Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun 17 Temmuz Tarihli Yeni Yayımlanan Kararları 09 Ağustos 2019
Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Kanun’un (“Kanun”) 15 ve 22. Maddeleri uyarınca, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun (“Kurul”) veri sahiplerinin şikayeti üzerine veya resen görev alanına giren konularda inceleme yapma ve ihlal üzerine idari para cezası tanzim etme yetkisi bulunmaktadır. Kurul, yaptığı incelemeler sonucunda önemli gördüğü ve emsal oluşturabileceğini düşündüğü kararların özetlerini internet sitesinde yayımlamaktadır. Aşağıda 17 Temmuz tarihli beş kararın özeti sunulmaktadır.
İlgili kişiye ait telefon numarasına kendisine ait olmayan içeriğin gönderilmesi ile ilgili Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 31/05/2019 Tarihli ve 2019/166 Sayılı Karar Özeti:
İlgili kişinin şahsına ait telefon numaralarına gönderilen ve kendisine ait olmayan içerikteki kısa mesaj nedeniyle veri sorumlusuna başvurduğu, verilen cevapta bu mesajların personel hatası sebebiyle başka bir aboneye gönderilmek üzere girişinde 1 rakam hatası sonucuyla ilgili kişiye gönderildiği tespit edilmesiyle, yanlışlığın düzeltildiği fakat ilgili kişiye gönderilen mesajda kişisel verileri yer alan kişinin, ilgilinin yeğeni olduğu ve yeğeni ile kendi numarası arasında 1 rakam hatası yapılmasının mümkün olmadığını belirterek veri sorumlusu hakkında gereğinin yapılmasını talep ettiği başvurunun incelenmesi sonucunda; şikâyetçinin yeğeni olduğu anlaşılan şahsa ait ad, soyad ve hizmet numarasının şikâyetçiye ait hatta gönderilmesi, şikâyetçiye ait telefon numarasının kanunda düzenlenen işleme şartlarından birine dayanmadan tek bir harekete bağlı iki veri işleme sonucu Kanunun 12.maddesinin birinci fıkrada öngörülen “Kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini önlemek” yükümlülüğünü yerine getirmediği anlaşılan veri sorumlusu avukat hakkında, Kanunun 18.maddesinin birinci fıkrası kapsamında 50.000 TL idari para cezası uygulanmasına karar vermiştir.
Spor salonu hizmeti sunan veri sorumlularının, üyelerinin giriş-çıkış kontrolünü biyometrik veri işleyerek yapması ile ilgili Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 25/03/2019 Tarihli ve 2019/81 Sayılı Karar ve 31/05/2019 Tarihli ve 2019/165 sayılı Karar Özeti:
Spor salonu hizmeti sunan iki ayrı veri sorumlusu şirket üyelerin giriş-çıkış kontrolünde el-avuç okutma sistemine geçmiş, vesikalık fotoğraf, son ziyaret saati gibi bilgilerini herkesin görebileceği TV ekranında yansıtması gibi kişisel verileri işlemesi ve bilgileri güvenli şekilde muhafaza etmemesi şüphesi üzerine ilgili kişilerce Kuruma intikal eden muhtelif ihbar ve şikayetlerin incelenmesi ile;
1- 6698 sayılı Kanunun 6.maddesinde kişilerin biyometrik verilerinin özel nitelikli kişisel veri olarak belirlenmiş, biyometrik veri tanımına ise kanunda yer verilmemiştir. 25.05.2018 tarihinde yürürlüğe giren Avrupa Genel Veri Koruma Tüzüğü (GDPR)’ın 51. Maddesine göre bir verinin biyometrik veri kapsamında değerlendirilebilmesi için o verinin sadece o kişiyi tanımlayabilme ya da doğrulayabilme özelliğine sahip olmasının kriter alındığının anlaşılması ve Danıştay 15. Dairenin 2014/4562 Esas sayılı kararında biyometrik yöntemlerin, ölçülebilir fizyolojik ve bireysel özellikleri aracılığıyla gerçekleştirilen ve otomatik şekilde doğrulanabilen kimlik denetleme tekniklerini ifade ettiği belirtilerek, bu yöntemler arasında parmak izi tanıma, avuç içi tarama, el geometrisi tanıma yöntemlerin bulunduğunun ifade edildiği konularına göre bir spor tesisine giriş esnasında el ve parmak izinin taranması ile kişilere kimlik doğrulaması yapılması hususunda veri sorumlusunun özel nitelikli kişisel veri niteliğindeki biyometrik veri işleme faaliyetinde bulunduğu olarak değerlendirilmiştir.
