PANDEMİDE TÜKETİCİ OLMAK 17 Mart 2021
Dünya’da teknoloji ile beraber yaşanan hızlı değişim süreci üretim ve tüketim algılarını sürekli olarak yenilemekte; bu yenilenen durumlara göre de tüketici sorunları değişmektedir. Tüm bu sorunlara karşı yeterli bilinci oluşturmak adına her yıl 15-21 Mart tarihleri arası “Tüketiciyi Koruma Haftası” olarak kutlanmaktadır. Teknolojinin yanı sıra Covid-19 salgını da bu algıları oldukça değiştirmiş tüketici haklarının korunmasını ve bilinçli tüketici kavramını her zaman olduğundan daha önemli bir hale getirmiştir.
Tüketici neden bilinçli olmalıdır?
Teknolojik gelişmelerle paralel olarak ürünlere ulaşımın kolaylaşması ve ürün çeşitliliğinin artışı gündelik hayattaki tüketim hızının artmasına da sebebiyet vermektedir. Yasal mevzuatın sağlamış olduğu korumaların yanında tüketicinin de haklarını bilerek hareket etmesi, tüketicinin hem daha sonraki süreçlerde herhangi bir mağduriyet yaşamamasını hem de gelirini en iyi şekilde korumasını sağlayacaktır.
Pandeminin tüketici sorunlarına etkisi nelerdir?
Küresel salgın, hayatımızın her alanına dokunmuş; gündelik yaşamdaki tüketici ilişkileri de bu köklü değişimden oldukça etkilenmiştir. Bu sebeple aşağıda en çok problemle karşılaşılan 3 tüketici kalemini genel çerçevede derledik.
a. Okul- Yemek- Servis Ücretleri
Küresel salgının yayılmasını önlemek amacıyla okullarda eğitime geçici bir süreliğine ara verilerek uzaktan eğitimlerle süreç devam ettirilmektedir. Öğrencilerin okula gidemedikleri günlerde yemek ve servis sözleşmelerinden doğan borçların hizmet sağlayıcı tarafından ifa edilememesi söz konusu olacaktır. Bu durumda Türk Borçlar Kanunu’nun “İfa İmkansızlığı” başlıklı 136. Maddesi uyarınca borcun sona ereceği düzenlenmiştir. Hizmet sağlayıcı kurumlar, öğrencilere yemek ve servis hizmeti sunamayacaklarından, öğrenci veli veya vasilerinden de bu yönde bir ücret talep edemeyecekler ve yine yapılmış olan ödemeler de iade edilecektir.
Yemek ve servis ücretlerinin yanı sıra okul ücretleri konusu da uzun zamandan beri çözülmesi beklenen bir hukuki problem haline gelmiştir. Özel okullara kayıt yaptıran öğrencilerin ücret iş ve işlemleri, Özel Öğretim Kurumları Yönetmeliğinin “Ücret Tespiti” başlıklı 53. maddesi hükümleri çerçevesinde belirlenmektedir. Okul idaresi ile öğrenci velisi veya vasisi arasında düzenlenen sözleşme hükümleri söz konusu uyuşmazlıklarda başvurulacak ilk kaynaktır.
Kayseri İl Tüketici Hakem Heyeti’nin bu konuda örnek sayılabilecek bir kararında da sözleşmenin unsurları üzerinden hareket edildiği görülmüştür. Söz konusu olayda idare ile veli arasında yapılan sözleşmenin esas unsurunun uzaktan eğitim değil, “yüz yüze eğitim” olduğu; ayrıca sözleşme içerisinde mücbir sebep hallerinin düzenlenmeyip bu konuda genel hükümlere başvurulması gerektiği; uzaktan eğitimin başka bir sözleşmenin konusu olması sebebiyle de velinin yapmış olduğu ödemenin iadesine karar verilmiştir. Bu noktada okullarla yapılan sözleşmelerde, verilecek olan eğitimin hangi yöntemlerle sağlanacağı konusunda hüküm bulunması tüketicinin korunması bakımından önem arz etmektedir.
