Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun Yeni Yayımlanan Kararı 10 Ekim 2019
Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Kanun’un (“Kanun”) 15 ve 22. Maddeleri uyarınca, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun (“Kurul”) veri sahiplerinin şikayeti üzerine veya resen görev alanına giren konularda inceleme yapma ve ihlal üzerine idari para cezası tanzim etme yetkisi bulunmaktadır. Kurul, yaptığı incelemeler sonucunda önemli gördüğü ve emsal oluşturabileceğini düşündüğü kararların özetlerini internet sitesinde yayımlamaktadır.
Kurul tarafından yayımlanan karar özetlerini aşağıda bilgilerinize sunarız.
Facebook hakkında Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 18.09.2019 tarih ve 2019/269 sayılı Karar Özeti
Facebook temsilcisi tarafından Kuruma gönderilen 14.10.2018 tarihli e-posta’da “Başkasının Gözünden Gör” ihlaline ilişkin bilgi verilerek bilgilendirmenin takip eden hafta içinde yazılı olarak Kişisel Verileri Koruma Kuruluna arz edileceği ifade edilmesine rağmen, Facebook tarafından Kurul’a herhangi bir bildirim yapılmaması üzerine Kurul resen inceleme yapma kararı almıştır.
Kişisel Verileri Koruma Kurulu yaptığı inceleme sonucunda, veri ihlalinin Facebook sisteminin birbirinden farklı 3 özelliği olan "başkasının gözünden gör", "doğum günü kutlayıcı" ve "video yükleyici"nin etkileşimi sonucunda oluşan bir hatadan kaynaklandığını belirledi. Kurul, ihlalden Facebook kullanıcılarına ait ad, cinsiyet, doğum günü, ilişki durumu, eğitim geçmişi, din bilgisi, memleket, konum, Facebook'ta son zamanlarda yapılan aramalar, kullanıcının takip ettiği 500'e kadar başlıca hesaplar gibi kişisel verilerin etkilendiğini tespit etti. Kurul ayrıca Facebook’u Türkçe olarak kullanan 280.959 kullanıcının söz konusu veri ihlalinden etkilendiğini belirtti.
Bu nedenle Kurul, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 12. maddesine göre kişisel verilerin muhafazasının sağlanmasını temin etmek için gerekli idari ve teknik tedbirlerin alınmaması sebebiyle ilgili kanunun 18. maddesi uyarınca 1.150.000 TL ve yine 12. madde kapsamında “en kısa sürede bildirim” yükümlülüğüne aykırılık teşkil eden uygulama nedeniyle ilgili kanunun 18. maddesi uyarınca 450.000 TL idari para cezası uygulanmasına karar vermiştir. Böylece, söz konusu veri ihlaliyle ilgili olarak Kişisel Verileri Koruma Kurulunca Facebook'a toplam 1 milyon 600 bin lira idari para cezası uygulanmasına karar verildi. Kurul daha önce de veri ihlali sebebiyle Facebook'a 1 milyon 650 bin liralık idari para cezası vermişti.
S Şans Oyunları A.Ş hakkında Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 27.08.2019 tarih ve 2019/254 sayılı Kararı
Kişisel Verileri Koruma Kuruluna, S Şans Oyunları Şirket’inin sanal bayi olarak www.tuttur.com alan adlı web sitesinde faaliyet gösterdiklerini, Veri sızıntısından, şirketin üyelerinden birinin veri sızıntısı bilgisini paylaşmasıyla haberdar olduklarına dair bildirimi doğrultusunda, Kurul veri ihlalinden haberdar olmuş; iddiaları soruşturmak için bir inceleme başlatmıştır.