2- a) Kanunun 4.maddesinde, kişisel verilerin ancak hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun şekilde, belirli, açık ve meşru amaçlar kapsamında, doğru ve gerektiğinde güncel olma şartıyla, işlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olma ve ilgili mevzuatta öngörülen veya işlendikleri amaç için gerekli olan süre kadar muhafaza edilme ilkelerine uygun işlenebileceği belirtilmiştir. Ölçülülük ilkesi kapsamında, veri sorumlusunun amacı çerçevesinde ilgili kişiden minimum düzeyde bilgi talep etmesi, bunun dışında amaç için gerekli olmayan veri işlemeden kaçınması gerektiği, kişisel verilerin işlenmesinin ilgili kişinin iznine bağlı olarak gerçekleştirilse de amacın gerektirdiği yerlerde kullanılması ve amaç için gerekli olandan uzun süre tutulmaması gerekir. Danıştayın 2014/2242 Esas sayılı, 2014/4562 Esas sayılı kararlarında da “parmak izi ya da yüz tarama sistemi” gibi biyometrik yöntemlerin, kamusal alan da olsa “özel hayatın gizliliği” ilkesi kapsamında bulunduğu ve toplanan verilerin ileride başka bir şekilde kullanılamayacağına dair bir güvencenin mevcut olmadığı, hukuka aykırı bir işlem olarak değerlendirilmiştir. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi de 4 Aralık 2008 tarihli S. ve Marper / Birleşik Krallık kararında kişilere ait parmak izi saklanmasının, başvurucuların özel yaşamının gizliliği hakkına yönelik orantısız, aşırı bir müdahale olduğu ve demokratik bir toplumda gerekli bir müdahale olarak kabul edilemeyeceğini vurgulayarak uygulamanın Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 8. maddesini ihlal ettiğine hükmetmiştir. Dolayısıyla spor salonuna giriş için veri sorumluları tarafından uygulanan “el ve parmak izi taraması” sisteminin, hizmet için zorunlu ve tek yol olarak üyelere sunulmasının, kişisel verilerin işlenmesinde ölçülülük ilkesi ışığında ilgili kişilerden minimum düzeyde veri talep etme ilkesi ile uyumlu olarak değerlendirilmemiştir.
