7511 Sayılı Kanun ile Türk Ticaret Kanuna Getirilen Önemli Değişiklikler 30 Mayıs 2024
Türk Ticaret Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun ("Kanun") 29 Mayıs 2024 tarihli ve 32560 sayılı Resmi Gazete'de yayımlandı.
|
Kanunda ise Türk Ticaret Kanunu ("TTK") kapsamında getirilen birçok önemli değişiklik mevcuttur. Şöyle ki; |
|
1) Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Başkanı ve Başkan Vekili Seçimi |
|
Değişiklikten Önce: |
|
TTK'nın "Görev dağılımı" başlıklı 366. Maddesi, yönetim kurulunun her yıl üyeleri arasından bir başkan ve yönetim kurulu başkanının bulunmadığı zamanlarda ona vekalet etmek üzere en az bir başkan vekili seçme yükümlülüğü olduğunu düzenlemekteydi. |
|
Değişiklikten Sonra: |
|
TTK'nın yukarıda anılan 366. Maddesinin birinci fıkrasında yapılan değişiklikle, yönetim kurulunun her yıl bir başkan ve başkan vekili seçme zorunluluğu kaldırılmıştır. Bu sayede esasen uygulamada atıl kalan madde değiştirilerek yönetim kurulu başkanı ve başkan vekili, yönetim kurulunun görev süresine uyumlu olarak seçilebilecek hale getirildi. |
|
2) Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulunun Devredilemez Görev ve Yetkileri |
|
Değişiklikten Önce: |
|
TTK'nın anonim şirketlerde yönetim kurulunun devredilemez görev ve yetkilerini düzenleyen 375. maddesinin 1. fıkrasının (d) bendi uyarınca, müdürlerin ve aynı işleve sahip kişiler ile imza yetkisini haiz bulunanların atanmaları ve görevden alınmaları yönetim kurulunun devredilemez ve vazgeçilemez görev ve yetkileri arasında yer almaktaydı. |
|
Değişiklikten Sonra: |
|
Kanun ile getirilen değişiklikle birlikte, şube müdürleri ile imza yetkisini haiz kişilerin atanması ve görevden alınması yetkisi, yönetim kurulunun devredilemez yetkileri arasından çıkarılmıştır. Bu değişiklik ile yönetim kurulu, yeni düzende şube müdürleri ve imza yetkisi bulunan diğer kişileri atama ve görevden alma yetkisini devredebilecektir. |
|
3) Anonim Şirketlerde Yönetim Kurulu Üyelerinin Bilgi Alma ve İnceleme Hakkı |
|
Değişiklikten önce: |
|
TTK'nın anonim şirket yönetim kurulu üyelerinin bilgi alma ve inceleme hakkını düzenleyen 392. maddesinin 7. fıkrası, her bir yönetim kurulu üyesinin yönetim kurulu başkanından yönetim kurulunu toplantıya çağırmasını yazılı olarak isteyebileceğini düzenlemekteydi. |
|
Değişiklikten sonra: |
|
TTK'nın yukarıda anılan 392. Maddesinin anılan 7. Fıkrası korunmakla birlikte, yönetim kurulu üyelerinin çoğunluğunun yazılı istemi üzerine yönetim kurulu başkanının yazılı istemin kendisine ulaştığı tarihten itibaren otuz (30) gün içinde yönetim kurulunu toplantıya çağırma zorunluluğu getirilmiştir. Bu süre içerisinde yönetim kurulunun toplantıya çağırılmaması veya yönetim kurulu başkanı ya da vekiline ulaşılamaması halinde, toplantı çağrısının doğrudan istem sahiplerince yapılabileceği düzenlenmiştir. Ek olarak yeni düzenlemeyle birlikte, şirket esas sözleşmesinde yönetim kurulunun toplantıya çağrılmasına ilişkin farklı bir usulün kararlaştırılabilmesi mümkün kılınmıştır. Bu düzenleme ile esasen uygulama tereddüt yaratan ve süreci sürüncemede bırakan durumun bertaraf edilmesi amaçlanmıştır. |
|
4) İhya Davalarında Ticaret Sicili Müdürlüğü Aleyhine Vekalet Ücreti ve Yargılama Giderlerine Hükmedilememesi |
|
Değişiklikten Önce: |
|
TTK'nın Geçici 7. Maddesi'nde sayılan hâllerde, anonim ve limited şirketler ile kooperatiflerin tasfiyeleri ve ticaret sicilinden kayıtlarının silinmesi işlemlerinin ilgili kanunlardaki tasfiye usulüne uyulmaksızın bu madde uyarınca yapılacağı düzenlenmektedir. Ancak anılan maddede, söz konusu ihya davalarında vekalet ücreti ve yargılama giderlerinin hangi tarafa ait olacağına ilişkin açık bir düzenleme bulunmamaktaydı. |
