İşçinin Sağlık Gerekçesi ile Raporlu Olduğu Süreye İlişkin Savunması Alınmalı Mı? 20 Mayıs 2019

Bilindiği üzere; 4857 Sayılı İş Kanunu 25/I-b hükmü düzenlemesi gereğince; işçinin sağlık gerekçesi ile raporlu olduğu sürenin ihbar sürelerini altı hafta aşmasından sonra işverenin işçinin iş akdini fesih hakkı doğmaktadır. Bu şekilde uygulanan fesih neticesinde işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğü doğmakla birlikte iş güvencesi hükümleri açısından konu irdelendiğinde fesih öncesi savunma alınmasının gerekli olup olmadığı hususu uzun süredir tartışılmakta, Yargıtay’ın farklı dairelerinin konuya ilişkin farklı kararları uygulamada belirsizliğe sebep olmaktaydı

Bilindiği üzere; 4857 Sayılı İş Kanunu 25/I-b hükmü düzenlemesi gereğince; işçinin sağlık gerekçesi ile raporlu olduğu sürenin ihbar sürelerini altı hafta aşmasından sonra işverenin işçinin iş akdini fesih hakkı doğmaktadır. Bu şekilde uygulanan fesih neticesinde işverenin kıdem tazminatı ödeme yükümlülüğü doğmakla birlikte iş güvencesi hükümleri açısından konu irdelendiğinde fesih öncesi savunma alınmasının gerekli olup olmadığı hususu uzun süredir tartışılmakta, Yargıtay’ın farklı dairelerinin konuya ilişkin farklı kararları uygulamada belirsizliğe sebep olmaktaydı. Şöyle ki;

4857 Sayılı Yasanın 19.maddesinin;

“Hakkındaki iddialara karşı savunmasını almadan bir işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesi, o işçinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshedilemez. Ancak, işverenin 25 inci maddenin (II) numaralı bendi şartlarına uygun fesih hakkı saklıdır.”

düzenlemesi gereği işçinin iş akdinin davranışı veya verimi ile ilgili nedenlerle feshi öncesinde savunması alınması zorunluluğu öngörülmüştür.

Yargıtay’ın bazı dairelerinin kararlarında; savunma alınması zorunluluğuna ilişkin 19.madde hükmü içeriğinde yalnızca İş Kanunu 25. Maddesinin II. bendine dayalı fesihlerin istisna olarak belirtildiği kabulünden hareketle, bu madde haricinde yapılan fesihlerde savunma alınmasının yasal bir gereklilik olduğu ifade edilmiş; yani İş Kanunu 25/I-b maddesinde düzenlenen işçinin sağlık nedenleriyle raporlu olduğu sürenin ihbar süresini altı hafta aşmasına dayalı fesihlerde de savunma alınması gerekliliği bulunduğu belirtilmiştir. Yargıtay 9.Hukuk Dairesinin özellikle 2015 yılı sonrasında vermiş olduğu kararlarında savunma alınması gerekliliğinin vurgulandığını “işçinin sağlık nedeni ile iş görme edimini yerine getirmemesi, verimi ile ilgili olduğundan 19.madde uyarınca savunmasının alınması gerekir”1 şeklinde karar verildiğini görüyoruz.

Yargıtay 22. Hukuk Dairesi kararlarının ise aksi yönde olduğu, 25.maddenin son fıkrasında işçinin iş güvencesi hükümlerine dayalı olarak yargı yoluna başvurabileceğinin belirtilmesi de dikkate alınarak; 25/II. haricindeki fesihlerde de savunma alma zorunluluğunun bulunmadığının belirtildiği görülmektedir2.

Var olan tartışma ve içtihat farklılığı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun 19.10.2018 tarihli kararı ile son bulmuştur. Alınan kararda “işçinin sağlık nedenleriyle ihbar süresini altı hafta aşan devamsızlığı nedeni ile iş sözleşmesinin haklı nedenle derhal feshinde savunma alınmasına gerek olmadığı” yönünde karar verilmiştir.

İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu kararı gerekçesinde;

  • 4857 sayılı yasanın işveren açısından haklı fesih nedenlerinin sayıldığı 25.maddesi son fıkrasında, savunma alma gereğini de içerir şekilde fesih usulünü düzenleyen 19.maddesine atıf yapılmadığı; dolayısıyla fesihten önce savunma alınmaması nedeni ile feshin geçersiz olduğunun ileri sürülemeyeceği;
  • Fesihten önce savunma alınmasındaki amacın, şekli bir unsur olmaktan öteye, iş ilişkisini olumsuz etkileyen unsurların tespiti ile bundan haberdar edilen işçinin üzerinde tasarruf edebileceği, değiştirebileceği nitelikteki davranışı ya da verimi ile ilgili olumsuzlukları düzeltebilmesi veya ortadan kaldırabilmesine imkan vermek olduğu; ancak işçiden kaynaklanmayan, onunla ilgili bulunmayan veya işçinin üzerinde tasarruf edemeyeceği, değiştiremeyeceği durumlarda işçiden savunma talep edilmesinin bir anlamı bulunmadığı;
  • İşçinin ihbar süresini aşan devamsızlığı nedeni ile iş akdinin feshine neden olan sağlık sebeplerinin, 19.maddenin ikinci fıkrasında belirtilen işçinin davranışı ya da verimi ile ilgili nedenle kapsamında değerlendirilemeyeceği, dolayısıyla savunma alma gerekliliğinin bu anlamda da bulunmadığı;
  • İşçinin ihbar süresini aşan işe devamsızlığı nedeni ile fesihten önce işçiden alınacak olan savunmanın herhangi bir sonuca ulaşmaya yönelik olmadığı, alınan raporların fesih sonucunu doğuran durumu kanıtlayan yegane belgeler olduğundan savunma alınarak ulaşılabilecek bir belge ya da öğrenilebilecek bir durumun söz konusu olmadığı vurgulanmıştır.

Gerçekten de İçtihadı Birleştirme Kararı öncesindeki belirsizliğin uygulamada raporlu olan ve işyerinde bulunmayan işçiden savunmanın alınmasının fiilen mümkün olmaması nedeni ile de tereddüt oluşturduğu; savunma alınması ihtimalinde de sonuca etkili olmadığından yalnızca usuli bir işlem olarak süreçte yer verilmek zorunda kalındığı bilinmektedir.

Gelinen aşamada Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulunun vermiş olduğu karar gereğince işçinin sağlık nedenleriyle ihbar süresini altı hafta aşan devamsızlığı nedeni ile iş sözleşmesinin işveren tarafından feshi öncesinde savunma alınması gerekliliği bulunmadığını, bu anlamda yaşanan tereddüt ve belirsizliğin giderildiğini önemle vurgulamak gerekir.

Kararın tam metine Yargıtay İçtihadı Birleştirme Hukuk Genel Kurulu 19.10.2018 tarih, 2017/9E., 2018/10K. Sayılı kararı linkine tıklayarak ulaşabilirsiniz.

___________________
1Yargıtay 9. Hukuk Dairesi, 24.05.2017 tarih, 2016/13617E., 2017/8796K. Sayılı ilamı.
2Yargıtay 22. Hukuk Dairesi, 15.12.2016 tarih, 2016/29935E., 2016/27966K. Sayılı ilamı.

 

 

 

Diğer Haberler