b) Spor kulüplerinde giriş çıkış kontrolünün sağlanmasında özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesinin kanunlarda açıkça öngörülmediği dikkate alındığında veri sorumluları tarafından el ve parmak izinin işlenmesi için ilgili kişilerin açık rızalarının alınması yoluna gidildiği iddiası ile ilgili olarak; Kanunun 6. maddesinin 1. fıkrasında biyometrik ve genetik verileri özel nitelikli kişisel veriler olarak sayıldığı ve aynı maddede “Özel nitelikli kişisel verilerin, ilgilinin açık rızası olmaksızın işlenmesi yasaktır” hükmü yer almaktadır. Veri sorumluları tarafından avuç izinin işlenmesi için ilgili kişilerin açık rızalarının alınması yoluna gidildiğinin anlaşılmıştır. 6698 sayılı Kanunda tanımlandığı üzere açık rızanın, belirli bir konuya ilişkin olması, bilgilendirmeye dayanması ve özgür iradeyle açıklanması şeklinde üç unsuru bulunur. Veri işlemek üzere verilen açık rızanın geçerli olması için, belirli bir konu ile sınırlı olarak verilmesi gerekir. Açık rıza bir irade beyanı olduğundan, kişinin özgür bir şekilde rıza gösterebilmesi için, neye rıza gösterdiğini bilmesi, konu ve rızasının sonuçları üzerinde tam bir bilgi sahibi olması gerekmektedir. Bahse konu olayda, üyelere sunulan online üyelik sözleşmesinde, özel nitelikli kişisel veri olan avuç içi izinin alınmasına onay verilmesinin sözleşmenin kurulması için zorunlu bir şart olduğu, uyulmaması halinde firmaya fesih hakkı tanınmış olduğu birlikte değerlendirildiğinde üyelerin kulüplere girişlerde avuç içi izi bilgilerinin alınmasına rıza göstermemeleri halinde söz konusu hizmetten yararlanamayacakları dikkate alındığında, üyelerin vermiş olduğu açık rızaların özgür iradeye dayalı olduğunu söylemenin mümkün olmadığı, bu kapsamda veri sorumlusu tarafından hizmetin sunulmasının açık rıza şartına bağlandığı kanaatine varılmış, ilgili veri sorumluları hakkında, Spor kulübünde giriş çıkış kontrolünün yapılabilmesi ve kulüp hizmetlerinden faydalanmak isteyen kişilere ilişkin giriş kontrolünün alternatif yollar ile sağlanması mümkünken kişilerin biyometrik veri niteliğindeki avuç içi izi verisinin alınmasının 6698 sayılı Kanunun 4. Maddesinin 2. fıkrasında yer alan “İşlendikleri amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olma” ilkesi ile bağdaşmadığı, diğer yandan özel nitelikli kişisel verilerin Kanun kapsamında ancak ilgili kişilerin açık rızasına ya da Kanunun 6. maddesinin 3. fıkrasında sayılan şartlar çerçevesinde işlenebileceği, veri sorumlusu tarafından avuç içi izi verisinin işlenmesi için kişilerden açık rızalarının alındığı ancak açık rıza verilmemesi durumunda kulüp hizmetlerinden yararlanamadıkları dikkate alındığında üyelerden alınan açık rızanın Kanunun 12.maddesinin 1.fıkrasına aykırılık teşkil etmesi nedeniyle Kanunun 18. maddesinin 1.fıkrası kapsamında idari para cezası uygulanmasına, Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 21/12/2017 tarih ve 2017/62 sayılı “Banko, Gişe, Masa Gibi Hizmet Alanlarında Kişisel Verilerin Korunması’na ilişkin Kararı çerçevesinde üyelere ait kişisel bilgilerin üçüncü kişiler tarafından görülmesini önleyecek gerekli teknik ve idari tedbirleri almadığı kanaatine varılan veri sorumlusu hakkında Kanunun 18. maddesinin 1.fıkrası kapsamında idari para cezası uygulanmasına, Spor Kulübünde giriş çıkış kontrolünün ve kulüp içerisindeki güvenliğin temini noktasında kulüp hizmetlerinden faydalanmak isteyen kişilere ilişkin giriş kontrollerinin biyometrik verileri işlemenin haricinde alternatif yollar ile sağlanması, biyometrik veri ile giriş çıkış işlemleri yapılmasının ve işlemenin ivedilikle durdurulması hususunda veri sorumlularının talimatlandırılmasına; Veri sorumluları tarafından bugüne kadar işlenen ve muhafaza edilen el, parmak ve avuç izi ile ilgili verilerin Kanunun 7. maddesi ile Kişisel Verilerin Silinmesi, Yok Edilmesi veya Anonim Hale Getirilmesi Hakkında Yönetmelik hükümlerine uygun olarak ivedilikle yok edilmesi, eğer ilgili özel nitelikli verilerin üçüncü kişilere aktarılması söz konusu ise, yok etmeye yönelik işlemlerin bu verilerin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesinin sağlanması hususunda veri sorumlularının talimatlandırılmasına karar vermiştir.
