Kat Mülkiyeti Kanunun 35.maddesinde düzenlenen “Anagayrimenkulü Koruma Yükümlülüğü” kapsamında Özel Nitelikli Kişisel Veri neyi ifade etmektedir?
Günümüz yaşam düzeninde çoğu insan site ya da apartmanlarda ikamet etmektedir. Site / apartman yönetimlerinin de (Yönetim) Covid-19 pandemisine yönelik olarak birtakım önlemler alındığı görünmektedir. Yönetim tarafından alınan tedbirlerin de diğer birçok alanda olduğu gibi, Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (KVKK) kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini unutmamak gerekir. Bu yazımızda KVKK tarafından “Özel Nitelikli Kişisel Veri” olarak nitelendirilen ve salgın önlemlerinde işlenen sağlık verileri işlenirken nelere dikkat edilmesi gerektiğini, Yönetim’in Kat Mülkiyeti Kanunun (KMK) 35.maddesinde düzenlenen “Anagayrimenkulü Koruma Yükümlülüğü” kapsamında ele alacağız.
KVVK'da sınırlı sayıda sayılan "Özel Nitelikli Kişisel Veri" niteliğindeki sağlık verilerinin işlenmesi bazı şartlara tabi tutulmuştur. Sağlık verileri ise kişilerin ateş ölçümü, belirti bilgileri, Covid-19 test bilgileri şeklinde örneklendirebilir. Sağlık verilerinin işlenme şartları KVKK’nın 6.maddesinde yer almaktadır. Bu maddede yer alan temel kural uyarınca, özel nitelikli kişisel veriler ilgili kişinin açık rızası olmadan işlenemez. Kural bu olmakla birlikte kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi amacıyla sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler (hekim, sağlık personeli vs) tarafından sağlık verileri ilgili kişinin açık rızası olmadan işlenebilmektedir.
Yönetim tarafından bina / site girişinde güvenlik görevlisi veya başka bir görevli aracılığıyla binaya girecek kişilerin ateş ölçümü yapılabilir mi? Covid-19 belirtisi göstermediklerine dair beyan alınabilir mi? Bu hususlar zorunlu tutulabilir mi?
Bu yönde alınacak bir beyan ve ateş ölçümü sağlık durumuna ilişkin bir kişisel veridir. Sağlık verisinin özel nitelikli veri olmasından dolayı her ne kadar kamu sağlığının korunması amacıyla bu veriler kişiden alınıyor ve Yönetim tarafından işleniyor olsa da ancak ve ancak sır saklama yükümlülüğü bulunan kişiler tarafından açık rıza olmadan işlenebileceği unutulmamalıdır. Dolayısıyla bu verilerin güvenlik görevlisi ya da başka bir çalışan tarafından alınmasının KVKK kapsamında açık rıza gerektireceği, bu durumda bu bilgileri verip vermeme noktasındaki tek yetkinin veri sahibinde olduğu unutulmamalıdır. Eğer bu işlemlerin Yönetim tarafından sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler aracılığıyla yerine getiriliyor ise veri sahiplerine karşı aydınlatma yükümlülüğünün yerine getirilmesi yeterli olacak, veri sahiplerinden açık rıza alınması gerekmeyecektir.
Ateş ölçümü, test uygulanması gibi tedbirlerin işverenler tarafından personellere karşı uygulanmasının iş sağlığı ve güvenliği mevzuatı uyarınca gerekli olduğunu görmekteyiz. Ancak bunun tam karşılığı KMK’da olmadığından Yönetim’ler için bu uygulamaların zorunlu tutulabileceğini net olarak söylemek ne yazık ki mümkün değildir. Site / apartman giriş çıkışlarında ateş ölçümünün sağlık görevlileri tarafından gerçekleştirilmesi, kişinin isteğine bağlı olmadan yaptırılabilecektir. Test uygulamasının ise Yönetimden ziyade bu yönde bir işlemin Yönetim’in talebiyle yetkili sağlık kuruluşları tarafından yapılması, test sonuçlarının da Yönetim nezdinde tutulmaması daha uygun olacaktır.