b. Paket Tur Sözleşmeleri
Paket tur sözleşmeleri ise salgından en çok etkilenen tüketici kalemlerinden biri olmuştur. Seyahat acenteleri ile tüketici arasında imzalanan bu tip sözleşmeler ulaştırma, konaklama veya diğer turizm hizmetlerinden en az ikisinin birlikte olduğu hizmetlerden oluşmaktadır. Paket Tur Sözleşmeleri Yönetmeliği’nin 16. Maddesi uyarınca tüketici, korona virüs salgını sebebiyle paket tur sözleşmelerini feshedebilecek ve tur bedelinin iadesini talep edebilecektir. Bu ödemenin fesih bildiriminin paket tur düzenleyicisi ya da aracısına ulaşmasından itibaren 14 gün içinde yapılması esastır. Ayrıca, Paket Tur Yönetmeliği’ne “Covid-19 salgını nedeniyle sözleşmenin feshi” başlıklı geçici madde 1 hükmü eklenmiştir. Buna göre de, Covid-19 salgını nedeniyle, 5/2/2020 tarihinden itibaren ifası görülen ve hava yolu ile taşıma içeren paket tur sözleşmelerinde uçuş bedeli uçuş yasağı kalktıktan sonraki altmışıncı günü izleyen on dört gün içerisinde katılımcıya iade edilir.
c. Online Alışverişler
Salgının en büyük etkilerinden biri de alışveriş hayatında görülmektedir. Salgının yayılmasının önlenmesi amacıyla ülke çapında getirilen sokağa çıkma kısıtlamaları tüketiciyi elektronik ticarete (“e-ticaret”) yönlendirmiş, bu kapsamda da her zamankinden daha yoğun işleyen bu sürecin neticesinde tüketici hakları daha fazla gündeme gelmiş ve tüketici haklarının ihlalinde artışlar görülmüştür.
6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkındaki Kanun’un (“Kanun”) 48. Maddesinde düzenlenen mesafeli satış sözleşmeleri, e-ticaret kanalıyla yapılan alışverişleri kapsamaktadır. Tüketici, e-ticaret kanalıyla yaptığı “online” alışverişlerinde mesafeli satış sözleşmesini okumadan hükümleri kabul etmemelidir.
Tüketici, riski en aza indirmek için ön bilgilendirme yapmayan internet sitelerinden alışveriş yapmamalıdır. Alınan ürünün özellikleri, satıcı veya sağlayıcının adı veya unvanı, iletişim bilgileri gibi verilerin alışveriş esnasında tüketicide olması önem arz etmektedir. Ayrıca, tüketicinin bilmesi gereken en önemli haklarından biri ise cayma hakkıdır. Kanun’a göre tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkının kapsamı, istisnaları gibi konularda tüketiciyi bilgilendirmek zorundadır. Bu sebeple cayma hakkına ilişkin sözleşme hükümlerine de dikkat edilmelidir.
Tüketici bu tarz alışverişlerinde ürünün temin ediliş süresi hususuna da dikkat etmelidir. Mal satışları bakımından taahhüt edilen sürenin Kanun’un 48. Maddesinin 3. Fıkrası gereği 30 günü aşmayacağı unutulmamalıdır. Bu sürede, ürün tüketiciye ulaştırılmazsa tüketicinin sözleşmeyi sona erdirme hakkı vardır.
Tüketici sorunları nasıl çözülür? Nereye başvurulur?
Kanun’a göre tüketici işlemleri ve tüketiciye yönelik uygulamalardan doğan uyuşmazlıklarda çözüm bulmak için Tüketici Hakem Heyetleri ve Tüketici Mahkemeleri görevlidir. Yapılacak başvuruların değerleri ise her sene yenilenmektedir. Bu kapsamda 2021 yılı için;
2021 yılı için, 11.330 Türk Lirası ve üzerindeki uyuşmazlıkların karara bağlanması amacıyla tüketici hakem heyetlerine başvuru yapılamaz. Söz konusu uyuşmazlıkların çözümü için 6502 sayılı Kanun’un 73/A maddesi kapsamında önce dava şartı olan arabuluculuk kurumuna başvurulması gereklidir. Bu doğrultuda, arabulucuya başvurmadan doğrudan dava açılması halinde dava usulden reddedilecektir. Arabuluculuk sürecinden sonra tüketici mahkemelerine, tüketici mahkemeleri bulunmayan yerlerde ise asliye hukuk mahkemelerine başvurulması gerekmektedir.