Bir anonim şirketin (veri sorumlusu) ilgili kişinin açık rızası dışı elektronik ticari ileti göndermesine ilişkin Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 31/05/2019 Tarihli ve 2019/162 Sayılı Karar Özeti:
Veri sorumlusu tarafından şikâyetçiye ait telefon numarasına reklam amaçlı kısa mesajın gönderilmesi ile ilgili kişinin kişisel verilerinin nasıl ve nereden temin edildiğini bilmemesi ve açık rızası olmaksızın kullanılması ile 6698 Sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu uyarınca veri sorumlusuna bilgi talebinde bulunduğu ancak yasal sürede cevap verilmediğinden Kurula şikâyette bulunduğu ve 1-Veri sorumlusu nezdinde kendisine reklam/bildirim içerikli SMS gönderimi konusunda herhangi bir açık rızasının olup olmadığı, 2-kişisel verilerinin işlenip işlenmediği, işlenmişse ne amaçla işlendiği, 3-kişisel verilerinin yurt içinde kimlere aktarıldığı, 4-kişisel verilerinin yurt dışına aktarılıp aktarılmadığı, aktarılmış ise kimlere aktarıldığı, 5-gelen mesajlardan şirketin haberdar olup olmadığı hususlarında bilgi almak istediği şeklindeki talepler birlikte incelenmiş ve yapılan inceleme sonucunda; şikâyetçinin kişisel verisi olan cep telefon numarası bilgisinin Şirket tarafından kendisine reklam içerikli mesaj gönderilme amaçlı kullanılmasının, mevzuat kapsamında veri işleme faaliyeti olduğu, Kanunun 5 ve 6. maddelerinde yer alan işleme şartlarından birine dayanması gerektiği ancak şikâyet konusu mesaj gönderiminin herhangi bir işlem şartına dayanmadığı değerlendirildiğinden, kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini önlemek amacıyla uygun güvenlik düzeyini temin etmeye yönelik her türlü teknik ve idari tedbirleri almadığı için veri sorumlusu hakkında Kanunun 12. maddesinin 1. fıkrasına aykırı davranmış olması nedeniyle Şirket hakkında Kanunun 18. Maddesinin 1.fıkrası uyarınca 50.000 TL idari para cezası uygulanmasına karar vermiştir.
Bir varlık yönetim şirketinin ilgili kişiye aynı konu ile ilgili birden çok mesaj gönderimine ilişkin Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 31/05/2019 Tarihli ve 2019/159 Sayılı Karar Özeti:
Şikâyetçi, veri sorumlusu tarafından telefon numarasına açık rızası bulunmaksızın, kısa mesajların gelmesi ve ret bildiriminin bulunmaması, kişisel verilerinin nereden ve nasıl temin edildiğini bilmemesi sebebiyle 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun ilgili maddeleri uyarınca veri sorumlusuna yaptığı başvurudan sonuç alamamış ve Kurul’a şikayette bulunmuştur. Veri sorumlusunun bilgi talebi başvurusuna 30 günlük yasal süre içinde cevap vermediği iddiasına ilişkin, sorumlu şirketin cevap yazısı eki ile, ilgili kişiye cevap verdiği, bu yazının şikâyetçi tarafından teslim alındığı, veri sorumlusunun Gönderi Takibi ile belgelediği ve şikâyetçinin bilgi talebindeki tüm hususlara cevap verdiği görülerek veri sorumlusu hakkında yapılacak işlem olmadığına, şikayetçinin geri ödemesi gerçekleştirilmemiş tahsili geciken alacaklarında, bankalar ile sorumlu arasında akdedilen sözleşmeler uyarınca 5411 sayılı Bankacılık Kanunu ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu hükümleri çerçevesinde şirket tarafından devir ve temlik alınmıştır. Şikayetçinin ilgili bankalardan kullandığı kredi borçlarının yeni alacaklısı veri sorumlusu olmuştur. 6698 sayılı kanunun 5.maddesinin 2. fıkrası kapsamında ilgilinin açık rızası olmadan gerçekleşebileceği mümkün olduğundan veri sorumlusu hakkında yapılacak işlem bulunmadığına, fakat 6698 sayılı kanun kapsamında kişisel verilerin kullanılması da veri işleme faaliyeti olduğu için şirket tarafından ilgili kişinin telefon numarasına aynı içeriğe sahip mesajlar birden fazla kez gönderilmesi veri sorumlusunun sahip olduğu hakkı kötüye kullanmak olarak değerlendirilmiştir. Kanunun 4.maddesinin 2.fıkrasında yer alan kişisel verilerin işlenmesinin hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun olma ilkesine aykırılık teşkil ettiği kanaatine varılmış, Kanunun 12. maddesinin 1.fıkrasında yer alan kişisel verilerin hukuka aykırı olarak işlenmesini önlemeye yönelik gerekli teknik ve idari tedbirleri almayan veri sorumlusu hakkında Kanunun 18. maddesinin 1.fıkrası kapsamında 20.000 TL idari para cezası uygulanmasına karar vermiştir.
