Zor Süreçlerden Geçilirken Mahkeme Veya Tahkim Yoluna Gidilmek Zorunda Kalınabilir! 12 Mayıs 2020
Zor Süreçlerden Geçilirken Mahkeme Veya Tahkim Yoluna Gidilmek Zorunda Kalınabilir!
Takip edilecek rehber niteliğindeki[1] bu yazımızda Uyarılarımızın çoğunda “görmezden gelinen aşikar sorun” u ele alacağız. Peki, herhangi bir iş ilişkisinde taraflar, hangi nedenle olursa olsun, hali hazırda fazlasıyla değişen dünyamızdaki farklılıklarını çözemezlerse ne olur?
Sözleşmeye dayalı bir anlaşmazlığın COVID-19 tarafından tetiklenmesi durumunda, büyük olasılıkla, kendi hataları olmadan, taraflar arasındaki ekonomik ilişkide köklü bir değişiklik yaşanacaktır. Örneğin, bir taraf mevcut cezalandırıcı ekonomik koşullara dayanmak için finansal olarak neredeyse her zaman çok daha iyi bir konumda olacaktır. Bu durum daha çok taraflardan birinin ekonomisi pandemiden önce hali hazırda daha güçlü olan bir ülkede yerleşik olduğu uluslararası Sözleşmelerde görülecektir.
Ne olursa olsun, bir anlaşmazlığın taraflarının, tercihen herhangi bir uzlaşma müzakeresinden önce, sözleşmelerinde bulunan ve deneyimli hukuki danışmanları tarafından dikkatle incelenmiş olan Uyuşmazlık Çözümü Hükümlerini anlamaları gerekir. Bu Uyuşmazlık Çözümü Hükümleri farklılık gösterebilecek olup genellikle bir tarafı diğerine tercih eder. İlgili hükümlerin etkileri anlaşılmalı ve böylece herhangi bir taraf müzakereleri takip edebilecek pozisyona getirilmelidir.
Sözleşme ne diyor?
Çoğu uluslararası Sözleşmede aşağıdakilerin her ikisini de öngören hükümler bulunur veya bulunmak zorundadır; i) herhangi bir sözleşme uyuşmazlığının çözümünde uygulanacak iç hukuk; ve (ii), bu uyuşmazlıkları çözerken mahkeme heyetinin ve hukukun ne olacağı diğer bir deyişle bir Ulusal Mahkeme veya bir Tahkim Mahkemesi'nde kimlerin yargılamada bulunacağı.
Bu oldukça basit görünse de, olası varyasyonlar aslında oldukça fazladır. Özellikle, eğer Tahkim yolu seçilmiş ise Tahkim Yeri, Tahkim Mahkemesi'ni oluşturan Hakemlerin sayısı, Tahkim Dili gibi ek hususları içerecektir.
Bugünlerde COVID-19 tarafından tetiklenen anlaşmazlıklar doğrultusunda danışmanlık verdiğimiz Müvekkillere ait Sözleşmelerde bulunan hükümler kapsamında Uyuşmazlık Çözümü Hükümlerinin iki örneğini hem belirgin farklılıkları görmek adına hem de Müvekkilimiz için olumsuz ile olumluyu karşılaştırabilmeyi konuşabilmek adına aşağıda bahsedeceğiz.
Ulusal Mahkemelerce Uyuşmazlık Çözümü içeren Sözleşmeler
İlk örneğimiz, Distribütör sıfatıyla taraf olan Türk müvekkilimiz ile İspanyol Üretici arasında imzalanan ve COVID-19 sebebiyle tetiklenen ciddi bir anlaşmazlık yol açan Distribütörlük Sözleşmesi’ni içeriyor. Distribütörlük Sözleşmesi Uyuşmazlık Çözümü Hükümleri aşağıdaki gibidir:
Uygulanacak Hukuk ve Yetkili Mahkeme: İşbu Sözleşme İspanyol Hukukuna tabidir. Taraflar, Sözleşmeden doğan anlaşmazlıkların çözümü için Barselona Mahkemeleri ve hakimlerinin münhasır yargı yetkisini kabul ederler.
Bu hükmün öngördüğü gibi, anlaşmazlık müzakereler yoluyla çözülmediği takdirde, Müvekkilimiz kendisini İspanyolca konuşan ve belki de farkında olmadan kendi vatandaşı, yani İspanyol Üretici, lehine önyargılı olabilecek bir Yargıç huzurunda, kendine yabancı bir İspanyol Mahkemesinde bulacaktır. Müvekkilimiz ayrıca, evden uzak bir ülkede bir davaya katılmak için önemli ek masraflara katlanmak zorunda kalacaktır.