Elden, posta yoluyla veya elektronik ortamda e-Devlet kapısı üzerinden Tüketici Bilgi Sistemi (TÜBİS) üzerinden tüketici hakem heyetlerine başvuruda bulunmak mümkündür.
Diğer Haberler
-
24.10.2025
Asıl ve Alt İşverenin Arabuluculuğa Birlikte Katılma Zorunluluğu Anayasa Mahkemesi Kararı ile Kaldırıldı
Çalışma hayatında iş ilişkilerinin sona ermesi sonrasında işçinin işe iade talebiyle başvurabileceği arabuluculuk sürecine ilişkin önemli bir Anayasa Mahkemesi kararı yayımlanmıştır. Anayasa Mahkemesi, 7036 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu'nun 3. maddesinin (15) numaralı fıkrasında yer alan, "Asıl işveren-alt işveren ilişkisinin bulunduğu hâllerde işe iade talebiyle arabulucuya başvurulduğunda, anlaşmanın gerçekleşebilmesi için işverenlerin arabuluculuk görüşmelerine birlikte katılmaları ve iradelerinin birbirine uygun olması gerekir" hükmünün Anayasa'ya aykırı olduğuna karar vermiştir. Söz konusu karar, 17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanmıştır.
-
23.10.2025
Anayasa Mahkemesi Cumhurbaşkanına Döviz Ve Para Hareketlerini Sınırlama Yetkisi Veren Kanun Hükmünü İptal Etti!
15 Ekim 2025 tarihli Resmi Gazete'de yayımlanan Anayasa Mahkemesi ("Mahkeme")17 Haziran 2025 tarihli, E. 2024/193, K. 2025/136 sayılı kararıyla1 ("Karar") 1567 sayılı Türk Parasının Kıymetini Koruma Hakkında Kanun'un ("Kanun") 1. maddesini ("Kambiyo, nukut, esham ve tahvilat alım satımı ve kıymetli madenler ve kıymetli taşlarla bunlardan mamul veya bunları muhtevi her nevi eşya ve kıymetlerin alım satımı, kıymetli madenlerin rafinajı ile tüm bu eşya ve kıymetlerin, ticari senetlerin ve tediyeyi temine yarayan her türlü vasıta ve vesikaların memleketten ihracı veya memlekete ithalinin tanzim ve tahdidine ve Türk Parasının kıymetinin korunması zımnında kararlar ittihazına Cumhurbaşkanı salahiyetlidir.") iptal etmiştir.
-
21.10.2025
Borçlu Dışındaki Kişiye Ait Malların Haczi ve Hukuki Hakların Korunmas
İcra takibi sürecinde borçlunun malvarlığına dahil olmayan üçüncü kişilere ait malların haczi, uygulamada sıkça karşılaşılan ve ciddi mağduriyetlere yol açan bir durumdur. Özellikle eşler arasında mal rejimi kaynaklı belirsizlikler ile birlikte mülkiyet ilişkileri, icra işlemlerinde mülkiyetin kime ait olduğunun doğru şekilde tespitini zorlaştırmaktadır. Bu kapsamda, borçlunun eşinin veya bir başka üçüncü kişinin malı üzerine haciz tatbik edilmesi halinde başvurulabilecek hukuki koruma yollarının en önemlisi istihkak iddiasıdır.
-
20.10.2025
Rekabet Hukuku Çerçevesinde Birleşme ve Devralmalar ve Bildirim Yükümlülüğü
Birleşme ve devralmalar (M&A), şirketlerin büyüme ve yeniden yapılanma stratejilerinin merkezinde yer almaktadır. Şirketlerin gerek ulusal, gerekse uluslararası ölçekte genişleme, pazar paylarını artırma yahut yeni pazarlara giriş yapma amacına hizmet eden bu işlemler, yalnızca ekonomik ve ticari sonuçlar doğurmakla kalmayıp, aynı zamanda ilgili pazardaki rekabet dinamiklerini doğrudan etkileyebilme potansiyeli taşımaktadır. Bu sebeple, birleşme ve devralma işlemleri, pazardaki rekabet yapısını etkileyebilir. Bu özelliğinden dolayı, M&A işlemleri stratejik fırsatlar yaratırken, rekabet düzeninin sürdürülebilirliği açısından da düzenleyici otoritelerin titizlikle değerlendirdiği alanlardan biridir.