Bu inceleme ile, ihlalin gerçekleşme tarihinin belirlenememesinin, veri sorumlusunun gerekli gözetim, denetim ve kontrolleri yapmadığının göstergesi olduğu, ihlale konu olan Excel listesinde yer alan verilerin ne zaman sistemden çekildiği ve ne zaman veri işleyene aktarıldığının tespit edilememesinin teknik ve idari bir kusur olduğu, listede yer alan üyelerin %90’ının sisteme hiç giriş yapmadığının Şirket tarafından beyan edilmiş olmasına rağmen ihlalden etkilenen kişi sayısının tespit edilememesinin teknik ve idari tedbirlerin tam olarak alınmadığının veya uygulanamadığının göstergesi olduğu, şirketin veri ihlaliyle alakalı olarak ilgili kişilere bildirim yapma hususunda faaliyete geçemediği, bu durumun idari tedbirlerin tam olarak alınmadığının veya uygulanamadığının göstergesi olduğu sonucuna varmıştır.
Bu nedenle Kurul, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 12. maddesine göre kişisel verilerin muhafazasının sağlanmasını temin etmek için gerekli idari ve teknik tedbirlerin alınmaması sebebiyle ilgili kanunun 18. maddesi uyarınca 150.000 TL ve yine 12. madde kapsamında “en kısa sürede bildirim” yükümlülüğüne aykırılık teşkil eden uygulama nedeniyle ilgili kanunun 18. maddesi uyarınca 30.000 TL idari para cezası uygulanmasına karar vermiştir.
Bir turizm şirketi hakkında Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 27.08.2019 tarih ve 2019/255 sayılı Kararı
Şirket tarafından Kuruma gönderilen Local Area Network (LAN-Yerel Alan Ağı) üzerinden, ilgili şifrelerin ele geçirilmesi yoluyla yetkisiz şifre girişi ile siber saldırı yapıldığı ve söz konusu olayın Şirketin Genel alanlarda bulunan bir çalışan bilgisayarı üzerinden çalışan ağına sızılarak gerçekleştirilmesi şeklinde olduğuna dair bildirim neticesinde Kurul resen inceleme yapma kararı almıştır.
Bu inceleme sonucunda, etkilenen kişisel veriler arasında özel nitelikli kişisel veri bulunmadığı, Şirket çalışanı olmayan yetkisiz 3. Kişilerce erişilebilmesinin idari bir tedbirsizlik olduğu, çalışanların ihlal öncesi güvenlik eğitimini almamış olması durumunun kişisel veri güvenliği sağlanması ve farkındalığı noktasında idari bir eksikliğin göstergesi olduğu, bilişim ağlarında sızma durumunun olup olmadığının fark edilmemesinin teknik bir eksiklik olduğu ve söz konusu olayın Bilgi İşlem Birimine, Şirketin diğer birimlerinde çalışanlar tarafından bildirilmesinin Şirketin Bilgi İşlem Biriminin ve Bilgi Sistemlerinin düzgün olarak çalışmadığı ve işlemediğinin bir göstergesi olduğunu belirtmiştir.
Bu nedenle Kurul, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 12. maddesine göre kişisel verilerin muhafazasının sağlanmasını temin etmek için gerekli idari ve teknik tedbirlerin alınmaması, Kişisel verilerin hukuka aykırılı olarak işlenmesini önleyememesi sebebiyle ilgili kanunun 18. maddesi uyarınca 400.000 TL ve yine 12. madde kapsamında “en kısa sürede bildirim” yükümlülüğüne aykırılık teşkil eden uygulama nedeniyle ilgili kanunun 18. maddesi uyarınca 100.000 TL idari para cezası uygulanmasına karar vermiştir.
