Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun Yeni Yayımlanan Kararları 12 Haziran 2019
Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Kanun’un (“Kanun”) 15 ve 22. Maddeleri uyarınca, Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun (“Kurul”) veri sahiplerinin şikayeti üzerine veya resen görev alanına giren konularda inceleme yapma ve ihlal üzerine idari para cezası tanzim etme yetkisi bulunmaktadır. Kurul, yaptığı incelemeler sonucunda önemli gördüğü ve emsal oluşturabileceğini düşündüğü kararların özetlerini internet sitesinde yayımlamaktadır.
Kurul tarafından yayımlanan son dört karar özetini aşağıda bilgilerinize sunarız.
Teknik Servis Hizmeti Veren Veri Sorumlusunun Kişisel Verilerin Muhafazasını Sağlamaması Konusunda Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun 14/02/2019 tarihli ve 2019/23 sayılı Kararı:
Teknik servis hizmeti veren veri sorumlusu firmanın, servise cihaz girişi yapıldığına ilişkin müşterilerine bir form numarası verdiği, form numarası sorgulaması ile kişilerin kendi telefonlarının servisteki durumlarına ilişkin bilgilere ulaşabildiği ancak form/takip numarasının son hanelelerinin değiştirilmesi yoluyla farklı kişilere ait kişisel verilere ulaşıldığı konusunda Kişisel Verileri Koruma Kurulu’na ihbarda bulunulmuştur. İlgili veri sorumlusu, yapılan sorgulamalarda cihaz sahiplerinin kişisel verilerine erişimin mümkün olmadığını belirtmesine rağmen Kurul tarafından yapılan incelemede, başka cihaz sahiplerine ilişkin de sorgulamalar yapılabildiği ve söz konusu sorgulamalarla farklı kişilere ait isim, soy isim, adres, IMEI numarası bilgilerine erişim sağlanabildiğini tespit etmiştir. Kurul buna istinaden, 14/02/2019 tarihli ve 2019/23 sayılı kararıyla, veri sorumlusu hakkında 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun 12. Maddesine göre kişisel verilerin muhafazasının sağlanmasını temin etmek için gerekli idari ve teknik tedbirlerin alınmaması sebebiyle ilgili kanunun 18. Maddesi uyarınca 150.000 TL idari para cezası uygulanmasına, ayrıca söz konusu kanuna aykırılığın giderilmesi sağlana kadar da ilgili internet linkinin kullanımının durdurulmasına karar vermiştir.
Teknik Servis Hizmeti Veren Veri Sorumlusunun Kurul Kararına Uymaması Hakkında Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun 05/03/2019 tarihli ve 2019/52 sayılı Kararı:
Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun 14/02/2019 tarihli ve 2019/23 sayılı Kararın Veri Sorumlusu Şirkete tebliği sonrasında Şirket internet sitesi üzerinde farklı form numaraları ile yapılan sorgulamalarda, başka cihazlara ait sorgulamaların halen gerçekleştirilebildiği ve başka bir güvenlik doğrulamasının da yapılmadığı ve aynı internet sitesinde yer alan ‘’ Cihaz Kayıt Görüntüleri için Tıklayınız’’ linki seçildiğinde açılan yeni pencerede IMEI numaralarının halen açık şekilde gösterildiği tespit edilmiştir. Bu itibarla, 2019/23 sayılı Kurul kararıyla şirkete tebliğ edilen “...söz konusu aykırılığın ivedilikle giderilmesi, bahse konu aykırılığın giderildiği hususunun Kurula tevsiki sağlanıncaya kadar işbu Kararda yer alan linklerin kullanımının derhal durdurulması...” şeklindeki talimatın Şirket tarafından Kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun 15. Maddesine aykırı olarak yerine getirilmemesinden dolayı, şirket hakkında ilgili kanunun 18. Maddesi çerçevesinde 50.000 TL idari para cezası uygulanmasına karar vermiştir. Ayrıca Kurul, cihaz takibi için sorgulama yapılabilmesine imkân veren sistemin değiştirmesi ve hâlihazırda sorgulama yapılan sisteme erişimin ivedilikle kapatılması konusunda Şirket’e talimat vermiştir.