Bu dezavantajlar göz önüne alındığında, Müvekkilimiz, Üretici ile olan anlaşmazlığı çözmek için çalışırken hükmün ilk etapta daha elverişli bir şekilde tasarlanması durumuna oranla daha az güce ve koza sahiptir.
Tahkim yoluyla Uyuşmazlık Çözümü hükmü içeren Sözleşmeler
Dubai'de bir dükkan kiralayan Türk müvekkilimizin COVID-19'un doğrudan bir sonucu olarak, halihazırda Dubai’de yerleşik Kiraya Veren ile ciddi bir anlaşmazlık oluşturan Kira Sözleşmesi Hükmü aşağıdaki gibidir:
Uygulanacak Hukuk ve Uyuşmazlık: İşbu Kira Sözleşmesi Dubai Emirliği, U.A.E. Hukukuna uygun olarak yürütülecek ve yorumlanacaktır. Kira sözleşmesinden kaynaklanan veya Kiralama ile bağlantılı ….. olarak ortaya çıkan herhangi bir anlaşmazlık, Dubai Uluslararası Tahkim Merkezi (“DIAC”) ve Tahkim Kurallarına (“DIAC Kuralları”) uygun olarak tahkim yoluyla çözülecektir.
Distribütör örneğinde olduğu gibi, burada da Türk Müvekkilimiz, anlaşmazlığı çözemediği takdirde, kendisini alışılmadık bir yasa ile karşı karşıya bulacaktır. Ancak, önemle belirtmek gerekir ki burada anlaşmazlığın çözümü olarak DIAC yolu seçildiğinden ve tahkim süreci büyük olasılıkla İngilizce dilinde ilerleyeceğinden ve üç Hakemden en az ikisi Dubai Emirliği vatandaşı olmayacağından [2]diğerine nazaran daha tarafsız olacaktır. Buradaki Müvekkilimiz zaten Dubai'de bulunduğundan Distribütör Müvekkilin yapması gereken masraflardan kurtulmuş olacaktır.
Sonuç olarak, Distribütör Müvekkilin aksine, Müvekkilimiz burada anlaşmazlık çözümü konusunda daha az dezavantajlı ve dolayısıyla Kiralayan ile olan anlaşmazlığını çözmek için çalışırken çok daha fazla koza sahip olacaktır.
Peki, zayıf kaleme alınmış Uyuşmazlık Çözümü hükümleriniz var. Bu durumda ne yapabilirsiniz?
Dava veya tahkim kaçınılmaz ise konumunuzun gücü analiz edilirken olumsuz Uyuşmazlık Çözümünün yarattığı dezavantajlar hesaba katılmalıdır. Bazen konumu gerçekler ve yürürlükteki yasalarla desteklenen bir taraf bu avantajı olumsuz bir Uyuşmazlık Çözümü hükmü ile ciddi şekilde zayıflatabilir. Riskli ve pahalı davalara veya tahkime karışmak yerine, bunu erken hesaba katmak daha iyidir.
Ancak başka seçenekler de bulunuyor olabilir. Örneğin, Distribütör Müvekkilimizin şu anda karşı karşıya olduğu duruma benzer bir durumda - yani, bir İspanyol Mahkemesi önüne çıkma olasılığında - anlaşmanın pek olası görünmemesi halinde, size yerel yasalara göre tavsiyede bulunabilecek ve eğer davanın kaçınılmaz olduğu ortaya çıkarsa sizi İspanyol Mahkemeleri önünde temsil edebilecek yetkili bir İspanyol avukatı hızlı bir şekilde bulmak mantıklı olacaktır. Bu şekilde, olumsuz Uyuşmazlık Çözümü Hükmü ile yaratılan dezavantajların çoğu ortadan kaldırılabilir veya en azından hafifletilebilir.
Ve bazen, nadiren de olsa, olumsuz Uyuşmazlık Çözümü Hükümlerine itiraz edilebilir. Örneğin, 2015 yılında Türk Yüksek Mahkemesi belirli malların ABD’den Türkiye’ye taşınmasına ilişkin bir sözleşmenin uygulanacak hukuk bakımından Birleşik Devletler Hukuku’nu ve yetki bakımından ise Houston, Güney Teksas, ABD Mahkemelerini belirleyen Uyuşmazlık Çözümü hükmünü değerlendirmiştir. Olayda, taşınan malların, Türkiye'ye gönderilmeden önce ABD'deki bir gemiye yüklendiğinde hasar gördüğü iddia edilmektedir. Malların sigortacısı daha sonra bir Türk Mahkemesi’nde dava açarak 300.000 dolar tazminat talebinde bulunmuştur.