Yurtdışında yerleşik Tüzel kişilerin Türkiye’deki Şubeleri ile İrtibat Bürolarının Sicile Kayıt Yükümlülüğü Hakkındaki 23/07/2019 tarih ve 2019/225 sayılı Karar
Kurul, yapmış olduğu değerlendirme sonrasında;
- Türkiye’de doğrudan veya şubeleri aracılığıyla kişisel veri işleme faaliyetinde bulunan yurt dışında yerleşik veri sorumlularının Sicile kayıt olmalarının gerektiğine,
- Yurt dışında yerleşik tüzel kişilerin Türkiye’deki şubelerinin, Kanunda yer alan veri sorumlusu tanımı gereği kişisel verilerin işleme amaçlarını ve vasıtalarını belirlemesi ve veri kayıt sisteminin kurulması ile yönetilmesinden sorumlu olması halinde yurt dışında yerleşik tüzel kişiden ayrı olarak Türkiye’de yerleşik veri sorumlusu olarak değerlendirileceğine, bu durumda olan yurt dışında yerleşik tüzel kişilerin Türkiye’deki şubeleri için “yıllık çalışan sayısı” ve “yıllık mali bilanço toplamı” kriterleri açısından yapılacak değerlendirme sonucunda Sicile kayıt yükümlülüğü bulunup bulunmadığına karar verileceğine, bu durumda olmayan yurt dışında yerleşik tüzel kişilerin Türkiye’deki şubelerinin ise Sicile kayıt yükümlülüğünün bulunmadığına,
Türkiye’de irtibat bürosu açılabilmesi için şirket tüzel kişiliklerinin yabancı ülke kanunlarına göre kurulması ve kurulan irtibat bürolarının Türkiye’de ticari faaliyette bulunmaması gerektiği, irtibat bürolarının ticari faaliyet dışında haberleşme, fizibilite araştırması yapma, sosyal ve kültürel alanlarda bazı çalışmaları yürütme, şirketler arasında birleşme ve devirler için ön hazırlık yapma, tanıtım ve reklam, ülkedeki iş olanaklarının yakından takip etme ve bu konular hakkında merkez firmaya bilgi verme amacı doğrultusunda açılan bürolar olması ve şube özelliği bulunmadığı hususu dikkate alındığında söz konusu irtibat bürolarının Sicile kayıt olma yükümlülüğünün bulunmadığına karar vermiştir
Diğer Haberler
-
15.12.2025
İhbar Süresinde Gerçekleşen Ücret Artışından Çalışanın Yararlanması Mümkün Müdür?
4857 Sayılı İş Kanunu'nun 17. Maddesindeki düzenleme uyarınca; belirsiz süreli iş sözleşmelerinin feshinden önce durumun diğer tarafa bildirilmesi gerekmektedir. Buna göre iş sözleşmeleri;
-
12.12.2025
Borca Batıklık ve Sermaye Kaybı Hesaplamasında Muafiyet Süresi Uzatıldı
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("TTK") 376'ncı maddesi, şirketlerde sermaye kaybı ve borca batıklı olma durumunu düzenlemekte olup bu durumlarda uyulacak usul ve esasları ise "6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 376'ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ" ("TTK m. 376 Tebliği") ile detaylandırılmıştır.
-
8.12.2025
OFAC Nedir? Yatırımcılar İçin Stratejik Önemi Ve Uygulama Alanları
Dünya değiştikçe ve gün geçtikçe, daha da sık karşılaşmaya başladığımız terimlerden biri "OFAC". Küreselleşen dünyada uluslararası alanda yatırım yapmak isteyen kurumlar bir şekilde OFAC'a rastlıyor ya da OFAC ile temas ediyor. Zira, OFAC tarafından uygulanan bu yaptırımlar yalnızca ABD vatandaşları / menşeli şirketleri değil, ABD ile doğrudan veya dolaylı olarak ekonomik - finansal temasta olan kişileri de ilgilendiriyor. Peki nedir bu OFAC?