Bir Kişinin Rızası Dışında Yargıya ve Üçüncü Kişilere Kişisel Verilerinin Aktarılması Konusunda Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun 01/03/2019 tarihli ve 2019/47 sayılı Kararı:
Başvuru sahibi, kendisi ve ailesi hakkındaki kişisel bilgilere hukuk dışı yollarla erişerek rızası dışında yargıya ve üçüncü kişilere aktardığı iddiasıyla bir başka şahıs hakkında Kişisel Verileri Koruma Kurulu’na şikâyette bulunmuştur. Şikâyetin incelemesinde Kurul, şikâyet edilen şahsın kısmen ya da tamamen otomatik olan ya da herhangi bir veri kayıt sisteminin parçası olmak kaydıyla otomatik olmayan yollarla gerçekleştirilen bir kişisel veri işleme faaliyetine rastlanılmadığına, bu çerçevede şikâyet edilenin veri sorumlusu olarak nitelendirilemeyeceğine karar vermiştir. Kurul kararında ayrıca, şikâyet edilen tarafından başvuran ve ailesine ait kişisel verilerin hukuka aykırı bir şekilde elde edildiği iddiasının Türk Ceza Kanunu kapsamında bir suç niteliği taşıdığı, dolayısıyla söz konusu konuya ilişkin olarak 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında yapılacak bir işlem bulunmadığını belirtmiştir.
İlgili Kişinin Bankaya Yaptığı Başvurunun Cevaplandırılmaması ve Bankanın İnternet Sitesi Üzerinden Yayımladığı Aydınlatma Metninin Mevzuatta Düzenlenen Şartları Taşımaması Hakkında Kişisel Verileri Koruma Kurulu’nun 02/05/2019 tarihli ve 2019/122 sayılı Kararı:
Başvuru sahibi, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanununun (Kanun) 11 inci maddesinde belirtilen hakları kapsamındaki talepleri içeren kayıtlı elektronik posta (KEP) aracılığıyla veri sorumlusu T.C. Ziraat Bankası A.Ş.’ye (Banka) başvurmuştur ancak, Kanunda düzenlenen otuz günlük süre içerisinde başvurusu cevaplandırılmamış ve bunun üzerine gerek bu konuda gerekse veri sorumlusunun, internet sitesi üzerinden yayımladığı aydınlatma metninin mevzuatta düzenlenen şartları taşımadığı hususunda Kurul’a şikâyette bulunmuştur. Kurul tarafından şikâyet konusu hususlarda açıklamada bulunması için Banka’ya yazı gönderilmiştir, ancak Banka tarafından herhangi bir cevap verilmemiştir. Bu nedenle, 6698 sayılı kişisel Verileri Koruma Kanunu’nun 18. Maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca banka nezdinde ihlale sebebiyet veren sorumlular ile gerekli tedbirleri almak ve denetimleri yapmakla yükümlü kişiler hakkında disiplin hükümlerine göre işlem yapılmasına Kurul tarafından karar verilmiştir. Ayrıca, başvuru sahibinin Kanun’un uygulanmasına yönelik taleplerine banka tarafından cevap verilmesi için de talimat verilmiştir. Söz konusu aydınlatma metni ile ilgili olarak da , “Aydınlatma Yükümlülüğünün Yerine Getirilmesinde Uyulacak Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ”in (Tebliğ) 5 inci maddesinin birinci fıkrasının (g) ve (h) bentlerinde yer verilen hükümlere uygun hazırlanmaması ( genel ve muğlak ifadelere yer verilmesi ve hukuki sebebin açıkça belirtilmemesi ) nedeniyle, Bankanın internet sitesinde yer alan aydınlatma metninin yeniden gözden geçirilerek Tebliğ hükümlerine uygun hale getirilmesi yönünde Banka’ya talimat vermiştir.