|
Değişiklikten sonra: |
|
TTK'nın Geçici 7. Maddesinin 15. Fıkrasına eklenen cümle ile birlikte, ticaret sicili kaydı terkin edilmiş şirketlerin borçları nedeniyle yeniden tüzel kişilik kazanabilmeleri için ticaret sicili müdürlükleri taraf gösterilerek açılan ihya davalarının sonucunda, ticaret sicili müdürlükleri aleyhine yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmolunamayacağı açıkça düzenlenmiştir. Bu kapsamda ihya davalarında, Geçici 7. Maddeye uygun olarak resen terkin işlemi gerçekleştiren ticaret sicili müdürlükleri aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilebilmesi mümkün olmayacaktır. Bu değişiklik ile Yargıtay emsal kararları ile benimsenen uygulama mevzuatta yer almıştır. Burada ise dikkat edilmesi gereken husus Ticaret Sicili Müdürlükleri tarafından yapılan kaydın silinmesi işleminin usule uygunluğunun ihya davasında değerlendirilecek olmasıdır. |
|
5) Anonim ve Limited Şirketlerde Asgari Esas Sermaye Tutarlarına İntibakın Sağlanması |
|
Değişiklikten Önce: |
|
TTK'da yapılan bir önceki değişiklikle birlikte, anonim şirketler için öngörülen en az esas sermaye tutarı 250.000 Türk Lirasına, kayıtlı sermaye sistemini kabul etmiş bulunan halka açık olmayan anonim şirketler için öngörülen en az başlangıç sermayesi tutarı 500.000 Türk Lirasına, limited şirketler için öngörülen en az esas sermaye tutarı ise 50.000 Türk Lirasına yükseltilmişti. Ancak söz konusu değişiklik, 01.01.2024 tarihinden önce kurulan şirketleri kapsamamaktaydı. |
|
Değişiklikten Sonra: |
|
Kanun ile TTK'ya eklenen Geçici 15. Madde ile birlikte, 01.01.2024 tarihinden önce kurulan anonim ve limited şirketlerin artırılan en az sermaye tutarlarına intibakının 31.12.2026 tarihine kadar sağlanması zorunlu hale getirilmiştir. Bu doğrultuda hükümde yer alan en az sermaye tutarlarını sağlamayan şirketlerin, infisah etmiş sayılacağı düzenlenmektedir. Değişiklikte olası hak kayıplarının önüne geçmek adına, kayıtlı sermaye sistemini benimsemiş bulunan ve başlangıç sermayesi 500.000 Türk Lirası'nı karşılamayan halka açık olmayan anonim şirketlerin, çıkarılmış sermayelerinin 250.000 Türk Lirası ve üzerinde olduğu müddetçe infisah etmiş sayılmayacakları, bunun yerine kayıtlı sermaye sisteminden çıkmış kabul edilecekleri düzenlenmiştir. |
|
TTK'ya eklenen Geçici 15. Madde uyarınca, sermayenin kanun hükümlerinde öngörülen tutarlara yükseltilmesi için yapılacak genel kurul toplantılarında toplantı nisabı aranmayacak, kararlar toplantıda mevcut bulunan oyların çoğunluğu ile alınacak ve bu kararlar aleyhine imtiyaz kullanılamayacaktır. |
|
Kanun'un 23. Maddesi uyarınca, TTK kapsamında öngörülen değişikliklerin tümü, Resmi Gazete'nin yayımlandığı tarih olan 29.05.2024 tarihi itibarıyla yürürlüğe girmiştir. |
|
İlgili Resmi Gazete ilanına aşağıdaki linkten ulaşabilirsiniz: |
|
https://www.resmigazete.gov.tr/ eskiler/ 2024/ 05/ 20240529-1.htm |
Diğer Haberler
-
12.12.2025
Borca Batıklık ve Sermaye Kaybı Hesaplamasında Muafiyet Süresi Uzatıldı
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("TTK") 376'ncı maddesi, şirketlerde sermaye kaybı ve borca batıklı olma durumunu düzenlemekte olup bu durumlarda uyulacak usul ve esasları ise "6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 376'ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ" ("TTK m. 376 Tebliği") ile detaylandırılmıştır.