-
4.12.2025
Ortaklara Borçlar Ve Adat Faturası
1. Adat Nedir? Uygulamada sıklıkla işletmelerin ortaklara borç vermesi işlemi ile karşılaşılmaktadır. İşletmenin ortaklardan alacaklı hale geldiği böyle bir durumda söz konusu alacak miktarına adat faizi hesaplanması ve fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Dolasıyla adat, işletme ile ortak/ilgililer arasında gerçekleşen borç-alacak ilişkilerinde işletme kaynaklarının kullanım süresine bağlı olarak faiz tahakkuku hesaplamak ve vergi kaybının telafi edilmesi amacıyla uygulanan bir yöntemdir. Bu hesaplamalar, transfer fiyatlandırması kurallarına uyum, vergi matrahının doğru belirlenmesi ve KDV gibi yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi açısından önem taşır.
-
28.11.2025
Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirim Süreci Ve Yaptırımları
1. Hamiline Yazılı Pay Senetlerin Basımı ve Bildirimi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("Kanun") 484. maddesi uyarınca anonim şirketlerde iki tür pay senedi bulunmaktadır: nama yazılı ve hamiline yazılı pay senetleri. Nama yazılı pay senetlerinde devir işlemi teslim ile gerçekleşirken, hamiline yazılı pay senetlerinin devri için Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirilmesi ve Kayıt Altına Alınması Hakkında Tebliğ ("Tebliğ") uyarınca bazı şartlar getirilmiştir. Tebliğ kapsamında hamiline yazılı payların Merkezi Kayıt Kuruluşu ("MKK") kaydının tamamlanması, yönetim kurulu kararının alınması ve bu kararın ilgili sicil müdürlüğünde tescil ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ettirilmesi gerekmektedir.
-
20.11.2025
Birleşme ve Devralma İşlemlerinde Niyet Mektubu Süreci
Birleşme ve devralma ("M&A") işlemleri, hem hukuki hem ticari açıdan çok aşamalı süreçlerdir. Bu süreçte, sözleşme aşamasına geçilmeden önce sözleşme tarafları, işlem iradelerini belirlemek, ticari beklentilerini paylaşmak ve hukuki çerçeveyi oluşturmak için bir hazırlık sürecine girerler. Bu hazırlık süreci, tarafların işlem yapısına ilişkin temel ilkeleri tartıştığı, müzakere stratejilerini belirlediği ve işlem risklerini değerlendirdiği ilk aşamayı oluşturur.
-
14.11.2025
Gerekçeli Karar Hakkının İhlaline Dair Yeni Aym Kararı Resmi Gazete'de Yayınlandı
1. GİRİŞ Gerekçe, yargı kararlarında meselenin, sonuçta gösterilen şekilde çözülmesinin nedenini ve niçinini gösteren kısımdır ve hüküm vermenin bir uzantısıdır.1 Gerekçenin içeriğinin tatmin edici ve tutarlı olması, hukukî dinlenilme hakkının ve adil yargılanma hakkının sağlanması açısından mühimdir. Gerekçeli karar, mahkemenin tarafsızlığını ortaya koymakla; gerçekten, dosya içeriğine, akla ve hukuka uygun düşen bir gerekçe sayesinde taraflar davayı hangi maddî ve hukukî sebeplerden ötürü kaybettiklerini veya kazandıklarını öğrenme ve tatmin olma şansına sahip olacaklardır.
-
7.11.2025
Kapsam Dışı Personel Hakkında Anayasa Mahkemesi Kararı
22.09.2025 Tarihli Resmi Gazete 'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararında;
-
24.10.2025
Asıl ve Alt İşverenin Arabuluculuğa Birlikte Katılma Zorunluluğu Anayasa Mahkemesi Kararı ile Kaldırıldı
Çalışma hayatında iş ilişkilerinin sona ermesi sonrasında işçinin işe iade talebiyle başvurabileceği arabuluculuk sürecine ilişkin önemli bir Anayasa Mahkemesi kararı yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesi, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinin (15) numaralı fıkrasında yer alan, "Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hâllerde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması gerekir" hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğuna karar vermiştir. Söz konusu karar, 17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
-
23.10.2025
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanına Döviz Ve Para Hareketlerini Sınırlama Yetkisi Veren Kanun Hükmünü İptal Etti!