Market Zincirlerinin “Sadakat Kartlari” Hakkında Kişisel Verileri Koruma Kurulunun 25/03/2019 tarihli ve 2019/82 sayılı Kararı:
Bir marketin mağazalarından temin edilen ve bazı alışveriş/ hizmet alımlarında indirim ve puan biriktirme avantajı sağlayan sadakat kart ile ilgili ilgili internet sitesine giriş yapıldığı esnada ekranlara gelen uyarı metninde “….. Kart avantajlarından faydalanmaya devam edebilmek için Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında veri işleme iznini vermen yeterli…iznin yoksa karşına çıkacak olan üyelik ve rıza beyanı metnini okuyarak onayla.” ya da …. Kart tarafından kişilerin cep telefonlarına gönderilen kısa mesajlarda “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu kapsamında izninizi lütfen güncelleyiniz. İzni güncel olmayan müşterilerimiz, kişisel bilgileri silineceği için kasalarımızdan cep telefonu söyleyerek alışveriş yapamayacaklar.” şeklinde açıklamalara yer verildiği, bu anlamda açık rızanın bir ürün veya hizmetin sunulmasına ilişkin koşul olarak ileri sürüldüğünden bahisle 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (Kanun) kapsamında gerekli işlemlerin tesis edilmesi talep edilmiş ve 6698 Sayılı Kişisel Verileri Koruma Kanunu kapsamında müşterilerden açık rıza alınması esnasında “Veri İzni Alma Uygulaması” adı altında 0,01 TL hizmet bedeli alındığı yolunda ihbarda bulunulmuştur. Şikâyetin incelenmesinde Kurul, veri sorumlusu Şirket tarafından hizmet sunumu kapsamında Sadakat Kart Programına katılımın müşteriler açısından zorunlu tutulmadığını, söz konusu Programa üye olmayan müşterilere hizmet sunulmaması gibi bir durum ortaya çıkmadığını tespit etmiştir. Bunun üzerine, şikâyetçinin Şirket tarafından bir hizmet veya ürün sunulmasının açık rıza şartına bağlandığı iddiası ile ilgili olarak yapılacak bir işlem bulunmadığına karar vermiştir. Veri İzni Alma Uygulaması” altında 0,01 TL hizmet bedeli alınması konusunda veri sorumlusu şirket savunma olarak bilgi teknolojileri hatası nedeni ile bu olayın gerçekleştiğini ve müşterilerden alınan bu ödemelerin telafisi olarak müşterilerin kartına aynı tutarda indirim yüklendiğini ve sistemsel bir hatadan kaynaklanan bu durumun derhal telafi edildiğini belirtmiştir. Dolayısıyla Kurul bu konuya ilişkin olarak da Kanun kapsamında Kurumca yapılacak bir işlem bulunmadığına karar vermiştir. Öte yandan, Aydınlatma Metni”nin incelenmesinde ucu açık ifadelere yer verildiği, Sadakat Kart Programına üye olunması aşamasında elde edilen kişisel veriler ve bunların aktarıldığı taraflar hususları başta olmak üzere, “Üyelik ve Rıza Metni” ile “Aydınlatma Metni” arasındaki tutarsızlıklar bulunduğu, ayrıca, aydınlatma metninde özel nitelikli kişisel verilerin de (sendika/dernek/vakıf üyeliklerine ilişkin bilgiler, ceza mahkûmiyeti, güvenlik tedbirleriyle ilgili veriler, cinsel hayat, biyometrik veri ve sağlık durumunuza ilişkin bilgiler gibi) işlenebileceği ifadelerine yer verildiği görülmüş olup, Şirketin temel faaliyet alanının gıda ve ihtiyaç maddelerinin perakende olarak tüketicilere ulaştırılması olduğu, Şirkete ait tüm işyerlerinde sunulan Sadakat Kart uygulamasının ise bir pazarlama programı olarak tasarlandığı dikkate alındığında, ceza mahkûmiyeti, güvenlik tedbirleriyle ilgili veriler gibi özel nitelikli kişisel verilerin işlenmesinin veri sorumlusunun faaliyetleri kapsamında amaçla bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olmadığı tespit edilmiştir. Dolayısıyla Kurul, “Üyelik ve Rıza Beyanı” ile “Aydınlatma Metni” arasındaki tutarsızlıkların giderilmesi ve Şirketin Aydınlatma Metninin Kanunun temel ilkeleri ve Tebliğ hükümleri de dikkate alınmak suretiyle güncellenmesi gerektiği hususunda talimat vermiştir.
Diğer Haberler
-
12.12.2025
Borca Batıklık ve Sermaye Kaybı Hesaplamasında Muafiyet Süresi Uzatıldı
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("TTK") 376'ncı maddesi, şirketlerde sermaye kaybı ve borca batıklı olma durumunu düzenlemekte olup bu durumlarda uyulacak usul ve esasları ise "6102 Sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 376'ncı Maddesinin Uygulanmasına İlişkin Usul ve Esaslar Hakkında Tebliğ" ("TTK m. 376 Tebliği") ile detaylandırılmıştır.
-
8.12.2025
OFAC Nedir? Yatırımcılar İçin Stratejik Önemi Ve Uygulama Alanları
Dünya değiştikçe ve gün geçtikçe, daha da sık karşılaşmaya başladığımız terimlerden biri "OFAC". Küreselleşen dünyada uluslararası alanda yatırım yapmak isteyen kurumlar bir şekilde OFAC'a rastlıyor ya da OFAC ile temas ediyor. Zira, OFAC tarafından uygulanan bu yaptırımlar yalnızca ABD vatandaşları / menşeli şirketleri değil, ABD ile doğrudan veya dolaylı olarak ekonomik - finansal temasta olan kişileri de ilgilendiriyor. Peki nedir bu OFAC?