Sigortacı, Türk Asliye Hukuk Mahkemesi’nin davanın Houston Mahkemelerinde açılması ve Birleşik Devletler Hukuku’na göre çözümlenmesi gerektiğini belirterek davayı reddetmesinin üzerine kararı temyiz etmiştir. Yüksek Mahkeme ise uyuşmazlık çözümü hükmünün uygulanamaz olduğuna karar vererek ilk derece mahkemesi hükmünü bozmuştur. Zira temel amaçlar göz önüne alındığında bahse konu uyuşmazlık için uygulanabilecek olan bir Birleşik Devletler Hukuku ya da en azından ABD Hukuku neredeyse kesin olarak yoktur.[3] Bununla birlikte Houston Eyalet Mahkemesi[4] veya bir ABD Federal Mahkemesi'ne atıfta bulunuyor olabileceğinden, her ikisi de Houston'da bulunan bir “Houston Mahkemesi” ne yapılan atıf kesinlikle belirsizdir.
Uygulanamaz olduğundan bahisle itiraza konu edilebilecek Tahkim sağlayan Uyuşmazlık Çözümü Hükümleri ile ilgili olarak; “Karma ad hoc tahkim hükümleri” olarak bilinenlerin, yani, bir Tahkim Kurumu önünde tahkim sağlayan hükümleri, örneğin oldukça saygın Paris merkezli Uluslararası Ticaret Odası’nın Uluslararası Tahkim Mahkemesi’nin (“ICC”), ama aynı zamanda da başka bir Tahkim Kurumu’nun tahkim kurallarının, örneğin yukarıda bahsedilen DIAC Kuralları’nın, uygulanmasını sağlayan hususların göz önünde bulundurulması gerekmektedir. Örneğin muhtemelen ICC, “karma” şartlarla yönetilen bir tahkimi kabul etmeyi reddedecektir. Bkz. ICC Tahkim Kuralları, Madde 1 (2) (ICC “uyuşmazlıkların çözümünü… ICC Tahkim Kurallarına uygun olarak yönetir”); ancak bkz. Insigma Technology - Alstom Technology [2009] 3 SLR (9) 936 (ICC Tahkim Kuralları kullanılırken Singapur Uluslararası Tahkim Merkezi önünde tahkim sağlayan tahkim şartı uygulanabilir).
[1] Bu rehberde, sözleşme zorunluluklarının yerine getirilmemesi sebebi olarak mücbir sebepler ve aşırı ifa güçlüğü “mazeretleri” konusunu veya tam olarak, aşırı ifa güçlüğü kapsamında, mahkemeden, taraflar arasında “temelde” taraflar arasındaki değişen “denge” ışığında Sözleşmede değişiklik talep etmesini istemek.
[2] Çoğu tahkim kurumunun kurallarına benzer şekilde, DIAC Kurallarının 10.1. maddesi uyarınca “Tarafların farklı milletten olması durumunda tek bir hakem veya Mahkeme başkanı herhangi bir tarafla aynı uyruktan olmayacaktır…”
[3] Yargıtay 11. Hukuk Dairesi, E.2015/5517, K.2015/12591, T.25.11.2015.
[4] ABD'de, 50 eyaletinin her birinin ülke çapında bir Federal mahkeme sistemine paralel olarak çalışan kendi yasa ve mahkeme sistemi vardır; Federal Mahkemelerin sınırlı yargı yetkileri ve önemli de olsa sınırlı hukuk kuralları vardır.
Diğer Haberler
-
15.12.2025
İhbar Süresinde Gerçekleşen Ücret Artışından Çalışanın Yararlanması Mümkün Müdür?
4857 Sayılı İş Kanunu'nun 17. Maddesindeki düzenleme uyarınca; belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekmektedir. Buna göre iş sözleşmeleri;
-
12.12.2025
Borca Batıklık ve Sermaye Kaybı Hesaplamasında Muafiyet Süresi Uzatıldı
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("TTK") 376'ncı maddesi, şirketlerde sermaye kaybı ve borca batıklı olma durumunu düzenlemekte olup bu durumlarda uyulacak usul ve esasları ise "6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 376'ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ" ("TTK m. 376 Tebliği") ile detaylandırılmıştır.