15 Ekim 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi ("Mahkeme")17 Haziran 2025 tarihli, E. 2024/193, K. 2025/136 sayılı kararıyla1 ("Karar") 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un ("Kanun") 1. maddesini ("Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım satımı ve kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin alım satımı, kıymetli madenlerin rafinajı ile tüm bu eşya ve kıymetlerin, ticari senetlerin ve tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk Parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Cumhurbaşkanı salahiyetlidir.") iptal etmiştir.
-
21.10.2025
Borçlu Dışındaki Kişiye Ait Malların Haczi ve Hukuki Hakların Korunmas
İcra takibi sürecinde borçlunun malvarlığına dahil olmayan üçüncü kişilere ait malların haczi, uygulamada sıkça karşılaşılan ve ciddi mağduriyetlere yol açan bir durumdur. Özellikle eşler arasında mal rejimi kaynaklı belirsizlikler ile birlikte mülkiyet ilişkileri, icra işlemlerinde mülkiyetin kime ait olduğunun doğru şekilde tespitini zorlaştırmaktadır. Bu kapsamda, borçlunun eşinin veya bir başka üçüncü kişinin malı üzerine haciz tatbik edilmesi halinde başvurulabilecek hukuki koruma yollarının en önemlisi istihkak iddiasıdır.
-
20.10.2025
Rekabet Hukuku Çerçevesinde Birleşme ve Devralmalar ve Bildirim Yükümlülüğü
Birleşme ve devralmalar (M&A), şirketlerin büyüme ve yeniden yapılanma stratejilerinin merkezinde yer almaktadır. Şirketlerin gerek ulusal, gerekse uluslararası ölçekte genişleme, pazar paylarını artırma yahut yeni pazarlara giriş yapma amacına hizmet eden bu işlemler, yalnızca ekonomik ve ticari sonuçlar doğurmakla kalmayıp, aynı zamanda ilgili pazardaki rekabet dinamiklerini doğrudan etkileyebilme potansiyeli taşımaktadır. Bu sebeple, birleşme ve devralma işlemleri, pazardaki rekabet yapısını etkileyebilir. Bu özelliğinden dolayı, M&A işlemleri stratejik fırsatlar yaratırken, rekabet düzeninin sürdürülebilirliği açısından da düzenleyici otoritelerin titizlikle değerlendirdiği alanlardan biridir.
-
17.10.2025
OSB Uygulama Yönetmeliğinde Önemli Değişiklik: Katılımcılara Ek Süre İmkânı
17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'ne Geçici Madde 13 eklenmiştir. Bu yeni düzenleme, yapı ruhsatı veya işyeri açma ve çalışma ruhsatı almamış OSB katılımcılarına belirli şartlar altında ek süre tanınmasına olanak sağlamaktadır.
-
15.10.2025
Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulma Yükümlülüğünde Güncel Durum
1. GİRİŞ 20 Eylül 2025 tarihli ve 33023 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ("Değişiklik Tebliği") ile, 14 Şubat 2025 tarihli ve 32813 sayılı “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ”e (“Tebliğ") önemli değişiklikler getirilmiştir.
-
25.9.2025
İşe İade Kararı Sonrası İşverenin Yapması Gereken Sgk İşlemleri
Kesinleşen işe iade kararını tebliğ alarak 10 iş günü içinde işe başlama iradesini işverene ileten işçiyi, İşveren işe başlatabileceği gibi işe başlatmayarak mahkeme kararında tespit edilen 4 aylık boşta geçen süre ücretinin yanı sıra işe başlatmama tazminatını da ödeyebilir. Görüldüğü üzere işverenin bu durumda iki seçimlik hakkı bulunmakla birlikte SGK nezdinde yapılacak işlemler her iki durumda da birbirinden farklıdır.