-
4.12.2025
Ortaklara Borçlar Ve Adat Faturası
1. Adat Nedir? Uygulamada sıklıkla işletmelerin ortaklara borç vermesi işlemi ile karşılaşılmaktadır. İşletmenin ortaklardan alacaklı hale geldiği böyle bir durumda söz konusu alacak miktarına adat faizi hesaplanması ve fatura düzenlenmesi gerekmektedir. Dolasıyla adat, işletme ile ortak/ilgililer arasında gerçekleşen borç-alacak ilişkilerinde işletme kaynaklarının kullanım süresine bağlı olarak faiz tahakkuku hesaplamak ve vergi kaybının telafi edilmesi amacıyla uygulanan bir yöntemdir. Bu hesaplamalar, transfer fiyatlandırması kurallarına uyum, vergi matrahının doğru belirlenmesi ve KDV gibi yasal yükümlülüklerin yerine getirilmesi açısından önem taşır.
-
28.11.2025
Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirim Süreci Ve Yaptırımları
1. Hamiline Yazılı Pay Senetlerin Basımı ve Bildirimi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun ("Kanun") 484. maddesi uyarınca anonim şirketlerde iki tür pay senedi bulunmaktadır: nama yazılı ve hamiline yazılı pay senetleri. Nama yazılı pay senetlerinde devir işlemi teslim ile gerçekleşirken, hamiline yazılı pay senetlerinin devri için Hamiline Yazılı Pay Senetlerinin Merkezi Kayıt Kuruluşuna Bildirilmesi ve Kayıt Altına Alınması Hakkında Tebliğ ("Tebliğ") uyarınca bazı şartlar getirilmiştir. Tebliğ kapsamında hamiline yazılı payların Merkezi Kayıt Kuruluşu ("MKK") kaydının tamamlanması, yönetim kurulu kararının alınması ve bu kararın ilgili sicil müdürlüğünde tescil ve Türkiye Ticaret Sicil Gazetesinde ilan ettirilmesi gerekmektedir.
-
20.11.2025
Birleşme ve Devralma İşlemlerinde Niyet Mektubu Süreci
Birleşme ve devralma ("M&A") işlemleri, hem hukuki hem ticari açıdan çok aşamalı süreçlerdir. Bu süreçte, sözleşme aşamasına geçilmeden önce sözleşme tarafları, işlem iradelerini belirlemek, ticari beklentilerini paylaşmak ve hukuki çerçeveyi oluşturmak için bir hazırlık sürecine girerler. Bu hazırlık süreci, tarafların işlem yapısına ilişkin temel ilkeleri tartıştığı, müzakere stratejilerini belirlediği ve işlem risklerini değerlendirdiği ilk aşamayı oluşturur.
-
14.11.2025
Gerekçeli Karar Hakkının İhlaline Dair Yeni Aym Kararı Resmi Gazete'de Yayınlandı
1. GİRİŞ Gerekçe, yargı kararlarında meselenin, sonuçta gösterilen şekilde çözülmesinin nedenini ve niçinini gösteren kısımdır ve hüküm vermenin bir uzantısıdır.1 Gerekçenin içeriğinin tatmin edici ve tutarlı olması, hukukî dinlenilme hakkının ve adil yargılanma hakkının sağlanması açısından mühimdir. Gerekçeli karar, mahkemenin tarafsızlığını ortaya koymakla; gerçekten, dosya içeriğine, akla ve hukuka uygun düşen bir gerekçe sayesinde taraflar davayı hangi maddî ve hukukî sebeplerden ötürü kaybettiklerini veya kazandıklarını öğrenme ve tatmin olma şansına sahip olacaklardır.
-
7.11.2025
Kapsam Dışı Personel Hakkında Anayasa Mahkemesi Kararı
22.09.2025 Tarihli Resmi Gazete 'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi Kararında;
-
24.10.2025
Asıl ve Alt İşverenin Arabuluculuğa Birlikte Katılma Zorunluluğu Anayasa Mahkemesi Kararı ile Kaldırıldı
Çalışma hayatında iş ilişkilerinin sona ermesi sonrasında işçinin işe iade talebiyle başvurabileceği arabuluculuk sürecine ilişkin önemli bir Anayasa Mahkemesi kararı yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesi, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinin (15) numaralı fıkrasında yer alan, "Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hâllerde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması gerekir" hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğuna karar vermiştir. Söz konusu karar, 17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
-
23.10.2025
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanına Döviz Ve Para Hareketlerini Sınırlama Yetkisi Veren Kanun Hükmünü İptal Etti!