Yönetim, alınan tedbirler sonucu elde ettiği sağlık verilerini üçüncü kişi kurum ve kuruluşlara aktarımında nelere dikkat etmelidir?
Özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesi gibi paylaşılması da KVKK uyarınca kural olarak kişinin açık rızasına tabidir. Yukarıda belirtilen istisna burada da geçerli olup sağlık verileri ancak kamu sağlığının korunması amacıyla sadece sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler tarafından yeterli önlemler alınarak paylaşılabilmektedir. Dolayısıyla Yönetim’in anagayrimenkulü koruma yükümlülüğü bulunsa da elde edilen sağlık verilerinin paylaşımını ancak gerektiği noktada ve gerekli önlemler alınarak yetkili sağlık kuruluşları ya da kurumlar ile gerçekleştirilebilecektir. Aksi takdirde hakkında paylaşım yapılacak kişinin ayrımcılığa uğraması durumunu gündeme getirebilecek olduğundan kişisel verilerinin korunması yükümlülüğünün ihlali olarak nitelendirilebilecektir.
Yönetim, test yaptırdığı bilgisine ulaştıkları site sakinlerini, testin sonuçlanma süresi içerisinde veya testin pozitif çıkması sonucu karantina süresi içerisinde bazı yaptırımlara tabi tutabilir mi?
Burada kastedilen kişinin ortak kullanım alanlarını kullanmasına yönelik kısıtlamalar; örneğin, asansör veya havuz kullanımın yasaklanması, dışarıya çıkışının engellenmesi gibi hallerdir. Testi pozitif çıkan kişi ya da belirti gösteren kişiler bakımından değerlendirildiğinde, zaten bu durumdaki kişilerin karantinada kalması ve olabildiğince temaslardan kaçınması gerekmektedir. Bu kişiler tarafından tedbirlerin ihlal edildiği noktada Yönetim tarafından bu kişilere yönelik tedbirlerin direkt olarak alınmaya çalışılması etik olarak doğru olmayacağı gibi, bu tedbirlerin kişinin kişisel verilerinin de ifşa edilmesi riskini taşıdığı için KVKK’ya uygun düşmeyecektir. Burada Yönetim tarafından yetkili sağlık kuruluşları ya da kolluk kuvvetlerine bilgi verilmesi gerekli ve yeterli olacaktır.
Diğer Haberler
-
15.12.2025
İhbar Süresinde Gerçekleşen Ücret Artışından Çalışanın Yararlanması Mümkün Müdür?
4857 Sayılı İş Kanunu'nun 17. Maddesindeki düzenleme uyarınca; belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekmektedir. Buna göre iş sözleşmeleri;
-
12.12.2025
Borca Batıklık ve Sermaye Kaybı Hesaplamasında Muafiyet Süresi Uzatıldı
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("TTK") 376'ncı maddesi, şirketlerde sermaye kaybı ve borca batıklı olma durumunu düzenlemekte olup bu durumlarda uyulacak usul ve esasları ise "6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 376'ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ" ("TTK m. 376 Tebliği") ile detaylandırılmıştır.
-
8.12.2025
OFAC Nedir? Yatırımcılar İçin Stratejik Önemi Ve Uygulama Alanları
Dünya değiştikçe ve gün geçtikçe, daha da sık karşılaşmaya başladığımız terimlerden biri "OFAC". Küreselleşen dünyada uluslararası alanda yatırım yapmak isteyen kurumlar bir şekilde OFAC'a rastlıyor ya da OFAC ile temas ediyor. Zira, OFAC tarafından uygulanan bu yaptırımlar yalnızca ABD vatandaşları / menşeli şirketleri değil, ABD ile doğrudan veya dolaylı olarak ekonomik - finansal temasta olan kişileri de ilgilendiriyor. Peki nedir bu OFAC?