Kurumsal e-posta hizmetinin, Google (gmail) üzerinden yine aynı uzantıya sahip olarak kullanılıp kullanılamayacağı ilişkin Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 31/05/2019 Tarihli ve 2019/157 Sayılı Karar Özeti:
Veri sorumlusunun ücretsiz bir kurumsal e-posta hizmeti sunan açık kaynak kodlu Zimbra aracılığıyla … uzantılı kurumsal e-posta adreslerinin, Google (gmail) üzerinden aynı uzantıya sahip olarak kullanılıp kullanılamayacağı hususunda Kurum görüşlerini talep eden yazısının incelenmesiyle,
Google firmasına ait e-posta hizmeti kullanıldığında gönderilen ve alınan e-postaların dünyanın çeşitli yerlerinde bulunan veri merkezlerinde tutulması mümkün olacağından, böyle bir durumda kişisel verilerin yurt dışına aktarılmış olacağına ve veri sorumlularının söz konusu uygulamayı 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun (Kanun) “Kişisel verilerin yurt dışına aktarılması” başlıklı 9. maddesi hükümlerine uygun olarak gerçekleştirmesine;
“Server”ları yurt dışında bulunan veri sorumlularından/veri işleyenlerden temin edilen saklama hizmetlerinin de Kanunun 9 uncu maddesi hükümlerine uygun olarak gerçekleştirilmesine karar vermiştir.
Diğer Haberler
-
15.12.2025
İhbar Süresinde Gerçekleşen Ücret Artışından Çalışanın Yararlanması Mümkün Müdür?
4857 Sayılı İş Kanunu'nun 17. Maddesindeki düzenleme uyarınca; belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekmektedir. Buna göre iş sözleşmeleri;
-
12.12.2025
Borca Batıklık ve Sermaye Kaybı Hesaplamasında Muafiyet Süresi Uzatıldı
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("TTK") 376'ncı maddesi, şirketlerde sermaye kaybı ve borca batıklı olma durumunu düzenlemekte olup bu durumlarda uyulacak usul ve esasları ise "6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 376'ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ" ("TTK m. 376 Tebliği") ile detaylandırılmıştır.
-
8.12.2025
OFAC Nedir? Yatırımcılar İçin Stratejik Önemi Ve Uygulama Alanları
Dünya değiştikçe ve gün geçtikçe, daha da sık karşılaşmaya başladığımız terimlerden biri "OFAC". Küreselleşen dünyada uluslararası alanda yatırım yapmak isteyen kurumlar bir şekilde OFAC'a rastlıyor ya da OFAC ile temas ediyor. Zira, OFAC tarafından uygulanan bu yaptırımlar yalnızca ABD vatandaşları / menşeli şirketleri değil, ABD ile doğrudan veya dolaylı olarak ekonomik - finansal temasta olan kişileri de ilgilendiriyor. Peki nedir bu OFAC?