-
17.10.2025
OSB Uygulama Yönetmeliğinde Önemli Değişiklik: Katılımcılara Ek Süre İmkânı
17 Ekim 2025 tarihli ve 33050 sayılı Resmî Gazete'de yayımlanan "Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliğinde Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik" ile Organize Sanayi Bölgeleri Uygulama Yönetmeliği'ne Geçici Madde 13 eklenmiştir. Bu yeni düzenleme, yapı ruhsatı veya işyeri açma ve çalışma ruhsatı almamış OSB katılımcılarına belirli şartlar altında ek süre tanınmasına olanak sağlamaktadır.
-
15.10.2025
Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulma Yükümlülüğünde Güncel Durum
1. GİRİŞ 20 Eylül 2025 tarihli ve 33023 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ” ("Değişiklik Tebliği") ile, 14 Şubat 2025 tarihli ve 32813 sayılı “İşletmenin Muhasebesiyle İlgili Olmayan Ticari Defterlerin Elektronik Ortamda Tutulması Hakkında Tebliğ”e (“Tebliğ") önemli değişiklikler getirilmiştir.
-
25.9.2025
İşe İade Kararı Sonrası İşverenin Yapması Gereken Sgk İşlemleri
Kesinleşen işe iade kararını tebliğ alarak 10 iş günü içinde işe başlama iradesini işverene ileten işçiyi, İşveren işe başlatabileceği gibi işe başlatmayarak mahkeme kararında tespit edilen 4 aylık boşta geçen süre ücretinin yanı sıra işe başlatmama tazminatını da ödeyebilir. Görüldüğü üzere işverenin bu durumda iki seçimlik hakkı bulunmakla birlikte SGK nezdinde yapılacak işlemler her iki durumda da birbirinden farklıdır.
-
19.9.2025
Yargıtay İBK ile Rekabet Yasağına Aykırılık Davalarında Asliye Ticaret Mahkemelerinin Görevli Olduğuna Karar Verilmiştir
1. Giriş Rekabet etmeme borcu, işçinin işverene karşı olan sadakat borcunun bir türüdür. İşçi, iş sözleşmesinin devamı süresince işverenle rekabet etmemeyi sadakat borcu kapsamında üstlenmektedir. Bununla birlikte, Türk hukukunda iş sözleşmesi sona erdikten sonra işçinin işverenle rekabet etmesini yasaklayan herhangi bir kanuni düzenleme bulunmamaktadır. Fakat taraflar, iş sözleşmesinin sona ermesinden sonra işçinin işverene karşı rekabet etmemesini serbest iradeleri ile kararlaştırabilmektedir. Türk Borçlar Kanunu’nun 444-447. maddeleri arasında da işçi ile işveren arasında kurulabilecek rekabet yasağı sözleşmesine ilişkin düzenlemeler ve sınırlamalar yer almaktadır.
-
16.9.2025
Transfer Ücreti: Hukuki Niteliği ve Uygulamadaki Yeri
1. Giriş Transfer ücreti, İş Kanunu'nda doğrudan tanımlanmış bir kavram olmayıp, uygulamadaki çerçevesi ve hukuki niteliği büyük ölçüde Yargıtay kararları ile şekillenmiştir. Özellikle rekabetin yoğun ve uzman iş gücünün sınırlı olduğu sektörlerde gündeme gelen bu uygulama, işverenlerin çalışan politikaları bakımından dikkatle ele alınması gereken bir ödeme türüdür.