-
4.12.2025
Ortaklara Borçlar Ve Adat Faturası
1. Adat Nedir? Uygulamada sıklıkla işletmelerin ortaklara borç vermesi işlemi ile karşılaşılmaktadır. İşletmenin ortaklardan alacaklı hale geldiği böyle bir durumda söz konusu alacak miktarına adat faizi hesaplanması ve fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Dolasıyla adat, işletme ile ortak/ilgililer arasında gerçekleşen borç-alacak ilişkilerinde işletme kaynaklarının kullanım süresine bağlı olarak faiz tahakkuku hesaplamak ve vergi kaybının telafi edilmesi amacıyla uygulanan bir yöntemdir. Bu hesaplamalar, transfer fiyatlandırması kurallarına uyum, vergi matrahının doğru belirlenmesi ve KDV gibi yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi açısından önem taşır.
-
28.11.2025
Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirim Süreci Ve Yaptırımları
1. Hamiline Yazılı Pay Senetlerin Basımı ve Bildirimi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("Kanun") 484. maddesi uyarınca anonim şirketlerde iki tür pay senedi bulunmaktadır: nama yazılı ve hamiline yazılı pay senetleri. Nama yazılı pay senetlerinde devir işlemi teslim ile gerçekleşirken, hamiline yazılı pay senetlerinin devri için Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirilmesi ve Kayıt Altına Alınması Hakkında Tebliğ ("Tebliğ") uyarınca bazı şartlar getirilmiştir. Tebliğ kapsamında hamiline yazılı payların Merkezi Kayıt Kuruluşu ("MKK") kaydının tamamlanması, yönetim kurulu kararının alınması ve bu kararın ilgili sicil müdürlüğünde tescil ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ettirilmesi gerekmektedir.
-
20.11.2025
Birleşme ve Devralma İşlemlerinde Niyet Mektubu Süreci
Birleşme ve devralma ("M&A") işlemleri, hem hukuki hem ticari açıdan çok aşamalı süreçlerdir. Bu süreçte, sözleşme aşamasına geçilmeden önce sözleşme tarafları, işlem iradelerini belirlemek, ticari beklentilerini paylaşmak ve hukuki çerçeveyi oluşturmak için bir hazırlık sürecine girerler. Bu hazırlık süreci, tarafların işlem yapısına ilişkin temel ilkeleri tartıştığı, müzakere stratejilerini belirlediği ve işlem risklerini değerlendirdiği ilk aşamayı oluşturur.
-
14.11.2025
Gerekçeli Karar Hakkının İhlaline Dair Yeni Aym Kararı Resmi Gazete'de Yayınlandı
1. GİRİŞ Gerekçe, yargı kararlarında meselenin, sonuçta gösterilen şekilde çözülmesinin nedenini ve niçinini gösteren kısımdır ve hüküm vermenin bir uzantısıdır.1 Gerekçenin içeriğinin tatmin edici ve tutarlı olması, hukukî dinlenilme hakkının ve adil yargılanma hakkının sağlanması açısından mühimdir. Gerekçeli karar, mahkemenin tarafsızlığını ortaya koymakla; gerçekten, dosya içeriğine, akla ve hukuka uygun düşen bir gerekçe sayesinde taraflar davayı hangi maddî ve hukukî sebeplerden ötürü kaybettiklerini veya kazandıklarını öğrenme ve tatmin olma şansına sahip olacaklardır.
-
7.11.2025
Kapsam Dışı Personel Hakkında Anayasa Mahkemesi Kararı
22.09.2025 Tarihli Resmi Gazete 'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararında;
-
24.10.2025
Asıl ve Alt İşverenin Arabuluculuğa Birlikte Katılma Zorunluluğu Anayasa Mahkemesi Kararı ile Kaldırıldı
Çalışma hayatında iş ilişkilerinin sona ermesi sonrasında işçinin işe iade talebiyle başvurabileceği arabuluculuk sürecine ilişkin önemli bir Anayasa Mahkemesi kararı yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesi, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinin (15) numaralı fıkrasında yer alan, "Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hâllerde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması gerekir" hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğuna karar vermiştir. Söz konusu karar, 17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
-
23.10.2025
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanına Döviz Ve Para Hareketlerini Sınırlama Yetkisi Veren Kanun Hükmünü İptal Etti!