-
4.12.2025
Ortaklara Borçlar Ve Adat Faturası
1. Adat Nedir? Uygulamada sıklıkla işletmelerin ortaklara borç vermesi işlemi ile karşılaşılmaktadır. İşletmenin ortaklardan alacaklı hale geldiği böyle bir durumda söz konusu alacak miktarına adat faizi hesaplanması ve fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Dolasıyla adat, işletme ile ortak/ilgililer arasında gerçekleşen borç-alacak ilişkilerinde işletme kaynaklarının kullanım süresine bağlı olarak faiz tahakkuku hesaplamak ve vergi kaybının telafi edilmesi amacıyla uygulanan bir yöntemdir. Bu hesaplamalar, transfer fiyatlandırması kurallarına uyum, vergi matrahının doğru belirlenmesi ve KDV gibi yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi açısından önem taşır.
-
28.11.2025
Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirim Süreci Ve Yaptırımları
1. Hamiline Yazılı Pay Senetlerin Basımı ve Bildirimi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("Kanun") 484. maddesi uyarınca anonim şirketlerde iki tür pay senedi bulunmaktadır: nama yazılı ve hamiline yazılı pay senetleri. Nama yazılı pay senetlerinde devir işlemi teslim ile gerçekleşirken, hamiline yazılı pay senetlerinin devri için Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirilmesi ve Kayıt Altına Alınması Hakkında Tebliğ ("Tebliğ") uyarınca bazı şartlar getirilmiştir. Tebliğ kapsamında hamiline yazılı payların Merkezi Kayıt Kuruluşu ("MKK") kaydının tamamlanması, yönetim kurulu kararının alınması ve bu kararın ilgili sicil müdürlüğünde tescil ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ettirilmesi gerekmektedir.
-
20.11.2025
Birleşme ve Devralma İşlemlerinde Niyet Mektubu Süreci
Birleşme ve devralma ("M&A") işlemleri, hem hukuki hem ticari açıdan çok aşamalı süreçlerdir. Bu süreçte, sözleşme aşamasına geçilmeden önce sözleşme tarafları, işlem iradelerini belirlemek, ticari beklentilerini paylaşmak ve hukuki çerçeveyi oluşturmak için bir hazırlık sürecine girerler. Bu hazırlık süreci, tarafların işlem yapısına ilişkin temel ilkeleri tartıştığı, müzakere stratejilerini belirlediği ve işlem risklerini değerlendirdiği ilk aşamayı oluşturur.
-
14.11.2025
Gerekçeli Karar Hakkının İhlaline Dair Yeni Aym Kararı Resmi Gazete'de Yayınlandı
1. GİRİŞ Gerekçe, yargı kararlarında meselenin, sonuçta gösterilen şekilde çözülmesinin nedenini ve niçinini gösteren kısımdır ve hüküm vermenin bir uzantısıdır.1 Gerekçenin içeriğinin tatmin edici ve tutarlı olması, hukukî dinlenilme hakkının ve adil yargılanma hakkının sağlanması açısından mühimdir. Gerekçeli karar, mahkemenin tarafsızlığını ortaya koymakla; gerçekten, dosya içeriğine, akla ve hukuka uygun düşen bir gerekçe sayesinde taraflar davayı hangi maddî ve hukukî sebeplerden ötürü kaybettiklerini veya kazandıklarını öğrenme ve tatmin olma şansına sahip olacaklardır.
-
7.11.2025
Kapsam Dışı Personel Hakkında Anayasa Mahkemesi Kararı
22.09.2025 Tarihli Resmi Gazete 'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararında;
-
24.10.2025
Asıl ve Alt İşverenin Arabuluculuğa Birlikte Katılma Zorunluluğu Anayasa Mahkemesi Kararı ile Kaldırıldı
Çalışma hayatında iş ilişkilerinin sona ermesi sonrasında işçinin işe iade talebiyle başvurabileceği arabuluculuk sürecine ilişkin önemli bir Anayasa Mahkemesi kararı yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesi, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinin (15) numaralı fıkrasında yer alan, "Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hâllerde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması gerekir" hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğuna karar vermiştir. Söz konusu karar, 17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
-
23.10.2025
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanına Döviz Ve Para Hareketlerini Sınırlama Yetkisi Veren Kanun Hükmünü İptal Etti!