-
5.9.2025
İş Gücü Piyasalarında Rekabet: Kaçınılması Gereken İnsan Kaynakları Uygulamaları
Piyasaların sağlıklı işleyişini temin etmek, rekabeti engelleyen uygulamaları tespit etmek ve ihlallere yönelik yaptırımlar uygulamakla görevli olan Rekabet Kurumu ("Kurum"), 4054 sayılı Rekabetin Korunması Hakkında Kanun ("Kanun") uyarınca girdi ve çıktı piyasaları arasında ayrım gözetmeksizin çalışmalar yürütmektedir. İş gücü piyasaları, son dönemde teşebbüslerin girdi piyasalarında rekabet ettikleri başlıca alanlardan biri olarak öne çıkmış ve çeşitli ek dinamiklerin de etkisiyle, Kurum'un artan ölçüde odaklandığı bir piyasa haline gelmiştir. 21 Kasım 2024 tarihinde Kurum tarafından kabul edilen İş Gücü Piyasalarındaki Rekabet İhlallerine Yönelik Kılavuz ("Kılavuz"), iş gücü piyasalarında rekabet ihlallerinin önlenmesine ilişkin önemli bir rehber niteliği taşımaktadır. Bu bültende, Kılavuz ve Kurum bünyesinde görev yapan Rekabet Kurulu'nun ("Kurul") kararları ışığında (i) rekabet hukukunun işgücü piyasalarına uygulanmasıyla ilgili temel bilgi ve prensipler ve (ii) iş gücü piyasalarında rekabet ederken dikkat edilmesi gereken temel yasaklı uygulamalar ele alınacaktır.
-
29.8.2025
İşçinin Uzun Süre Boyunca Raporlu Olması İşverene İş Sözleşmesini Feshetme Hakkı Verir Mi?
İşçi-işveren ilişkilerinde, uzun süreli sağlık raporlarının iş sözleşmesinin akıbetini doğrudan etkilemesi hem çalışanlar hem de işverenler açısından kritik bir öneme sahiptir. Özellikle belirli bir süre boyunca devam eden kesintisiz rapor süreleri, İş Kanunu'nun 25/I-b bendinde, işverenin haklı ve derhal fesih imkanını ve işçiye sağlanacak hakları belirleyen özel bir düzenleme olarak mevzuatta yer almaktadır. Bu kapsamda, işverenin işçinin uzun süreli raporu sonrasında haklı nedenle fesih hakkını nasıl kullanabileceği ve bu sürecin yasal dayanakları ayrıntılı olarak incelenmelidir.
-
18.8.2025
SMS Doğrulama Kodları ve KVKK'nın 2025/1072 Sayılı İlke Kararı
Kişisel Verileri Koruma Kurulu'nun 10 Haziran 2025 tarihli ve 2025/1072 sayılı İlke Kararı, ticari hayatta yaygın bir uygulama haline gelen SMS doğrulama kodları üzerinden kişisel veri işleme faaliyetlerine ilişkin önemli düzenlemeler getirmektedir. Bu karar, özellikle perakende satış ve hizmet sektörlerinde müşteri ilişkileri yönetiminde köklü değişiklikleri zorunlu kılmaktadır.
-
11.8.2025
Yenilenebilir Enerji Üretimi Şirketlerinde Birleşme Devralma İşlemleri
Son yıllarda Türkiye'de elektrik enerjisi piyasasında dikkat çeken gelişmeler, üretim kapasitesinin artırılmasına yönelik yatırımlarla sınırlı kalmamakta, yenilenebilir enerji alanındaki şirketlere yapılan stratejik yatırımlar ve birleşme devralma işlemleriyle de gündeme geliyor.
-
31.7.2025
Kısmi Süreli İş Sözleşmesi'nde Yıllık İzin ile Kıdem ve İhbar Tazminatı
Kısmi Süreli İş Sözleşmesi 4857 Sayılı İş Kanunu'nun 13. Maddesi'nde "İşçinin normal haftalık çalışma süresinin, tam süreli iş sözleşmesiyle çalışan emsal işçiye göre önemli ölçüde daha az belirlenmesi durumunda sözleşme kısmi süreli iş sözleşmesidir." şeklinde tanımlanmıştır.
-
30.7.2025
Emlak Vergisi Değerlerinin Tespitine İlişkin Kararlara Karşı Dava Yolu
a. Genel Olarak 2002 yılında 4751 sayılı Vergi Usul Kanunu, Emlâk Vergisi Kanunu ve Harçlar Kanununda Değişiklik Yapılmasına İlişkin Kanun ile Emlak Vergisi Kanunu'nda yapılan değişiklikler akabinde emlak vergisi matrahının tespitinde beyan esası kaldırılmış ve idari makamlarca yapılacak takdir ve tespit usulüne geçilmiştir