-
8.12.2025
OFAC Nedir? Yatırımcılar İçin Stratejik Önemi Ve Uygulama Alanları
Dünya değiştikçe ve gün geçtikçe, daha da sık karşılaşmaya başladığımız terimlerden biri "OFAC". Küreselleşen dünyada uluslararası alanda yatırım yapmak isteyen kurumlar bir şekilde OFAC'a rastlıyor ya da OFAC ile temas ediyor. Zira, OFAC tarafından uygulanan bu yaptırımlar yalnızca ABD vatandaşları / menşeli şirketleri değil, ABD ile doğrudan veya dolaylı olarak ekonomik - finansal temasta olan kişileri de ilgilendiriyor. Peki nedir bu OFAC?
-
4.12.2025
Ortaklara Borçlar Ve Adat Faturası
1. Adat Nedir? Uygulamada sıklıkla işletmelerin ortaklara borç vermesi işlemi ile karşılaşılmaktadır. İşletmenin ortaklardan alacaklı hale geldiği böyle bir durumda söz konusu alacak miktarına adat faizi hesaplanması ve fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Dolasıyla adat, işletme ile ortak/ilgililer arasında gerçekleşen borç-alacak ilişkilerinde işletme kaynaklarının kullanım süresine bağlı olarak faiz tahakkuku hesaplamak ve vergi kaybının telafi edilmesi amacıyla uygulanan bir yöntemdir. Bu hesaplamalar, transfer fiyatlandırması kurallarına uyum, vergi matrahının doğru belirlenmesi ve KDV gibi yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi açısından önem taşır.
-
28.11.2025
Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirim Süreci Ve Yaptırımları
1. Hamiline Yazılı Pay Senetlerin Basımı ve Bildirimi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("Kanun") 484. maddesi uyarınca anonim şirketlerde iki tür pay senedi bulunmaktadır: nama yazılı ve hamiline yazılı pay senetleri. Nama yazılı pay senetlerinde devir işlemi teslim ile gerçekleşirken, hamiline yazılı pay senetlerinin devri için Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirilmesi ve Kayıt Altına Alınması Hakkında Tebliğ ("Tebliğ") uyarınca bazı şartlar getirilmiştir. Tebliğ kapsamında hamiline yazılı payların Merkezi Kayıt Kuruluşu ("MKK") kaydının tamamlanması, yönetim kurulu kararının alınması ve bu kararın ilgili sicil müdürlüğünde tescil ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ettirilmesi gerekmektedir.
-
20.11.2025
Birleşme ve Devralma İşlemlerinde Niyet Mektubu Süreci
Birleşme ve devralma ("M&A") işlemleri, hem hukuki hem ticari açıdan çok aşamalı süreçlerdir. Bu süreçte, sözleşme aşamasına geçilmeden önce sözleşme tarafları, işlem iradelerini belirlemek, ticari beklentilerini paylaşmak ve hukuki çerçeveyi oluşturmak için bir hazırlık sürecine girerler. Bu hazırlık süreci, tarafların işlem yapısına ilişkin temel ilkeleri tartıştığı, müzakere stratejilerini belirlediği ve işlem risklerini değerlendirdiği ilk aşamayı oluşturur.
-
14.11.2025
Gerekçeli Karar Hakkının İhlaline Dair Yeni Aym Kararı Resmi Gazete'de Yayınlandı
1. GİRİŞ Gerekçe, yargı kararlarında meselenin, sonuçta gösterilen şekilde çözülmesinin nedenini ve niçinini gösteren kısımdır ve hüküm vermenin bir uzantısıdır.1 Gerekçenin içeriğinin tatmin edici ve tutarlı olması, hukukî dinlenilme hakkının ve adil yargılanma hakkının sağlanması açısından mühimdir. Gerekçeli karar, mahkemenin tarafsızlığını ortaya koymakla; gerçekten, dosya içeriğine, akla ve hukuka uygun düşen bir gerekçe sayesinde taraflar davayı hangi maddî ve hukukî sebeplerden ötürü kaybettiklerini veya kazandıklarını öğrenme ve tatmin olma şansına sahip olacaklardır.