15 Ekim 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi ("Mahkeme")17 Haziran 2025 tarihli, E. 2024/193, K. 2025/136 sayılı kararıyla1 ("Karar") 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un ("Kanun") 1. maddesini ("Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım satımı ve kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin alım satımı, kıymetli madenlerin rafinajı ile tüm bu eşya ve kıymetlerin, ticari senetlerin ve tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk Parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Cumhurbaşkanı salahiyetlidir.") iptal etmiştir.
-
21.10.2025
Borçlu Dışındaki Kişiye Ait Malların Haczi ve Hukuki Hakların Korunmas
İcra takibi sürecinde borçlunun malvarlığına dahil olmayan üçüncü kişilere ait malların haczi, uygulamada sıkça karşılaşılan ve ciddi mağduriyetlere yol açan bir durumdur. Özellikle eşler arasında mal rejimi kaynaklı belirsizlikler ile birlikte mülkiyet ilişkileri, icra işlemlerinde mülkiyetin kime ait olduğunun doğru şekilde tespitini zorlaştırmaktadır. Bu kapsamda, borçlunun eşinin veya bir başka üçüncü kişinin malı üzerine haciz tatbik edilmesi halinde başvurulabilecek hukuki koruma yollarının en önemlisi istihkak iddiasıdır.
-
20.10.2025
Rekabet Hukuku Çerçevesinde Birleşme ve Devralmalar ve Bildirim Yükümlülüğü
Birleşme ve devralmalar (M&A), şirketlerin büyüme ve yeniden yapılanma stratejilerinin merkezinde yer almaktadır. Şirketlerin gerek ulusal, gerekse uluslararası ölçekte genişleme, pazar paylarını artırma yahut yeni pazarlara giriş yapma amacına hizmet eden bu işlemler, yalnızca ekonomik ve ticari sonuçlar doğurmakla kalmayıp, aynı zamanda ilgili pazardaki rekabet dinamiklerini doğrudan etkileyebilme potansiyeli taşımaktadır. Bu sebeple, birleşme ve devralma işlemleri, pazardaki rekabet yapısını etkileyebilir. Bu özelliğinden dolayı, M&A işlemleri stratejik fırsatlar yaratırken, rekabet düzeninin sürdürülebilirliği açısından da düzenleyici otoritelerin titizlikle değerlendirdiği alanlardan biridir.
-
17.10.2025
OSB Uygulama Yönetmeliğinde Önemli Değişiklik: Katılımcılara Ek Süre İmkânı
17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'ne Geçici Madde 13 eklenmiştir. Bu yeni düzenleme, yapı ruhsatı veya işyeri açma ve çalışma ruhsatı almamış OSB katılımcılarına belirli şartlar altında ek süre tanınmasına olanak sağlamaktadır.
-
15.10.2025
Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulma Yükümlülüğünde Güncel Durum
1. GİRİŞ 20 Eylül 2025 tarihli ve 33023 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ("Değişiklik Tebliği") ile, 14 Şubat 2025 tarihli ve 32813 sayılı “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ”e (“Tebliğ") önemli değişiklikler getirilmiştir.
-
25.9.2025
İşe İade Kararı Sonrası İşverenin Yapması Gereken Sgk İşlemleri
Kesinleşen işe iade kararını tebliğ alarak 10 iş günü içinde işe başlama iradesini işverene ileten işçiyi, İşveren işe başlatabileceği gibi işe başlatmayarak mahkeme kararında tespit edilen 4 aylık boşta geçen süre ücretinin yanı sıra işe başlatmama tazminatını da ödeyebilir. Görüldüğü üzere işverenin bu durumda iki seçimlik hakkı bulunmakla birlikte SGK nezdinde yapılacak işlemler her iki durumda da birbirinden farklıdır.