-
8.12.2025
OFAC Nedir? Yatırımcılar İçin Stratejik Önemi Ve Uygulama Alanları
Dünya değiştikçe ve gün geçtikçe, daha da sık karşılaşmaya başladığımız terimlerden biri "OFAC". Küreselleşen dünyada uluslararası alanda yatırım yapmak isteyen kurumlar bir şekilde OFAC'a rastlıyor ya da OFAC ile temas ediyor. Zira, OFAC tarafından uygulanan bu yaptırımlar yalnızca ABD vatandaşları / menşeli şirketleri değil, ABD ile doğrudan veya dolaylı olarak ekonomik - finansal temasta olan kişileri de ilgilendiriyor. Peki nedir bu OFAC?
-
4.12.2025
Ortaklara Borçlar Ve Adat Faturası
1. Adat Nedir? Uygulamada sıklıkla işletmelerin ortaklara borç vermesi işlemi ile karşılaşılmaktadır. İşletmenin ortaklardan alacaklı hale geldiği böyle bir durumda söz konusu alacak miktarına adat faizi hesaplanması ve fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Dolasıyla adat, işletme ile ortak/ilgililer arasında gerçekleşen borç-alacak ilişkilerinde işletme kaynaklarının kullanım süresine bağlı olarak faiz tahakkuku hesaplamak ve vergi kaybının telafi edilmesi amacıyla uygulanan bir yöntemdir. Bu hesaplamalar, transfer fiyatlandırması kurallarına uyum, vergi matrahının doğru belirlenmesi ve KDV gibi yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi açısından önem taşır.
-
28.11.2025
Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirim Süreci Ve Yaptırımları
1. Hamiline Yazılı Pay Senetlerin Basımı ve Bildirimi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("Kanun") 484. maddesi uyarınca anonim şirketlerde iki tür pay senedi bulunmaktadır: nama yazılı ve hamiline yazılı pay senetleri. Nama yazılı pay senetlerinde devir işlemi teslim ile gerçekleşirken, hamiline yazılı pay senetlerinin devri için Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirilmesi ve Kayıt Altına Alınması Hakkında Tebliğ ("Tebliğ") uyarınca bazı şartlar getirilmiştir. Tebliğ kapsamında hamiline yazılı payların Merkezi Kayıt Kuruluşu ("MKK") kaydının tamamlanması, yönetim kurulu kararının alınması ve bu kararın ilgili sicil müdürlüğünde tescil ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ettirilmesi gerekmektedir.
-
20.11.2025
Birleşme ve Devralma İşlemlerinde Niyet Mektubu Süreci
Birleşme ve devralma ("M&A") işlemleri, hem hukuki hem ticari açıdan çok aşamalı süreçlerdir. Bu süreçte, sözleşme aşamasına geçilmeden önce sözleşme tarafları, işlem iradelerini belirlemek, ticari beklentilerini paylaşmak ve hukuki çerçeveyi oluşturmak için bir hazırlık sürecine girerler. Bu hazırlık süreci, tarafların işlem yapısına ilişkin temel ilkeleri tartıştığı, müzakere stratejilerini belirlediği ve işlem risklerini değerlendirdiği ilk aşamayı oluşturur.
-
14.11.2025
Gerekçeli Karar Hakkının İhlaline Dair Yeni Aym Kararı Resmi Gazete'de Yayınlandı
1. GİRİŞ Gerekçe, yargı kararlarında meselenin, sonuçta gösterilen şekilde çözülmesinin nedenini ve niçinini gösteren kısımdır ve hüküm vermenin bir uzantısıdır.1 Gerekçenin içeriğinin tatmin edici ve tutarlı olması, hukukî dinlenilme hakkının ve adil yargılanma hakkının sağlanması açısından mühimdir. Gerekçeli karar, mahkemenin tarafsızlığını ortaya koymakla; gerçekten, dosya içeriğine, akla ve hukuka uygun düşen bir gerekçe sayesinde taraflar davayı hangi maddî ve hukukî sebeplerden ötürü kaybettiklerini veya kazandıklarını öğrenme ve tatmin olma şansına sahip olacaklardır.
-
7.11.2025
Kapsam Dışı Personel Hakkında Anayasa Mahkemesi Kararı
22.09.2025 Tarihli Resmi Gazete 'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararında;
-
24.10.2025
Asıl ve Alt İşverenin Arabuluculuğa Birlikte Katılma Zorunluluğu Anayasa Mahkemesi Kararı ile Kaldırıldı
Çalışma hayatında iş ilişkilerinin sona ermesi sonrasında işçinin işe iade talebiyle başvurabileceği arabuluculuk sürecine ilişkin önemli bir Anayasa Mahkemesi kararı yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesi, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinin (15) numaralı fıkrasında yer alan, "Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hâllerde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması gerekir" hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğuna karar vermiştir. Söz konusu karar, 17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
-
23.10.2025
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanına Döviz Ve Para Hareketlerini Sınırlama Yetkisi Veren Kanun Hükmünü İptal Etti!