15 Ekim 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi ("Mahkeme")17 Haziran 2025 tarihli, E. 2024/193, K. 2025/136 sayılı kararıyla1 ("Karar") 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un ("Kanun") 1. maddesini ("Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım satımı ve kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin alım satımı, kıymetli madenlerin rafinajı ile tüm bu eşya ve kıymetlerin, ticari senetlerin ve tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk Parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Cumhurbaşkanı salahiyetlidir.") iptal etmiştir.
-
21.10.2025
Borçlu Dışındaki Kişiye Ait Malların Haczi ve Hukuki Hakların Korunmas
İcra takibi sürecinde borçlunun malvarlığına dahil olmayan üçüncü kişilere ait malların haczi, uygulamada sıkça karşılaşılan ve ciddi mağduriyetlere yol açan bir durumdur. Özellikle eşler arasında mal rejimi kaynaklı belirsizlikler ile birlikte mülkiyet ilişkileri, icra işlemlerinde mülkiyetin kime ait olduğunun doğru şekilde tespitini zorlaştırmaktadır. Bu kapsamda, borçlunun eşinin veya bir başka üçüncü kişinin malı üzerine haciz tatbik edilmesi halinde başvurulabilecek hukuki koruma yollarının en önemlisi istihkak iddiasıdır.
-
20.10.2025
Rekabet Hukuku Çerçevesinde Birleşme ve Devralmalar ve Bildirim Yükümlülüğü
Birleşme ve devralmalar (M&A), şirketlerin büyüme ve yeniden yapılanma stratejilerinin merkezinde yer almaktadır. Şirketlerin gerek ulusal, gerekse uluslararası ölçekte genişleme, pazar paylarını artırma yahut yeni pazarlara giriş yapma amacına hizmet eden bu işlemler, yalnızca ekonomik ve ticari sonuçlar doğurmakla kalmayıp, aynı zamanda ilgili pazardaki rekabet dinamiklerini doğrudan etkileyebilme potansiyeli taşımaktadır. Bu sebeple, birleşme ve devralma işlemleri, pazardaki rekabet yapısını etkileyebilir. Bu özelliğinden dolayı, M&A işlemleri stratejik fırsatlar yaratırken, rekabet düzeninin sürdürülebilirliği açısından da düzenleyici otoritelerin titizlikle değerlendirdiği alanlardan biridir.
-
17.10.2025
OSB Uygulama Yönetmeliğinde Önemli Değişiklik: Katılımcılara Ek Süre İmkânı
17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'ne Geçici Madde 13 eklenmiştir. Bu yeni düzenleme, yapı ruhsatı veya işyeri açma ve çalışma ruhsatı almamış OSB katılımcılarına belirli şartlar altında ek süre tanınmasına olanak sağlamaktadır.
-
15.10.2025
Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulma Yükümlülüğünde Güncel Durum
1. GİRİŞ 20 Eylül 2025 tarihli ve 33023 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ("Değişiklik Tebliği") ile, 14 Şubat 2025 tarihli ve 32813 sayılı “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ”e (“Tebliğ") önemli değişiklikler getirilmiştir.
-
25.9.2025
İşe İade Kararı Sonrası İşverenin Yapması Gereken Sgk İşlemleri
Kesinleşen işe iade kararını tebliğ alarak 10 iş günü içinde işe başlama iradesini işverene ileten işçiyi, İşveren işe başlatabileceği gibi işe başlatmayarak mahkeme kararında tespit edilen 4 aylık boşta geçen süre ücretinin yanı sıra işe başlatmama tazminatını da ödeyebilir. Görüldüğü üzere işverenin bu durumda iki seçimlik hakkı bulunmakla birlikte SGK nezdinde yapılacak işlemler her iki durumda da birbirinden farklıdır.