-
7.11.2025
Kapsam Dışı Personel Hakkında Anayasa Mahkemesi Kararı
22.09.2025 Tarihli Resmi Gazete 'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararında;
-
24.10.2025
Asıl ve Alt İşverenin Arabuluculuğa Birlikte Katılma Zorunluluğu Anayasa Mahkemesi Kararı ile Kaldırıldı
Çalışma hayatında iş ilişkilerinin sona ermesi sonrasında işçinin işe iade talebiyle başvurabileceği arabuluculuk sürecine ilişkin önemli bir Anayasa Mahkemesi kararı yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesi, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinin (15) numaralı fıkrasında yer alan, "Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hâllerde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması gerekir" hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğuna karar vermiştir. Söz konusu karar, 17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
-
23.10.2025
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanına Döviz Ve Para Hareketlerini Sınırlama Yetkisi Veren Kanun Hükmünü İptal Etti!
15 Ekim 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi ("Mahkeme")17 Haziran 2025 tarihli, E. 2024/193, K. 2025/136 sayılı kararıyla1 ("Karar") 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un ("Kanun") 1. maddesini ("Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım satımı ve kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin alım satımı, kıymetli madenlerin rafinajı ile tüm bu eşya ve kıymetlerin, ticari senetlerin ve tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk Parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Cumhurbaşkanı salahiyetlidir.") iptal etmiştir.
-
21.10.2025
Borçlu Dışındaki Kişiye Ait Malların Haczi ve Hukuki Hakların Korunmas
İcra takibi sürecinde borçlunun malvarlığına dahil olmayan üçüncü kişilere ait malların haczi, uygulamada sıkça karşılaşılan ve ciddi mağduriyetlere yol açan bir durumdur. Özellikle eşler arasında mal rejimi kaynaklı belirsizlikler ile birlikte mülkiyet ilişkileri, icra işlemlerinde mülkiyetin kime ait olduğunun doğru şekilde tespitini zorlaştırmaktadır. Bu kapsamda, borçlunun eşinin veya bir başka üçüncü kişinin malı üzerine haciz tatbik edilmesi halinde başvurulabilecek hukuki koruma yollarının en önemlisi istihkak iddiasıdır.
-
20.10.2025
Rekabet Hukuku Çerçevesinde Birleşme ve Devralmalar ve Bildirim Yükümlülüğü
Birleşme ve devralmalar (M&A), şirketlerin büyüme ve yeniden yapılanma stratejilerinin merkezinde yer almaktadır. Şirketlerin gerek ulusal, gerekse uluslararası ölçekte genişleme, pazar paylarını artırma yahut yeni pazarlara giriş yapma amacına hizmet eden bu işlemler, yalnızca ekonomik ve ticari sonuçlar doğurmakla kalmayıp, aynı zamanda ilgili pazardaki rekabet dinamiklerini doğrudan etkileyebilme potansiyeli taşımaktadır. Bu sebeple, birleşme ve devralma işlemleri, pazardaki rekabet yapısını etkileyebilir. Bu özelliğinden dolayı, M&A işlemleri stratejik fırsatlar yaratırken, rekabet düzeninin sürdürülebilirliği açısından da düzenleyici otoritelerin titizlikle değerlendirdiği alanlardan biridir.
-
17.10.2025
OSB Uygulama Yönetmeliğinde Önemli Değişiklik: Katılımcılara Ek Süre İmkânı
17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'ne Geçici Madde 13 eklenmiştir. Bu yeni düzenleme, yapı ruhsatı veya işyeri açma ve çalışma ruhsatı almamış OSB katılımcılarına belirli şartlar altında ek süre tanınmasına olanak sağlamaktadır.
-
15.10.2025
Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulma Yükümlülüğünde Güncel Durum
1. GİRİŞ 20 Eylül 2025 tarihli ve 33023 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ("Değişiklik Tebliği") ile, 14 Şubat 2025 tarihli ve 32813 sayılı “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ”e (“Tebliğ") önemli değişiklikler getirilmiştir.
-
25.9.2025
İşe İade Kararı Sonrası İşverenin Yapması Gereken Sgk İşlemleri
Kesinleşen işe iade kararını tebliğ alarak 10 iş günü içinde işe başlama iradesini işverene ileten işçiyi, İşveren işe başlatabileceği gibi işe başlatmayarak mahkeme kararında tespit edilen 4 aylık boşta geçen süre ücretinin yanı sıra işe başlatmama tazminatını da ödeyebilir. Görüldüğü üzere işverenin bu durumda iki seçimlik hakkı bulunmakla birlikte SGK nezdinde yapılacak işlemler her iki durumda da birbirinden farklıdır.