15 Ekim 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi ("Mahkeme")17 Haziran 2025 tarihli, E. 2024/193, K. 2025/136 sayılı kararıyla1 ("Karar") 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un ("Kanun") 1. maddesini ("Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım satımı ve kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin alım satımı, kıymetli madenlerin rafinajı ile tüm bu eşya ve kıymetlerin, ticari senetlerin ve tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk Parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Cumhurbaşkanı salahiyetlidir.") iptal etmiştir.
-
21.10.2025
Borçlu Dışındaki Kişiye Ait Malların Haczi ve Hukuki Hakların Korunmas
İcra takibi sürecinde borçlunun malvarlığına dahil olmayan üçüncü kişilere ait malların haczi, uygulamada sıkça karşılaşılan ve ciddi mağduriyetlere yol açan bir durumdur. Özellikle eşler arasında mal rejimi kaynaklı belirsizlikler ile birlikte mülkiyet ilişkileri, icra işlemlerinde mülkiyetin kime ait olduğunun doğru şekilde tespitini zorlaştırmaktadır. Bu kapsamda, borçlunun eşinin veya bir başka üçüncü kişinin malı üzerine haciz tatbik edilmesi halinde başvurulabilecek hukuki koruma yollarının en önemlisi istihkak iddiasıdır.
-
20.10.2025
Rekabet Hukuku Çerçevesinde Birleşme ve Devralmalar ve Bildirim Yükümlülüğü
Birleşme ve devralmalar (M&A), şirketlerin büyüme ve yeniden yapılanma stratejilerinin merkezinde yer almaktadır. Şirketlerin gerek ulusal, gerekse uluslararası ölçekte genişleme, pazar paylarını artırma yahut yeni pazarlara giriş yapma amacına hizmet eden bu işlemler, yalnızca ekonomik ve ticari sonuçlar doğurmakla kalmayıp, aynı zamanda ilgili pazardaki rekabet dinamiklerini doğrudan etkileyebilme potansiyeli taşımaktadır. Bu sebeple, birleşme ve devralma işlemleri, pazardaki rekabet yapısını etkileyebilir. Bu özelliğinden dolayı, M&A işlemleri stratejik fırsatlar yaratırken, rekabet düzeninin sürdürülebilirliği açısından da düzenleyici otoritelerin titizlikle değerlendirdiği alanlardan biridir.
-
17.10.2025
OSB Uygulama Yönetmeliğinde Önemli Değişiklik: Katılımcılara Ek Süre İmkânı
17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'ne Geçici Madde 13 eklenmiştir. Bu yeni düzenleme, yapı ruhsatı veya işyeri açma ve çalışma ruhsatı almamış OSB katılımcılarına belirli şartlar altında ek süre tanınmasına olanak sağlamaktadır.
-
15.10.2025
Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulma Yükümlülüğünde Güncel Durum
1. GİRİŞ 20 Eylül 2025 tarihli ve 33023 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ("Değişiklik Tebliği") ile, 14 Şubat 2025 tarihli ve 32813 sayılı “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ”e (“Tebliğ") önemli değişiklikler getirilmiştir.
-
25.9.2025
İşe İade Kararı Sonrası İşverenin Yapması Gereken Sgk İşlemleri
Kesinleşen işe iade kararını tebliğ alarak 10 iş günü içinde işe başlama iradesini işverene ileten işçiyi, İşveren işe başlatabileceği gibi işe başlatmayarak mahkeme kararında tespit edilen 4 aylık boşta geçen süre ücretinin yanı sıra işe başlatmama tazminatını da ödeyebilir. Görüldüğü üzere işverenin bu durumda iki seçimlik hakkı bulunmakla birlikte SGK nezdinde yapılacak işlemler her iki durumda da birbirinden farklıdır.
-
19.9.2025
Yargıtay İBK ile Rekabet Yasağına Aykırılık Davalarında Asliye Ticaret Mahkemelerinin Görevli Olduğuna Karar Verilmiştir
1. Giriş Rekabet etmeme borcu, işçinin işverene karşı olan sadakat borcunun bir türüdür. İşçi, iş sözleşmesinin devamı süresince işverenle rekabet etmemeyi sadakat borcu kapsamında üstlenmektedir. Bununla birlikte, Türk hukukunda iş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmesini yasaklayan herhangi bir kanuni düzenleme bulunmamaktadır. Fakat taraflar, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra işçinin işverene karşı rekabet etmemesini serbest iradeleri ile kararlaştırabilmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun 444-447. maddeleri arasında da işçi ile işveren arasında kurulabilecek rekabet yasağı sözleşmesine ilişkin düzenlemeler ve sınırlamalar yer almaktadır.