15 Ekim 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi ("Mahkeme")17 Haziran 2025 tarihli, E. 2024/193, K. 2025/136 sayılı kararıyla1 ("Karar") 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un ("Kanun") 1. maddesini ("Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım satımı ve kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin alım satımı, kıymetli madenlerin rafinajı ile tüm bu eşya ve kıymetlerin, ticari senetlerin ve tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk Parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Cumhurbaşkanı salahiyetlidir.") iptal etmiştir.
-
21.10.2025
Borçlu Dışındaki Kişiye Ait Malların Haczi ve Hukuki Hakların Korunmas
İcra takibi sürecinde borçlunun malvarlığına dahil olmayan üçüncü kişilere ait malların haczi, uygulamada sıkça karşılaşılan ve ciddi mağduriyetlere yol açan bir durumdur. Özellikle eşler arasında mal rejimi kaynaklı belirsizlikler ile birlikte mülkiyet ilişkileri, icra işlemlerinde mülkiyetin kime ait olduğunun doğru şekilde tespitini zorlaştırmaktadır. Bu kapsamda, borçlunun eşinin veya bir başka üçüncü kişinin malı üzerine haciz tatbik edilmesi halinde başvurulabilecek hukuki koruma yollarının en önemlisi istihkak iddiasıdır.
-
20.10.2025
Rekabet Hukuku Çerçevesinde Birleşme ve Devralmalar ve Bildirim Yükümlülüğü
Birleşme ve devralmalar (M&A), şirketlerin büyüme ve yeniden yapılanma stratejilerinin merkezinde yer almaktadır. Şirketlerin gerek ulusal, gerekse uluslararası ölçekte genişleme, pazar paylarını artırma yahut yeni pazarlara giriş yapma amacına hizmet eden bu işlemler, yalnızca ekonomik ve ticari sonuçlar doğurmakla kalmayıp, aynı zamanda ilgili pazardaki rekabet dinamiklerini doğrudan etkileyebilme potansiyeli taşımaktadır. Bu sebeple, birleşme ve devralma işlemleri, pazardaki rekabet yapısını etkileyebilir. Bu özelliğinden dolayı, M&A işlemleri stratejik fırsatlar yaratırken, rekabet düzeninin sürdürülebilirliği açısından da düzenleyici otoritelerin titizlikle değerlendirdiği alanlardan biridir.
-
17.10.2025
OSB Uygulama Yönetmeliğinde Önemli Değişiklik: Katılımcılara Ek Süre İmkânı
17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'ne Geçici Madde 13 eklenmiştir. Bu yeni düzenleme, yapı ruhsatı veya işyeri açma ve çalışma ruhsatı almamış OSB katılımcılarına belirli şartlar altında ek süre tanınmasına olanak sağlamaktadır.
-
15.10.2025
Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulma Yükümlülüğünde Güncel Durum
1. GİRİŞ 20 Eylül 2025 tarihli ve 33023 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ("Değişiklik Tebliği") ile, 14 Şubat 2025 tarihli ve 32813 sayılı “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ”e (“Tebliğ") önemli değişiklikler getirilmiştir.
-
25.9.2025
İşe İade Kararı Sonrası İşverenin Yapması Gereken Sgk İşlemleri
Kesinleşen işe iade kararını tebliğ alarak 10 iş günü içinde işe başlama iradesini işverene ileten işçiyi, İşveren işe başlatabileceği gibi işe başlatmayarak mahkeme kararında tespit edilen 4 aylık boşta geçen süre ücretinin yanı sıra işe başlatmama tazminatını da ödeyebilir. Görüldüğü üzere işverenin bu durumda iki seçimlik hakkı bulunmakla birlikte SGK nezdinde yapılacak işlemler her iki durumda da birbirinden farklıdır.
-
19.9.2025
Yargıtay İBK ile Rekabet Yasağına Aykırılık Davalarında Asliye Ticaret Mahkemelerinin Görevli Olduğuna Karar Verilmiştir
1. Giriş Rekabet etmeme borcu, işçinin işverene karşı olan sadakat borcunun bir türüdür. İşçi, iş sözleşmesinin devamı süresince işverenle rekabet etmemeyi sadakat borcu kapsamında üstlenmektedir. Bununla birlikte, Türk hukukunda iş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmesini yasaklayan herhangi bir kanuni düzenleme bulunmamaktadır. Fakat taraflar, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra işçinin işverene karşı rekabet etmemesini serbest iradeleri ile kararlaştırabilmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun 444-447. maddeleri arasında da işçi ile işveren arasında kurulabilecek rekabet yasağı sözleşmesine ilişkin düzenlemeler ve sınırlamalar yer almaktadır.